Anonim kullanıcı
Fetih Suresi: Revizyonlar arasındaki fark
düzenleme özeti yok
imported>S.J.Mosavi kDeğişiklik özeti yok |
imported>Husein Değişiklik özeti yok |
||
50. satır: | 50. satır: | ||
| data14 = '''2509''' | | data14 = '''2509''' | ||
}} | }} | ||
'''Fetih suresi''' ([[Arapça]]: '''سورة الفتح'''), [[Mekke]]'nin fethinden bahsettiği için "Fetih [[Sure]]si" olarak isimlendirilmiştir. 29 [[ayet]]ten oluşan surenin indiği yer hakkında farklı görüşler vardır | '''Fetih suresi''' ([[Arapça]]: '''سورة الفتح'''), [[Mekke]]'nin fethinden bahsettiği için "Fetih [[Sure]]si" olarak isimlendirilmiştir. 29 [[ayet]]ten oluşan surenin indiği yer hakkında farklı görüşler vardır. Ancak [[Medine]]'de indiği kabul edilmiştir. [[Mushaf]]’taki resmi sırası itibarıyla 48. ve nüzul sırasına göre ise, 112. suredir. | ||
== Fetih Suresi == | == Fetih Suresi == | ||
Mekke’nin fethini peşi sıra getiren [[Hudeybiye antlaşması]] ve Mekke’nin fethinden açık fetih diye bahsettiğinden dolayı da sureye Fetih suresi denmiştir. Müslümanların [[şirk]] ve müşriklere nihai zaferini ortaya koyan [[Mekke'nin Fethi|Mekke fethi]] bu surede ele alınmıştır. | Mekke’nin fethini peşi sıra getiren [[Hudeybiye antlaşması]] ve Mekke’nin fethinden "açık fetih" diye bahsettiğinden dolayı da sureye "Fetih suresi" denmiştir. Müslümanların [[şirk]] ve müşriklere nihai zaferini ortaya koyan [[Mekke'nin Fethi|Mekke fethi]] bu surede ele alınmıştır. | ||
Ayet sayısı tüm kari ve müfessirlere göre 29’dur. Kelime sayısı 560 | Ayet sayısı tüm kari ve müfessirlere göre 29’dur. Kelime sayısı 560 ve harf sayısı ise, 2509’dur. Fetih suresi, Kur’an-ı Kerim’in 26. Cüz’ün de yer almaktadır. <ref> Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c 2, s 1251. </ref> Mushaf’taki resmi sırasına göre kırk sekizinci ve iniş sırasına göre ise, yüz on ikinci suredir. Sure Medine’de nazil olmuştur. <ref>Marifet, Amuzeş-i Ulum-u Kur’an, 1371 h.ş, c 2, s 168. Hacim olarak mesani surelerden ve bir hizbe yakındır.</ref> | ||
==Fetih’ten Maksat== | ==Fetih’ten Maksat== | ||
Fetih’ten maksat nedir ve hangi zaferdir noktasında müfessirler arasında farklı görüşler bulunmaktadır. <ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c 2, s 1251.</ref> | "Fetih’ten maksat nedir ve hangi zaferdir?" noktasında, müfessirler arasında farklı görüşler bulunmaktadır. <ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c 2, s 1251.</ref> | ||
Müfessirlerin birçoğu özellikle | Müfessirlerin birçoğu, özellikle Ebu’l Futuh-u Razi, Feyz-i Kaşani, "Fi Zilali'l Kur'an" kitabının yazarı ve yine aynı şekilde "[[el-Mizan]]" Tefsiri’nin yazarı Allame Tabatabai, [[Hudeybiye Antlaşması]] sonrasında Müslümanlara nasip olan zafere işaret ettiğine inanmaktalar. <ref>Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsir-i el-Mizan, Tercüme; Muhammed Bakır Musavi Hemdani, c 18, s 379.</ref> | ||
Özellikle Fetehna «فتحنا» cümlesinin | Özellikle "Fetehna" «فتحنا» cümlesinin mazi fiili şeklinde kıraat edilmesi, Fetih meselesinin bu surenin ayetlerinin nazil olmaya başladığı esnada gerçekleştiğini göstermektedir. | ||
Hâlbuki o zaman diliminde Hudeybiye | Hâlbuki o zaman diliminde Hudeybiye antlaşmasından başka bir şey yoktu. Öyleyse Fetih’ten maksat Hudeybiye antlaşmasıdır. | ||
Bir grup | Bir grup müfessir de özellikle "Tibyan Tefsiri’nin" yazarı [[Şeyh Tusi]], "Keşşaf Tefsiri’nin" yazarı Zemahşerî, "Tefsir-i Kebir'in" yazarı Fahreddin er-Râzî ve "Mecmau’l Beyan Tefsiri'nin" yazarı Tabersi, fetih’ten maksadın Mekke’nin fethi olduğuna inanmaktalar. | ||
