İçeriğe atla

Hamrau'l-Esed Gazvesi: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
imported>S.j.mousavi
kDeğişiklik özeti yok
imported>Motahari
Değişiklik özeti yok
32. satır: 32. satır:
  |  data11 = [[Hz. Muhammed (s.a.a)]] {{-}} [[Ebu Süfyan]]
  |  data11 = [[Hz. Muhammed (s.a.a)]] {{-}} [[Ebu Süfyan]]
}}
}}
'''Hamrau’l-Esed Gazvesi''' ([[Arapça]]: '''غزوة حمراء الأسد'''); Hicretin üçüncü yılında, [[Uhud Gazvesi|Uhud gazvesi]]nden bir gün sonra gerçekleşmiştir. [[Allah Resulü]] (s.a.a) bu savaşla, [[müşrik]]lerin yeniden [[Medine]]’ye saldırmasına engel olmayı hedeflemiştir.<br />
'''''Hamrau’l-Esed Gazvesi''''' ([[Arapça]]: '''غزوة حمراء الأسد'''); Hicretin üçüncü yılında, [[Uhud Gazvesi|Uhud gazvesi]]nden bir gün sonra gerçekleşmiştir. [[Allah Resulü]] (s.a.a) bu savaşla, [[müşrik]]lerin yeniden [[Medine]]’ye saldırmasına engel olmayı hedeflemiştir.<br />
   
   
Hamrau’l-Esed’de bir muharebe gerçekleşmemiş ve bundan dolayı da bazıları bu savaşı [[gazve]]lerden saymamışlardır.  
Hamrau’l-Esed’de bir muharebe gerçekleşmemiş ve bundan dolayı da bazıları bu savaşı [[gazve]]lerden saymamışlardır.  


== Savaşın Zamanı ve Coğrafi Konumu ==
== Gazvenin Zamanı ve Coğrafi Konumu ==
Hamrau’l-Esed Gazvesi; Hicretin üçüncü yılı [[Şevval Ayı|Şevval ayı]]nın sekizinde; [[Uhud Gazvesi|Uhud gazvesi]]nden bir gün sonra, Medine’nin sekiz veya on mil güneyindeki (yaklaşık 20km) Hamrau’l-Esed bölgesinde meydana gelmiştir.<ref> İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 107 - 108; İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref>
Hamrau’l-Esed Gazvesi; Hicretin üçüncü yılı [[Şevval Ayı|Şevval ayı]]nın sekizinde; [[Uhud Gazvesi|Uhud gazvesi]]nden bir gün sonra, Medine’nin sekiz veya on mil güneyindeki (yaklaşık 20km) Hamrau’l-Esed bölgesinde meydana gelmiştir.<ref> İbni Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 107 - 108; İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref>


== Gazvenin Şekillenmesi ==
== Gazvenin Şekillenmesi ==
{{Şablon:İslam Tarihi}}
{{Şablon:İslam Tarihi}}
[[Uhud Savaşı|Uhud savaşı]]nın ertesi günü, (yaralılar kendi yaralarını tedavi etmek meşgul iken) sabah [[namaz]]ından sonra, [[Allah Resulü]] (s.a.a) [[Bilal Habeşi|Bilal]]’e şöyle nida etmesini emretti:  
[[Uhud Savaşı|Uhud savaşı]]nın ertesi günü, (yaralılar kendi yaralarını tedavi etmekle meşgul iken) sabah [[namaz]]ından sonra, [[Allah Resulü]] (s.a.a) [[Bilal Habeşi|Bilal]]’e şöyle nida etmesini emretti:  
: “Resûlullah, düşmanınızı takip etmenizi size emrediyor! Dün, Uhud savaşında bizimle birlikte çarpışmada bulunmayanlar gelmeyeceklerdir. Sadece, Uhud savaşına katılanlar geleceklerdir!”<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 300; İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 39, 42 – 43.</ref><br />
: “Resûlullah, düşmanınızı takip etmenizi size emrediyor! Dün, Uhud savaşında bizimle birlikte çarpışmada bulunmayanlar gelmeyeceklerdir. Sadece, Uhud savaşına katılanlar geleceklerdir!”<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 300; İbni Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 39, 42 – 43.</ref><br />


