İçeriğe atla

Hamrau'l-Esed Gazvesi: Revizyonlar arasındaki fark

imported>Hucceti
imported>Hucceti
46. satır: 46. satır:
Başka bir rivayette [[Allah Resulü]]nün (s.a.a) sadece Uhud savaşında yaralananların kendisiyle gelmesine izin verdiği nakledilmiştir.<ref> Kummi, Tefsiru’l-Kummi, [[Al-i İmaran suresi|Al-i İmran Suresi]]: 172 – 174. Ayetlerinin tefsiri.</ref>
Başka bir rivayette [[Allah Resulü]]nün (s.a.a) sadece Uhud savaşında yaralananların kendisiyle gelmesine izin verdiği nakledilmiştir.<ref> Kummi, Tefsiru’l-Kummi, [[Al-i İmaran suresi|Al-i İmran Suresi]]: 172 – 174. Ayetlerinin tefsiri.</ref>


İlk rivayet esasınca, [[Uhud Savaşı|Uhud savaşı]]na katılan 700 Müslümandan 70’den fazlası şehit düşmüş<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 300; İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 39, 42 - 43.</ref> ve onlardan geriye kalanların hepsi de Hamrau’l-Esed savaşına katılmıştır.<ref> İbn Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, c. 2, cüz 4, s. 51 - 52.</ref>
İlk rivayet esasınca, [[Uhud Savaşı|Uhud savaşı]]na katılan 700 Müslümandan 70’den fazlası [[şehit]] düşmüş<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 300; İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 39, 42 - 43.</ref> ve onlardan geriye kalanların hepsi de Hamrau’l-Esed savaşına katılmıştır.<ref> İbn Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, c. 2, cüz 4, s. 51 - 52.</ref>


Ancak ikinci rivayet esasınca, bu savaşta [[Hz. Fahri Kainat Efendimiz|Hz. Fahri Kainat Efendimize]] (s.a.a) 60<ref> Makdisi, Kitabu’l-Bed’u ve’t-Tarih, c. 4, s. 205.</ref> veya 70 kişi<ref> Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, Al-i İmran Suresi: 172 – 174. Ayetlerinin tefsiri.</ref> eşlik etmiştir. Yani Uhud savaşında yaralananlar bu savaşa katılmıştır.<ref> Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 335.</ref> Nitekim [[Allah]] Teala’nın Al-i İmran suresinin 172. ayetindeki buyruğu “Savaşta yara aldıktan sonra, yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına icabet edenlerden iyi ve takvalı olanlar için büyük bir mükâfat vardır.”<ref> الَّذِینَ اسْتَجَابُواْ لِلّهِ وَالرَّسُولِ مِن بَعْدِ مَآ أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ لِلَّذِینَ أَحْسَنُواْ مِنْهُمْ وَاتَّقَواْ أَجْرٌ عَظِیمٌ.</ref> ve Allah Resulünün (s.a.a) “Şüphesiz Allah’ın emirlerinde sabitkadem olan ve düşmanını takip eden gruptur, bu (iş) düşman için daha fazla ziyan vericidir ve çok fazla ve geniş yankı uyandırır.”<ref> اَلا عِصابةٌ تشدّ لامراللّه تطلب عدوّها فانها انکی للعدو و ابعد للسمع.</ref> sözü, ikinci görüşü desteklemektedir.<ref> Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, A-li İmran Suresi: 172 – 174. Ayetlerin tefsiri; Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 335.</ref><br />
Ancak ikinci rivayet esasınca, bu savaşta [[Hz. Fahri Kainat Efendimiz|Hz. Fahri Kainat Efendimize]] (s.a.a) 60<ref> Makdisi, Kitabu’l-Bed’u ve’t-Tarih, c. 4, s. 205.</ref> veya 70 kişi<ref> Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, Al-i İmran Suresi: 172 – 174. Ayetlerinin tefsiri.</ref> eşlik etmiştir. Yani Uhud savaşında yaralananlar bu savaşa katılmıştır.<ref> Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 335.</ref> Nitekim [[Allah]] Teala’nın Al-i İmran suresinin 172. ayetindeki buyruğu “Savaşta yara aldıktan sonra, yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına icabet edenlerden iyi ve takvalı olanlar için büyük bir mükâfat vardır.”<ref> الَّذِینَ اسْتَجَابُواْ لِلّهِ وَالرَّسُولِ مِن بَعْدِ مَآ أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ لِلَّذِینَ أَحْسَنُواْ مِنْهُمْ وَاتَّقَواْ أَجْرٌ عَظِیمٌ.</ref> ve Allah Resulünün (s.a.a) “Şüphesiz Allah’ın emirlerinde sabitkadem olan ve düşmanını takip eden gruptur, bu (iş) düşman için daha fazla ziyan vericidir ve çok fazla ve geniş yankı uyandırır.”<ref> اَلا عِصابةٌ تشدّ لامراللّه تطلب عدوّها فانها انکی للعدو و ابعد للسمع.</ref> sözü, ikinci görüşü desteklemektedir.<ref> Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, A-li İmran Suresi: 172 – 174. Ayetlerin tefsiri; Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 335.</ref><br />
Anonim kullanıcı