Anonim kullanıcı
Hamrau'l-Esed Gazvesi: Revizyonlar arasındaki fark
→Müşriklerin Yeni Bir Saldırıdan Korkması
imported>Rustem |
imported>Rustem |
||
35. satır: | 35. satır: | ||
== Müşriklerin Yeni Bir Saldırıdan Korkması == | == Müşriklerin Yeni Bir Saldırıdan Korkması == | ||
Müşriklerin | Müşriklerin [[Revha]]’da konakladıkları sırada Ebu Süfyan yeniden saldırma düşüncesindeydi ve henüz [[Kureyş]]’i yeniden [[Medine]]’ye saldırmak için ikna etmeye istekliydi. [[Ebu Süfyan]] yiyecek almak için Medine'ye gitmekte olan iki kişi vasıtasıyla Resulü Ekrem'e (s.a.a), Medine'ye geri döneceklerini ve sağ kalan Müslümanları da öldüreceklerini bildirdi. Bu haberi alan Hz. Peygamber (s.a.a) ve Müslümanlar şöyle dediler: “'''Allah bize yeter; O ne güzel vekildir!'''”<ref> Al-i İmran Suresi, 172. Ayet.</ref> (حَسبُنا الله و نِعمَ الوکیل) | ||
Bu sırada kabilesinin diğer fertleri gibi Allah Resulünün (s.a.a) müttefiki olan Ma’bed b. Ebi Ma’bed Huzai, Revha bölgesinde Ebu | Bu sırada kabilesinin diğer fertleri gibi Allah Resulünün (s.a.a) müttefiki olan [[Ma’bed b. Ebi Ma’bed Huzai]], Revha bölgesinde [[Ebu Süfyan]]’la görüştü. Bu görüşmede Ma’bed sözleri ve şiirleri ile Ebu Süfyan ve [[Kureyş]]’i yeniden Medine’ye saldırma fikrinden vazgeçirdi. Ma’bed Ebu Süfyan’a şöyle dedi: “Muhammed Hamrau’l Esed’e yüzlerini öfke bürümüş bir orduyla gelmiş ve ben ömrüm boyunca böyle çehreler görmedim”.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 338; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 108 - 109.</ref> Böylece savaş yorgunu ve kendi zaferlerinden dolayı sevinen müşrikler Müslümanların korkusundan hızla [[Mekke]]’ye geri döndüler.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 339; Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 403.</ref> Ma’bed Huzai de bir haberciyle kafirlerin [[Mekke]]’ye döndüğü haberini [[Hz. Resulü Ekrem]]’e (s.a.a) iletti.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 339 - 340; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 109 – 110.</ref> | ||
== Müslümanların Medine’ye Dönüşü == | == Müslümanların Medine’ye Dönüşü == | ||
Hz. Resulü Ekrem Efendimiz, beş günden sonra Hamrau'l-Esed'den Medine’ye döndü.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 334; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 108; Taberi, Tarih, c. 2, s. 535; Üç günden sonra; Bekri, Mucemu Me’sta’cem min Esmai’l-Biladi ve’l-Mevazi’; c. 1, s. 468; İki günden sonra.</ref> Bu müddet içerisinde Allah Resulünün (s.a.a) Medine’deki vekili Abdullah b. Ümmü Mektum’du.<ref> İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref> Kureyş, münafıklar ve Medine Yahudileri için tebliği ve psikolojik bir yenilgi olan bu gazve Müslümanların ruhuiyesini de güçlendirmiştir.<ref> Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 339 - 341.</ref> A-li İmran suresinin 172 ila 175. ayetleri Hamrau’l-Esed gazvesi hakkında nazil olmuştur.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 340; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 128; Taberi, Cami’, bu ayetlerin açıklamasında; Şemsi Şami, Subulu’l-Huda ve’r-Reşad, c. 4, s. 444 - 445.</ref> | Hz. Resulü Ekrem Efendimiz, beş günden sonra Hamrau'l-Esed'den Medine’ye döndü.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 334; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 108; Taberi, Tarih, c. 2, s. 535; Üç günden sonra; Bekri, Mucemu Me’sta’cem min Esmai’l-Biladi ve’l-Mevazi’; c. 1, s. 468; İki günden sonra.</ref> Bu müddet içerisinde Allah Resulünün (s.a.a) Medine’deki vekili Abdullah b. Ümmü Mektum’du.<ref> İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 49.</ref> Kureyş, münafıklar ve Medine Yahudileri için tebliği ve psikolojik bir yenilgi olan bu gazve Müslümanların ruhuiyesini de güçlendirmiştir.<ref> Amuli, es-Sahih min Sireti’n-Nebi, c. 4, s. 339 - 341.</ref> A-li İmran suresinin 172 ila 175. ayetleri Hamrau’l-Esed gazvesi hakkında nazil olmuştur.<ref> Vakıdi, Kitabu’l-Magazi, c. 1, s. 340; İbn Hişam, es-Siretu’n-Nebeviyye, c. 3, s. 128; Taberi, Cami’, bu ayetlerin açıklamasında; Şemsi Şami, Subulu’l-Huda ve’r-Reşad, c. 4, s. 444 - 445.</ref> | ||
Hamrau’l-Esed’de bir muharebe gerçekleşmemiş ve bundan dolayı da bazıları bu savaşı gazvelerden saymamışlardır.<ref> Mes’udi, Tenbihu’l-Eşraf, s. 245.</ref> | Hamrau’l-Esed’de bir muharebe gerçekleşmemiş ve bundan dolayı da bazıları bu savaşı gazvelerden saymamışlardır.<ref> Mes’udi, Tenbihu’l-Eşraf, s. 245.</ref> |