Başka bir rivayette [[Allah Resulü]]nün (s.a.a) sadece Uhud savaşında yaralananların kendisiyle gelmesine izin verdiği nakledilmiştir.<ref> Kummi, Tefsiru’l-Kummi, [[Al-i İmran Suresi]]: 172 – 174. Ayetlerinin tefsiri.</ref>
Başka bir rivayette [[Allah Resulü]]nün (s.a.a) sadece Uhud savaşında yaralananların kendisiyle gelmesine izin verdiği nakledilmiştir.<ref> Kummi, Tefsiru’l-Kummi, [[Al-i İmran Suresi]]: 172 – 174. Ayetlerinin tefsiri.</ref>


İlk rivayet esasınca, [[Uhud Savaşı|Uhud savaşı]]na katılan 700 Müslümandan 70’den fazlası [[şehit]] düşmüş<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 300; İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 39, 42 - 43.</ref> ve onlardan geriye kalanların hepsi de Hamrau’l-Esed savaşına katılmıştır.<ref> İbn Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, c. 2, cüz 4, s. 51 - 52.</ref>
İlk rivayet esasınca, [[Uhud Savaşı|Uhud savaşı]]na katılan 700 Müslümandan 70’den fazlası [[şehit]] düşmüş<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 300; İbni Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 39, 42 - 43.</ref> ve onlardan geriye kalanların hepsi de Hamrau’l-Esed savaşına katılmıştır.<ref> İbni Kesir, el-Bidayetu ve’n-Nihaye, c. 2, cüz 4, s. 51 - 52.</ref>


Ancak ikinci rivayet esasınca, bu savaşta [[Hz. Fahri Kainat Efendimiz|Hz. Fahri Kainat Efendimize]] (s.a.a) 60<ref> Makdisi, Kitabu’l-Bed’u ve’t-Tarih, c. 4, s. 205.</ref> veya 70 kişi<ref> Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, Al-i İmran Suresi: 172 – 174. Ayetlerinin tefsiri.</ref> eşlik etmiştir. Yani Uhud savaşında yaralananlar bu savaşa katılmıştır.<ref> Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 335.</ref> Nitekim [[Allah]] Teala’nın Al-i İmran suresinin 172. ayetindeki buyruğu “Savaşta yara aldıktan sonra, yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına icabet edenlerden iyi ve takvalı olanlar için büyük bir mükâfat vardır.”<ref> الَّذِینَ اسْتَجَابُواْ لِلّهِ وَالرَّسُولِ مِن بَعْدِ مَآ أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ لِلَّذِینَ أَحْسَنُواْ مِنْهُمْ وَاتَّقَواْ أَجْرٌ عَظِیمٌ.</ref> ve Allah Resulünün (s.a.a) “Şüphesiz Allah’ın emirlerinde sabitkadem olan ve düşmanını takip eden gruptur, bu (iş) düşman için daha fazla ziyan vericidir ve çok fazla ve geniş yankı uyandırır.”<ref> اَلا عِصابةٌ تشدّ لامراللّه تطلب عدوّها فانها انکی للعدو و ابعد للسمع.</ref> sözü, ikinci görüşü desteklemektedir.<ref> Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, A-li İmran Suresi: 172 – 174. Ayetlerin tefsiri; Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 335.</ref><br />
Ancak ikinci rivayet esasınca, bu seferde [[Hz. Fahri Kainat Efendimiz|Hz. Fahri Kainat Efendimize]] (s.a.a) 60<ref> Makdisi, Kitabu’l-Bed’u ve’t-Tarih, c. 4, s. 205.</ref> veya 70 kişi<ref> Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, Al-i İmran Suresi: 172 – 174. Ayetlerinin tefsiri.</ref> eşlik etmiştir. Yani Uhud savaşında yaralananlar bu sefere katılmıştır.<ref> Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 335.</ref> Nitekim [[Allah]] Teala’nın Al-i İmran suresinin 172. ayetindeki buyruğu “Savaşta yara aldıktan sonra, yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına icabet edenlerden iyi ve takvalı olanlar için büyük bir mükâfat vardır.”<ref> الَّذِینَ اسْتَجَابُواْ لِلّهِ وَالرَّسُولِ مِن بَعْدِ مَآ أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ لِلَّذِینَ أَحْسَنُواْ مِنْهُمْ وَاتَّقَواْ أَجْرٌ عَظِیمٌ.</ref> ve Allah Resulünün (s.a.a) “Şüphesiz Allah’ın emirlerinde sabitkadem olan ve düşmanını takip eden gruptur, bu (iş) düşman için daha fazla ziyan vericidir ve çok fazla ve geniş yankı uyandırır.”<ref> اَلا عِصابةٌ تشدّ لامراللّه تطلب عدوّها فانها انکی للعدو و ابعد للسمع.</ref> sözü, ikinci görüşü desteklemektedir.<ref> Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, A-li İmran Suresi: 172 – 174. Ayetlerin tefsiri; Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 335.</ref><br />


