Anonim kullanıcı
Kamer Suresi: Revizyonlar arasındaki fark
düzenleme özeti yok
imported>Moghaddami |
imported>Husein Değişiklik özeti yok |
||
50. satır: | 50. satır: | ||
| data14 = '''1470''' | | data14 = '''1470''' | ||
}} | }} | ||
'''Kamer Suresi''' ([[Arapça]]: '''سورة القمر''') adını ilk [[ayet]]inde geçen "Kamer" kelimesinden almıştır. "Kamer" | '''Kamer Suresi''' ([[Arapça]]: '''سورة القمر''') adını ilk [[ayet]]inde geçen "Kamer" kelimesinden almıştır. "Kamer" ay demektir. Ayın yarılışından bahsettiği için [[sure]] bu ismi almıştır. <ref>Mekarim Şirazi, Tefsir-i Numune, c 23, s 6.</ref> 55 ayetten oluşan sure, [[Tarık Suresi]]'nden sonra ve [[Sad Suresi]]'nden önce [[Mekke]]'de nazil olmuştur. [[Mushaf]]’taki sıralamada 54 ve iniş sırasına göre 37. suredir. | ||
== Tanıtım == | == Tanıtım == | ||
Surenin bir diğer adı yine aynı münasebetle “İkterebet” veya “İkterabetis sâatu”dır. Bazı rivayetlerde nakledildiğine göre bu sure [[Tevrat]]’ta “Mubeyyeze”{{enot|Beyaz kökünden beyazlık ve aydınlık manasında.}} adıyla geçmiştir. <ref> Daneşname-i Kur'an ve Kur'an Pejuhi، c2، s 1253.</ref> | Surenin bir diğer adı yine aynı münasebetle “İkterebet” veya “İkterabetis-sâatu”dır. Bazı rivayetlerde nakledildiğine göre bu sure [[Tevrat]]’ta “Mubeyyeze”{{enot|Beyaz kökünden beyazlık ve aydınlık manasında.}} adıyla geçmiştir. <ref> Daneşname-i Kur'an ve Kur'an Pejuhi، c2، s 1253.</ref> | ||
Tüm kari ve müfessirlerin görüşüne göre sure 55 ayettir. Sure 342 kelime ve 1470 harften oluşmaktadır. Mushaf’taki resmi sırasına göre elli dördüncü, <ref>Marifet, Amuzeş-i Ulum- | Tüm kari ve müfessirlerin görüşüne göre sure 55 ayettir. Sure 342 kelime ve 1470 harften oluşmaktadır. Mushaf’taki resmi sırasına göre elli dördüncü, <ref>Marifet, Amuzeş-i Ulum-u Kur’an, 1371 h.ş, c 2, s 166.</ref> iniş sırasına göre ise, otuz yedinci suredir. Sure [[Mekki Medeni Sureler|Mekki]] surelerdendir. Hacim ve boyut olarak mufassal surelerden ve tıval kategorisindendir. Yaklaşık yarım hiziptir. <ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c 2, s 1253.</ref> | ||
== İçeriği == | == İçeriği == | ||
67. satır: | 67. satır: | ||
Ve andolsun öğüt ve ibret için Kur'ân'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var? (Kamer Suresi / 17) | Ve andolsun öğüt ve ibret için Kur'ân'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var? (Kamer Suresi / 17) | ||
Bu ayet-i kerimenin tefsirinde şu şekilde bir açıklamada bulunulmuştur: | Bu ayet-i kerimenin tefsirinde şu şekilde bir açıklamada bulunulmuştur: Kur’an’ı kolaylaştırmaktan maksat şudur: Yani Yüce [[Allah]], Kur’an-ı Kerim’i öyle bir şekilde beyan etmiştir ki genel ve özel insanlar rahatlıkla onu anlayabilir. Tüm insanlar fert-fert olarak, kendi anlama kapasiteleri ölçüsünce, Kur’an’dan bir şeyler anlayabilir. <ref>Tabatabai, el-Mizan, Tercüme, 1374 h.ş, c 19, s 113.</ref> | ||
Doğrusunu söylemek gerekirse, uyarı ve | Doğrusunu söylemek gerekirse, uyarı ve müjdeleri, açık ve net, öyküleri, gerçek ve içeriği zengin, delil ve kanıtları güçlü ve sağlam, mantığı emin ve kararlı ve tesir etmek için gerekli olan tüm sözler Kur’an da toplanmıştır. <ref>Mekarim Şirazi, Tefsir-i Numune, 1371 h.ş, c 23, s 35.</ref> | ||
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ فِي مَقْعَدِ صِدْقٍ عِندَ مَلِيكٍ مُّقْتَدِرٍ | إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ فِي مَقْعَدِ صِدْقٍ عِندَ مَلِيكٍ مُّقْتَدِرٍ | ||