Bazı müfessirler de Fetih’ten maksadın [[Hayberin Fethi|Hayber Kalesi]]’nin fethi olduğuna inanmaktalar. <ref>Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, h.ş | Bazı müfessirler de Fetih’ten maksadın [[Hayberin Fethi|Hayber Kalesi]]’nin fethi olduğuna inanmaktalar. <ref>Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, 1374 h.ş, c 22, s 10.</ref> | ||
Bazıları ise, Fetih’ten maksadın İslam’ın tüm düşmanlarına karşı güçlü mantık, üstün kanıtlar ve aşikâr mucizeler yoluyla zafer kazanacağına işaret ettiğine inanmaktalar. <ref>Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, 1374 h.ş, c 22, s 10.</ref> | |||
Bilahare bazıları da Fetih’ten maksadın tüm ilimlerin sırlarının, Allah Resulü (s.a.a) için açıldığına işaret ettiğine inanmaktalar. <ref>Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, h.ş | Bilahare bazıları da Fetih’ten maksadın tüm ilimlerin sırlarının, Allah Resulü (s.a.a) için açıldığına işaret ettiğine inanmaktalar. <ref>Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, 1374 h.ş, c 22, s 10.</ref> | ||
== Konuları == | == Konuları == | ||
Fetihten maksadın hangi zafer olduğuna dair müfessirler arasında farklı görüşler vardır. <ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c 2, s 1251. </ref> Bu surede gelecekte yaşanacak bazı konular açık ve net bir biçimde ortaya konmuş ve hepsi sonradan yaşanmıştır (1, 18, 19 ve 27. | "Fetihten" maksadın hangi zafer olduğuna dair müfessirler arasında farklı görüşler vardır. <ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c 2, s 1251. </ref> Bu surede, gelecekte yaşanacak olan bazı konular açık ve net bir biçimde ortaya konmuş ve hepsi sonradan yaşanmıştır (1, 18, 19 ve 27. ayetler). Bu sure, devamlı olarak [[Müslüman]]ların ve Hz. Peygamberin (s.a.a) yarenlerinin fetih ve zaferinden bahsetmekte; onların Mekke’ye gireceklerini ve [[hac]] ibadetlerini yapacaklarının müjdesini vermektedir. 18. ayetinde Müslümanların tarihi anlaşmalarından biri olan “[[Rıdvan Biatı]]”ndan bahsetmektedir. Sonunda (18. ayetinde) [[Hz. Resul-ü Kibriya]]’nın (s.a.a) vefalı ve imanlı ashabı tersim edilmektedir. [[Arap]] alfabesinin tüm harfleri bu ayette ve [[Al-i İmran Suresi|Al-i İmran suresi]]nin 154. ayetinde kullanılmıştır.<ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, s. 1251.</ref> | ||
{{Fetih Suresi}} | {{Fetih Suresi}} | ||
== Tarihi Rivayetler ve Öyküler == | == Tarihi Rivayetler ve Öyküler == | ||
*Hudeybiye barışında zafere işaret. 1-3. | *Hudeybiye barışında zafere işaret. 1-3. ayet-i kerimeler. | ||
*Bazı Arapların talepleri ve Allah Resulü (s.a.a) ile beraberliği kabul etmemeleri. 11-17. | *Bazı Arapların talepleri ve Allah Resulü (s.a.a) ile beraberliği kabul etmemeleri. 11-17. ayet-i kerimeler. | ||
*Rıdvan biati. 18. | *Rıdvan biati. 18. ayet-i kerime. | ||
*Barış sonrasında müminler ile kâfirlerin Mekke’nin kalbinde savaşmamaları. 24. | *Barış sonrasında müminler ile kâfirlerin Mekke’nin kalbinde savaşmamaları. 24. ayet-i kerime. | ||
*Müminlerin kâfirler tarafından Mescid-i Haram’a girmelerinin ve kurban kesmelerinin engellenmesi. 25. | *Müminlerin kâfirler tarafından Mescid-i Haram’a girmelerinin ve kurban kesmelerinin engellenmesi. 25. ayet-i kerime. | ||
*Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) Mescid-i Haram’a girişini rüyasında görmesi. 27. | *Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) Mescid-i Haram’a girişini rüyasında görmesi. 27. ayet-i kerime. | ||
== Meşhur Ayetler== | == Meşhur Ayetler== | ||
86. satır: | 86. satır: | ||
===Biat Ayeti=== | ===Biat Ayeti=== | ||
Fetih | Fetih suresinin 18. ayet-i kerimesi, ‘‘Biat Ayeti’’ veya ‘‘Rıdvan Biatı’’ bu surenin en önemli ayetlerindendir. | ||