Şemsi Şami bu iki görüşü cem etmeye çalışmıştır.<ref> Şemsi Şami, Subulu’l-Huda ve’r-Reşad, c. 4, s. 447.</ref> Zayıf bir rivayette de, Allah Resulünün (s.a.a) Uhud savaşına katılan veya katılmayanlardan oluşturduğu bir orduyu bu [[gazve]]ye götürdüğü nakledilmiştir.<ref> Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 403.</ref>
Şemsi Şami bu iki görüşü cem etmeye çalışmıştır.<ref> Şemsi Şami, Subulu’l-Huda ve’r-Reşad, c. 4, s. 447.</ref> Zayıf bir rivayette de, Allah Resulünün (s.a.a) Uhud savaşına katılan veya katılmayanlardan oluşturduğu bir orduyu bu [[gazve]]ye götürdüğü nakledilmiştir.<ref> Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 403.</ref>
   
   
Her hâlükârda Uhud savaşında yaralananlar Allah Resulünün (s.a.a) emrine icabet ederek silahlarını kuşanmışlardır. Bu arada diğerlerinden daha çok yara alan [[Beni Seleme]] kabilesinden 40 kişi de peygambere katılmışlardır. [[Abdullah b. Sehl]] ve kardeşi Rafi’ gibi merkebi olmayan bazıları da düşe kalka kendilerini Peygamber’e yetiştirmişlerdir. Sadece Uhud savaşında bulunmayan [[Cabir b. Abdullah]], Hz. Resulün (s.a.a) izniyle Müslümanların ordusuna katılmıştır.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 334 - 336.</ref><br />
Her hâlükârda Uhud savaşında yaralananlar Allah Resulünün (s.a.a) emrine icabet ederek silahlarını kuşanmışlardır. Bu arada diğerlerinden daha çok yara alan [[Seleme oğulları]] kabilesinden 40 kişi de peygambere katılmışlardır. [[Abdullah b. Sehl]] ve kardeşi Rafi’ gibi merkebi olmayan bazıları da düşe kalka kendilerini Peygamber’e yetiştirmişlerdir. Sadece Uhud savaşında bulunmayan [[Cabir b. Abdullah]], Hz. Resulün (s.a.a) izniyle Müslümanların ordusuna katılmıştır.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 334 - 336.</ref><br />