77. satır: | 77. satır: | ||
Bu ayet-i kerimeler, cennetliklere verilecek maddi (uçsuz bucaksız bağlar ve akan nehirler) ve manevi (güçlü ve muktedir olan Yüce Allah'a yakın olmak) nimetlerden bahsetmektedir. | Bu ayet-i kerimeler, cennetliklere verilecek maddi (uçsuz bucaksız bağlar ve akan nehirler) ve manevi (güçlü ve muktedir olan Yüce Allah'a yakın olmak) nimetlerden bahsetmektedir. | ||
Takva ehline müjde makamında olan ayetler, iki özelliği kendinde barındırmaktadır: İlki | Takva ehline müjde makamında olan ayetler, iki özelliği kendinde barındırmaktadır: İlki şudur ki cennet, doğruluk ve hakikat yeridir. Hiçbir beyhude ve batıl şey ona yol bulamaz. Allah Teâlâ’nın tüm vaatleri orada aynen vuku bulacaktır. | ||
İkinci olarak | İkinci olarak şudur ki: Cennette Allah’a olan yakınlık, cismani değil manevi bir yakınlıktır. <ref>Mekarim Şirazi, Tefsir-i Numune, 1371 h.ş, c 23, s 81.</ref> | ||
==Fazilet ve Özellikleri== | ==Fazilet ve Özellikleri== | ||
Kamer Suresi'ni okumanın fazileti hakkında [[Allah Resulü]]’nden (s.a.a) şöyle bir hadis-i şerif nakledilmiştir: Her kim Kamer | Kamer Suresi'ni okumanın fazileti hakkında [[Allah Resulü]]’nden (s.a.a) şöyle bir hadis-i şerif nakledilmiştir: Her kim Kamer Suresini bir gün aralıkla, yani iki günde bir okursa, yüzü ayın on dördündeki dolunay gibi parlar vaziyette kıyamet sahnesine dâhil olur. Ve her kim Kamer Suresi'ni her gece okursa, kıyamet günü yüzü bembeyaz parıldar. <ref>Tabersi, Mecmau’l Beyan, c 9, s 307.</ref> | ||
Yine aynı şekilde İbn-i Abbas, Peygamber Efendimiz’den (s.a.a) şöyle bir rivayet nakletmektedir: Kamer | Yine aynı şekilde İbn-i Abbas, Peygamber Efendimiz’den (s.a.a) şöyle bir rivayet nakletmektedir: Kamer Suresini okuyan, Tevrat’ta ay yüzlü olarak adlandırılmıştır. Yüzlerin ak ve kara olacağı gün, Kamer Suresini okuyan şahsın yüzü, nurlu ve ak olacaktır. <ref>Suyuti, Camiu’s-Sağir, c 2, s 234.</ref> | ||
[[İmam Sadık]] (a.s) da şöyle buyurmuştur: Her kim Kamer | [[İmam Sadık]] (a.s) da şöyle buyurmuştur: Her kim Kamer Suresini okursa, Allah-u Teâlâ onu kabrinden çıkardığında, cennet bineklerinden bir bineğe binmiş vaziyette çıkarıverir. <ref>Şeyh Saduk, Sevabu’l Amal, s 116.</ref> | ||
El-Burhan | El-Burhan tefsirinde, Kamer Suresini okumanın fazileti hakkında birtakım özellikler zikredilmiştir: Örneğin; halk yanında sevilen ve sayılan olur <ref>Behrani, el-Burhan Tefsiri, c 5, s 213.</ref> ve zor işler ona kolaylaşır. <ref>Behrani, el-Burhan Tefsiri, c 5, s 213.</ref> | ||
==Tarihi Rivayetler ve Öyküler== | ==Tarihi Rivayetler ve Öyküler== | ||
*Hz. Nuh’un (a.s) risaleti, kavmi tarafından [[yalan]]lanması, Hz. Nuh’un (a.s) bedduası, | *Hz. Nuh’un (a.s) risaleti, kavmi tarafından [[yalan]]lanması, Hz. Nuh’un (a.s) bedduası, tufanın gelmesi, Hz. Nuh (a.s) ve taraftarlarının kurtuluşu. 9-15. ayet-i kerimeler. | ||
*Ad kavminin, peygamberin davetini kabul etmemesi, Ad kavminin şiddetli ve korkunç fırtına ve kasırgalarla azaba duçar olması, 18-20. | *Ad kavminin, peygamberin davetini kabul etmemesi, Ad kavminin şiddetli ve korkunç fırtına ve kasırgalarla azaba duçar olması, 18-20. ayet-i kerimeler. | ||
*Semud kavminin, peygamberlerin davetini kabul etmemesi, dişi deve mucizesi ve suyun bölüştürülmesi emri, devenin kesilmesi, Semud kavmine azabın nazil olması. 23-31. | *Semud kavminin, peygamberlerin davetini kabul etmemesi, dişi deve mucizesi ve suyun bölüştürülmesi emri, devenin kesilmesi, Semud kavmine azabın nazil olması. 23-31. ayet-i kerimeler. | ||