Allah Resulü (s.a.a) Uhud savaşından sonra toplanan sancağı [[İmam Ali]]’ye (a.s) verdi (başka bir görüşe göre [[Ebubekir]]’e) ve kendisi de aldığı yaralara rağmen mescide giderek [[namaz]] kıldı ve ardından savaş kıyafetlerini kuşanarak savaşa çıktı.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 336 – 337; Tabersi, İ’lamu’l-Vera, c. 1, s. 183 – 184; İbn Şehri Aşub, Menakıb, c. 1, s. 167.</ref>
Allah Resulü (s.a.a) Uhud savaşından sonra toplanan sancağı [[İmam Ali]]’ye (a.s) verdi (başka bir görüşe göre [[Ebubekir]]’e) ve kendisi de aldığı yaralara rağmen mescide giderek [[namaz]] kıldı ve ardından savaş kıyafetlerini kuşanarak savaşa çıktı.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 336 – 337; Tabersi, E’lamu’l-Vera, c. 1, s. 183 – 184; İbni Şehraşub, Menakıb, c. 1, s. 167.</ref>


== Savaşın Hedefi ==
== Savaşın Hedefi ==
[[Allah]] Teala’nın emriyle vuku bulan bu savaşta, [[Hz. Resulü Ekrem]]’in (s.a.a) hedefi<ref> Al-i İmran Suresi, 172 – 174. Ayetler; Kummi, Tefsiru’l-Kummi, Al-i İmran Suresi, 172 – 174. Ayetlerin tefsiri; Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, Al-i İmran Suresi, 172 – 174. Ayetlerin tefsiri.</ref> müşrikleri [[Medine]]’ye yeniden saldırmaktan korkutmak, Müslümanların gücünü düşmana sergilemek ve [[Uhud Savaşı|Uhud savaşı]]nda alınan yara ve yenilginin düşmanlarla mücadele etmedeki azim ve iradelerini zayıflatmadığını göstermekti.<ref> İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 107; İbn Hazm, Cevamiu’s-Sire, s. 175.</ref><br />
[[Allah]] Teala’nın emriyle vuku bulan bu savaşta, [[Hz. Resulü Ekrem]]’in (s.a.a) hedefi<ref> Al-i İmran Suresi, 172 – 174. Ayetler; Kummi, Tefsiru’l-Kummi, Al-i İmran Suresi, 172 – 174. Ayetlerin tefsiri; Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, Al-i İmran Suresi, 172 – 174. Ayetlerin tefsiri.</ref> müşrikleri [[Medine]]’ye yeniden saldırmaktan korkutmak, Müslümanların gücünü düşmana sergilemek ve [[Uhud Savaşı|Uhud savaşı]]nda alınan yara ve yenilginin düşmanlarla mücadele etmedeki azim ve iradelerini zayıflatmadığını göstermekti.<ref> İbni Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 107; İbni Hazm, Cevamiu’s-Sire, s. 175.</ref><br />


Allah Resulünün (s.a.a) Müslümanları savaşmak için hazırlarken yaptığı konuşma da buna işaret etmektedir: “…bu (iş) düşman için daha fazla ziyan vericidir ve çok fazla ve geniş yankı uyandırır.”<ref> Taberi, Cami’, Al-i İmran Suresi, 172. Ayetin tefsiri; Mecmeu’l-Beyan, Al-i İmran Suresi, 172 – 174. Ayetlerin tefsiri.</ref><br />
Allah Resulünün (s.a.a) Müslümanları savaşmak için hazırlarken yaptığı konuşma da buna işaret etmektedir: “…bu (iş) düşman için daha fazla ziyan vericidir ve çok fazla ve geniş yankı uyandırır.”<ref> Taberi, Cami’, Al-i İmran Suresi, 172. Ayetin tefsiri; Mecmeu’l-Beyan, Al-i İmran Suresi, 172 – 174. Ayetlerin tefsiri.</ref><br />
64. satır: 64. satır:


== Müşriklerin Takibi ==
== Müşriklerin Takibi ==
[[Hz. Resulü Ekrem]] (s.a.a) [[Beni Eslem]] kabilesinden üç kişi ordunun gözcüsü olarak önden gönderdi. Bu üç kişi Hamrau’l-Esed bölgesinde müşriklere yetiştiler. Ama müşrikler üç kişiden ikisini şehit ettiler. Müşrikler bu bölgede konakladıkları sırada [[Medine]]’ye yeniden saldırmak için istişareler yapıyorlardı. Ancak [[Safvan b. Ümeyye]] onları Müslümanların kin ve gazabından sakındırarak, onları bu sefer yenilebilecekleri hususunda uyardı. Bunun üzerine yoluna devam eden müşrikler Medine’ye 20 mil uzaklıktaki (yaklaşık 40 km) Revha bölgesinde konakladılar.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 337 – 339; İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref><br />
[[Hz. Resulü Ekrem]] (s.a.a) [[Eslem oğulları]] kabilesinden üç kişi ordunun gözcüsü olarak önden gönderdi. Bu üç kişi Hamrau’l-Esed bölgesinde müşriklere yetiştiler. Ama müşrikler üç kişiden ikisini şehit ettiler. Müşrikler bu bölgede konakladıkları sırada [[Medine]]’ye yeniden saldırmak için istişareler yapıyorlardı. Ancak [[Safvan b. Ümeyye]] onları Müslümanların kin ve gazabından sakındırarak, onları bu sefer yenilebilecekleri hususunda uyardı. Bunun üzerine yoluna devam eden müşrikler Medine’ye 20 mil uzaklıktaki (yaklaşık 40 km) Revha bölgesinde konakladılar.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 337 – 339; İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref><br />


Allah Resulü (s.a.a) ve ashabı da Hamrau’l-Esed bölgesine varınca orada konakladılar. [[İslam]] ordusu Hz. Resulullah’ın (s.a.a) emriyle (Müslümanların sayısını kalabalık göstermek ve düşmanın kalbine korku salmak için) geceleri çok fazla sayıda ateş yaktılar. Yakılan 500 ateşin alevleri çok uzak mesafelerden görülebiliyordu. Böylece bu ordunun ünü her tarafa yayıldı.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 337 – 339; İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref>
Allah Resulü (s.a.a) ve ashabı da Hamrau’l-Esed bölgesine varınca orada konakladılar. [[İslam]] ordusu Hz. Resulullah’ın (s.a.a) emriyle (Müslümanların sayısını kalabalık göstermek ve düşmanın kalbine korku salmak için) geceleri çok fazla sayıda ateş yaktılar. Yakılan 500 ateşin alevleri çok uzak mesafelerden görülebiliyordu. Böylece bu ordunun ünü her tarafa yayıldı.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 337 – 339; İbni Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref>


== Müşriklerin Tekrar Saldırmaktan Korkması ==
== Müşriklerin Tekrar Saldırmaktan Korkması ==
Müşriklerin [[Revha]]’da konakladıkları sırada Ebu Süfyan yeniden saldırma düşüncesindeydi ve henüz [[Kureyş]]’i yeniden [[Medine]]’ye saldırmak için ikna etmeye istekliydi. [[Ebu Süfyan]] yiyecek almak için Medine'ye gitmekte olan iki kişi vasıtasıyla Resulü Ekrem'e (s.a.a), Medine'ye geri döneceklerini ve sağ kalan Müslümanları da öldüreceklerini bildirdi. Bu haberi alan Hz. Peygamber (s.a.a) ve Müslümanlar şöyle dediler: “'''Allah bize yeter; O ne güzel vekildir!'''”<ref> Al-i İmran Suresi, 172. Ayet.</ref> (حَسبُنا الله و نِعمَ الوکیل)  
Müşriklerin [[Revha]]’da konakladıkları sırada, Ebu Süfyan yeniden saldırma düşüncesindeydi ve henüz [[Kureyş]]’i yeniden [[Medine]]’ye saldırmak için ikna etme çabasındaydı. [[Ebu Süfyan]] yiyecek almak için Medine'ye gitmekte olan iki kişi vasıtasıyla Resulü Ekrem'e (s.a.a), Medine'ye geri döneceklerini ve sağ kalan Müslümanları da öldüreceklerini bildirdi. Bu haberi alan Hz. Peygamber (s.a.a) ve Müslümanlar şöyle dediler: “'''Allah bize yeter; O ne güzel vekildir!'''”<ref> Al-i İmran Suresi, 172. Ayet.</ref> (حَسبُنا الله و نِعمَ الوکیل)  


Bu sırada kabilesinin diğer fertleri gibi Allah Resulünün (s.a.a) müttefiki olan [[Ma’bed b. Ebi Ma’bed Huzai]], Revha bölgesinde [[Ebu Süfyan]]’la görüştü. Bu görüşmede Ma’bed sözleri ve şiirleri ile Ebu Süfyan ve [[Kureyş]]’i yeniden Medine’ye saldırma fikrinden vazgeçirdi. Ma’bed Ebu Süfyan’a şöyle dedi: “Muhammed Hamrau’l Esed’e yüzlerini öfke bürümüş bir orduyla gelmiş ve ben ömrüm boyunca böyle çehreler görmedim”.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 338; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 108 - 109.</ref> Böylece savaş yorgunu ve kendi zaferlerinden dolayı sevinen müşrikler Müslümanların korkusundan hızla [[Mekke]]’ye geri döndüler.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 339; Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 403.</ref> Ma’bed Huzai de bir haberciyle kafirlerin [[Mekke]]’ye döndüğü haberini [[Hz. Resulü Ekrem]]’e (s.a.a) iletti.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 339 - 340; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 109 – 110.</ref>
Bu sırada kabilesinin diğer fertleri gibi Allah Resulünün (s.a.a) müttefiki olan [[Ma’bed b. Ebi Ma’bed Huzai]], Revha bölgesinde [[Ebu Süfyan]]’la görüştü. Bu görüşmede Ma’bed sözleri ve şiirleri ile Ebu Süfyan ve [[Kureyş]]’i yeniden Medine’ye saldırma fikrinden vazgeçirdi. Ma’bed Ebu Süfyan’a şöyle dedi: “Muhammed Hamrau’l Esed’e yüzlerini öfke bürümüş bir orduyla gelmiş ve ben ömrüm boyunca böyle çehreler görmedim”.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 338; İbni Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 108 - 109.</ref> Böylece savaş yorgunu ve kendi zaferlerinden dolayı sevinen müşrikler Müslümanların korkusundan hızla [[Mekke]]’ye geri döndüler.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 339; Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 403.</ref> Ma’bed Huzai de bir haberciyle kafirlerin [[Mekke]]’ye döndüğü haberini [[Hz. Resulü Ekrem]]’e (s.a.a) iletti.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 339 - 340; İbni Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 109 – 110.</ref>


== Müslümanların Medine’ye Dönüşü ==
== Müslümanların Medine’ye Dönüşü ==
[[Hz. Resulullah Efendimiz|Hz. Resulü Ekrem Efendimiz]], beş günden sonra Hamrau'l-Esed'den [[Medine]]’ye geri döndü.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 334; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 108; Taberi, Tarih, c. 2, s. 535; Üç günden sonra; Bekri, Mucemu Me’sta’cem min Esmai’l-Biladi ve’l-Mevazi’; c. 1, s. 468; İki günden sonra.</ref> Bu müddet içerisinde Allah Resulünün (s.a.a) Medine’deki vekili [[Abdullah b. Ümmü Mektum]]’du.<ref> İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref> [[Kureyş]], münafıklar ve Medine Yahudileri için tebliği ve psikolojik bir yenilgi olan bu gazve Müslümanların ruhuiyesini de güçlendirmiştir.<ref> Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 339 - 341.</ref> [[Al-i İmran Suresi|Al-i İmran suresi]]nin 172 ila 175. ayetleri Hamrau’l-Esed gazvesi hakkında nazil olmuştur.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 340; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 128; Taberi, Cami’, bu ayetlerin açıklamasında; Şemsi Şami, Subulu’l-Huda ve’r-Reşad, c. 4, s. 444 - 445.</ref><br />
[[Hz. Resulullah Efendimiz|Hz. Resulü Ekrem Efendimiz]], beş günden sonra Hamrau'l-Esed'den [[Medine]]’ye geri döndü.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 334; İbni Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 108; Taberi, Tarih, c. 2, s. 535; Üç günden sonra; Bekri, Mucemu Müsta’cem min Esmai’l-Biladi ve’l-Mevazi’; c. 1, s. 468; İki günden sonra.</ref> Bu müddet içerisinde Allah Resulünün (s.a.a) Medine’deki vekili [[Abdullah b. Ümmü Mektum]]’du.<ref> İbni Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref> [[Kureyş]], münafıklar ve Medine Yahudileri için tebliği ve psikolojik bir yenilgi olan bu gazve Müslümanların ruhuiyesini de güçlendirmiştir.<ref> Amuli, es-Sahih min Siyreti’n-Nebi, c. 4, s. 339 - 341.</ref> [[Al-i İmran Suresi|Al-i İmran suresi]]nin 172 ila 175. ayetleri Hamrau’l-Esed gazvesi hakkında nazil olmuştur.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Meğazi, c. 1, s. 340; İbni Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 128; Taberi, Cami’, bu ayetlerin açıklamasında; Şemsi Şami, Subulu’l-Huda ve’r-Reşad, c. 4, s. 444 - 445.</ref><br />
   