*Lut kavminin, peygamberin davetini kabul etmemesi, Lut kavminin taş yağmuruna tutularak | *Lut kavminin, peygamberin davetini kabul etmemesi, Lut kavminin taş yağmuruna tutularak azaba duçar olması, Hz. Lut (a.s) ve ailesinin kurtuluşu, Hz. Lut’un (a.s) azap gelmeden önce kavmini uyarması, Lut kavminin Hz. Lut’un (a.s) misafirlerine kötülük yapmaya kalkışması ve azaba duçar olmaları. 33-39. ayet-i kerimeler. | ||
*Firavun hanedanına peygamberlerin gönderilmesi, Firavun ve hanedanının Allah’ın ayetlerini yalanlaması ve azaba duçar olmaları. 41 ve 42. | *Firavun hanedanına peygamberlerin gönderilmesi, Firavun ve hanedanının Allah’ın ayetlerini yalanlaması ve azaba duçar olmaları. 41 ve 42. ayet-i kerimeler. | ||
==Kamer Suresi Arapça ve Türkçe Meali== | ==Kamer Suresi Arapça ve Türkçe Meali== | ||
119. satır: | 119. satır: | ||
1. Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. | 1. Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. | ||
2. Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve | 2. Onlar bir mucize görürlerse, hemen yüz çevirirler ve “Eskiden beri devam eden bir büyüdür” derler. | ||
3. Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Hâlbuki her işin ulaşacağı yeri vardır. | 3. Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Hâlbuki her işin ulaşacağı yeri vardır. | ||
129. satır: | 129. satır: | ||
6. Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir. | 6. Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir. | ||
7, 8. Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve | 7, 8. Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve davetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler “Bu, çok çetin bir gündür!” derler. | ||
çıkarlar. O esnada kâfirler | |||
9. Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek | 9. Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek “O, delirdi” dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı. | ||
vazgeçmeye) zorlandı. | |||
10. Bunun üzerine, Rabbine | 10. Bunun üzerine, Rabbine “Ben yenik düştüm, bana yardım et!” diyerek yalvardı. | ||
11. Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık. | 11. Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık. | ||
183. satır: | 181. satır: | ||
33. Lût'un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı. | 33. Lût'un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı. | ||
34, 35. Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher | 34, 35. Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız. | ||
vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız. | |||
36. Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar. | 36. Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar. | ||
37. Onlar Lût'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. «Haydi, azabımı ve | 37. Onlar Lût'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. «Haydi, azabımı ve uyarılarımı tadın!» (dedik). | ||
uyarılarımı tadın!» (dedik). | |||
38. Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı. | 38. Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı. | ||
199. satır: | 195. satır: | ||
41. Şüphesiz Firavun'un kavmine de uyarıcılar gelmişti. | 41. Şüphesiz Firavun'un kavmine de uyarıcılar gelmişti. | ||
42. Lâkin onlar bütün | 42. Lâkin onlar bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık. | ||
43. Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir | 43. Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berat mı var? | ||
44. Yoksa «Biz, intikam almağa gücü yeten bir topluluğuz» mu diyorlar? | 44. Yoksa «Biz, intikam almağa gücü yeten bir topluluğuz» mu diyorlar? | ||
207. satır: | 203. satır: | ||
45. O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır. | 45. O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır. | ||
46. Bilakis kıyamet onlara | 46. Bilakis kıyamet onlara vadedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır. | ||
47. Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler. | 47. Şüphesiz suçlular, sapıklık ve çılgınlık içindedirler. | ||
48. O gün yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde «Cehennemin elemini tadın!» denir. | 48. O gün yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde «Cehennemin elemini tadın!» denir. | ||
223. satır: | 219. satır: | ||
53. Küçük büyük her şey satır-satır yazılmıştır. | 53. Küçük büyük her şey satır-satır yazılmıştır. | ||
54, 55. | 54, 55. Takva sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve Yüce Allah'ın huzurunda hak meclisindedirler. | ||
|} | |} | ||
{{Collapse bottom}} | {{Collapse bottom}} | ||
238. satır: | 234. satır: | ||
== Bibliyografi == | == Bibliyografi == | ||
<div style="{{column-count|3}}"> | <div style="{{column-count|3}}"> | ||
* [[Kur’an-ı Kerim]], tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Dâru'l | * [[Kur’an-ı Kerim]], tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Dâru'l Kur'âni'l Kerim, 1418 h.k. / m. 1376. | ||
* Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan, Nahid, h.ş | * Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan, Nahid, 1377 h.ş. | ||
*Kur’an-ı Kerim, Tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Daru’l | *Kur’an-ı Kerim, Tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Daru’l Kur’ani’l Kerim, 1376 h.ş. | ||
*Behrani, Seyyid Haşim, el-Burhan, Tahran, Bonyad-i Bi’set, h.k | *Behrani, Seyyid Haşim, el-Burhan, Tahran, Bonyad-i Bi’set, 1416 h.k. | ||
*Suyuti, Celaleddin, el-Fethu'l | *Suyuti, Celaleddin, el-Fethu'l Kebir fi Dammi'z-Ziyadat ila'l-Camii's-Sağir, Tahkik: Yusuf el-Behai, Beyrut, Daru’l-Fikr, 1423 h.k. | ||
*[[Şeyh Saduk]], Muhammed | *[[Şeyh Saduk]], Muhammed b. Ali, Sevabu’l Amal ve İkabu’l Amal, Tahkik: Sadık Hasanzade, Tahran, Ermağan Tuba, 1382 h.ş. | ||
*Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan-Nahid, h.ş | *Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan-Nahid, 1377 h.ş. | ||
*Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, [[el-Mizan]] fi Tefsiri’l | *Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, [[el-Mizan]] fi Tefsiri’l Kur’an, Tercüme: Seyyid Muhammed Bakır Musavi Hemdani, Kum, Defter-i İntişarat-ı İslami Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i [[Kum]], Beşinci baskı, 1374 h.ş. | ||
*Tabersi, | *Tabersi, Fazıl b. Hasan, [[Mecmeu'l Beyan Tefsiri|Mecmau’l Beyan]] fi Tefsiri’l Kur’an, Tercüme: Bistuni, Meşhet, Astan-i Kuds-i Razavi, 1390 h.ş. | ||
*Marifet, Muhammed Hadi, Amuzeş-i Ulum- | *Marifet, Muhammed Hadi, Amuzeş-i Ulum-u Kur’an, Merkez-i Çap ve Neşr-i Sazman-ı Tebligat-i İslami, Birinci baskı, 1371 h.ş. | ||
*Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, Tahran, Daru’l | *Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, Tahran, Daru’l Kutubi’l İslamiye, Onuncu baskı, 1371 h.ş. | ||
</div><br/> | </div><br/> | ||