   
Hamrau’l-Esed’de bir muharebe gerçekleşmemiş ve bundan dolayı da bazıları bu savaşı [[gazve]]lerden saymamışlardır.<ref> Mes’udi, Tenbihu’l-Eşraf, s. 245.</ref>
Hamrau’l-Esed’de bir muharebe gerçekleşmemiş ve bundan dolayı da bazıları bu seferi [[gazve]]lerden saymamışlardır.<ref> Mes’udi, Tenbihu’l-Eşraf, s. 245.</ref>


== Ayrıca bakınız ==
== Ayrıca bakınız ==
88. satır: 88. satır:
<div style="{{column-count|2}}">
<div style="{{column-count|2}}">
* [[Kur’an-ı Kerim]].  
* [[Kur’an-ı Kerim]].  
* İbn Hazm, Cevamiu’s-Sire, baskı: İhsan Abbas ve Nasıruddin Esed, Kahire, 1950.  
* İbni Hazm, Cevamiu’s-Sire, baskı: İhsan Abbas ve Nasıruddin Esed, Kahire, 1950.  
* İbn Sa’d, Tabakat, Beyrut.  
* İbni Sa’d, Tabakat, Beyrut.  
* İbn Şehri Aşub, Menakıbı A’li Ebi Talib, Necef, 1956.  
* İbni Şehri Aşub, Menakıbı A’li Ebi Talib, Necef, 1956.  
* İbn Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, c. 2, tahkik: Ahmed Ebu Mulhim ve diğerleri, Beyrut, 1405 / 1985.  
* İbni Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, c. 2, tahkik: Ahmed Ebu Mulhim ve diğerleri, Beyrut, 1405 / 1985.  
* İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, tahkik: Mustafa Sakka, İbrahim Ebyari ve Abdulhafiz Şelebi, Kahire, 1355 / 1936, baskı ofset Beyrut.   
* İbni Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, tahkik: Mustafa Sakka, İbrahim Ebyari ve Abdulhafiz Şelebi, Kahire, 1355 / 1936, baskı ofset Beyrut.   
* Bekri, Abdullah b. Abdulaziz, Mucemu Me’sta’cem min Esmai’l-Biladi ve’l-Mevazi’, tahkik: Mustafa Sakka, Beyrut, 1403 / 1983.
* Bekri, Abdullah b. Abdulaziz, Mucemu Me’sta’cem min Esmai’l-Biladi ve’l-Mevazi’, tahkik: Mustafa Sakka, Beyrut, 1403 / 1983.
* Belazuri, Ahmed b. Yahya, Ensabu’l-Eşraf, tahkik: Mahmud Firdevs Azm, Demeşk, 1996 / 2000.
* Belazuri, Ahmed b. Yahya, Ensabu’l-Eşraf, tahkik: Mahmud Firdevs Azm, Demeşk, 1996 / 2000.
Anonim kullanıcı