لَقَدْ رَضِيَ اللَّهُ عَنِ الْمُؤْمِنِينَ إِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فِي قُلُوبِهِمْ فَأَنزَلَ السَّكِينَةَ عَلَيْهِمْ وَأَثَابَهُمْ فَتْحًا قَرِيبًا | لَقَدْ رَضِيَ اللَّهُ عَنِ الْمُؤْمِنِينَ إِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فِي قُلُوبِهِمْ فَأَنزَلَ السَّكِينَةَ عَلَيْهِمْ وَأَثَابَهُمْ فَتْحًا قَرِيبًا | ||
92. satır: | 92. satır: | ||
Ve andolsun ki Allah, ağaç altında, seninle bîatleştikleri zaman, inananlardan râzı olmuştur da onlara sükûn ve huzur indirmiştir ve onlara pek yakın bir fethi mükâfât olarak da vermiştir. (Fetih Suresi / 18 ) | Ve andolsun ki Allah, ağaç altında, seninle bîatleştikleri zaman, inananlardan râzı olmuştur da onlara sükûn ve huzur indirmiştir ve onlara pek yakın bir fethi mükâfât olarak da vermiştir. (Fetih Suresi / 18 ) | ||
Bu ayet-i kerime | Bu ayet-i kerime yüce Allah’ın, sadık müminlerin Allah Resulü’ne (s.a.a) etmiş oldukları biatten duyduğu hoşnutluğu beyan etmektedir. Bu ayet-i kerimede müminlerden razı olunduğu için, ayete ‘‘Rıdvan Ayeti’’ demişlerdir. <ref>Tefsir-i Kummi, Neşr-i Daru’l Kitap, Kum, 1363 h.ş, c 2, s 314.</ref> | ||
==Fazilet ve Özellikleri== | ==Fazilet ve Özellikleri== | ||
Fetih suresini okumanın fazileti hakkında birçok rivayet nakledilmiştir | Fetih suresini okumanın fazileti hakkında birçok rivayet nakledilmiştir. Örneğin, her kim Fetih suresini okursa, Peygamber Efendimiz (s.a.a) ile birlikte Mekke’nin fethinde hazır bulunmuş veya [[Şecere Biati]]’nde Allah Resulü’ne (s.a.a) biat etmiş gibidir. <ref>Tabersi, Mecmau’l Beyan, 1372 h.ş, c 9, s 181. </ref> Bu sure nazil olduğunda, Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabına şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Bana öylesine bir sure nazil oldu ki benim yanımda güneşin ışınlarının vurduğu tüm şeylerden daha sevimlidir." <ref>Ali b. Hisam, Alaaddin, Kenzu’l Ummal, Hadis 2635.</ref> | ||
[[İmam Sadık]]’tan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Fetih suresini okuyarak, malınızı ve evlatlarınızı telef olmaktan ve her türlü zarardan muhafaza ediniz | [[İmam Sadık]]’tan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: "Fetih suresini okuyarak, malınızı ve evlatlarınızı telef olmaktan ve her türlü zarardan muhafaza ediniz. Zira her kim Fetih suresini okuma konusunda devamlılık gösterirse, [[kıyamet günü]] bir münadi herkesin duyacağı şekilde şöyle nida eder: Onu seçkin kullarım arasına katın, onu benim nimetlerim olan cennetime yerleştirin ve onun susuzluğunu cennet kâfuru ile karıştırılmış, ağzı kapalı lezzetli şerbeti içirerek giderin." <ref>Şeyh Saduk, Sevabu’l Amal ve İkabu’l Amal, s 115.</ref> | ||
İmam Sadık’tan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Her kim [[Ramazan Ayı|Ramazan]] ayının ilk gecesinde Fetih suresini okursa, gelecek yıl aynı güne dek, İlahi koruma altına alınarak, muhafaza edilir. <ref>Ravendi, en-Nevadir, s 257.</ref> | İmam Sadık’tan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: "Her kim [[Ramazan Ayı|Ramazan]] ayının ilk gecesinde Fetih suresini okursa, gelecek yıl aynı güne dek, İlahi koruma altına alınarak, muhafaza edilir." <ref>Ravendi, en-Nevadir, s 257.</ref> | ||
Yine aynı şekilde Fetih suresi için el-Burhan tefsirinde birtakım özellikler zikredilmiştir, | Yine aynı şekilde Fetih suresi için "el-Burhan" tefsirinde birtakım özellikler zikredilmiştir. Örneğin, tehlikelerden güvende olmak, korkunun bertaraf edilmesi, <ref>İmam Sadık’tan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: "Fetih suresini yazıp da üzerinde taşımak, tartışma anında emniyette olmaya neden oluverir." Behrani, el-Burhan, 1416 h.k, c 5, s 177. </ref> Zalim hükümdarın şerrinden âmânda olmak gibi. Kef’emi "el-Misbah" kitabında şöyle yazmıştır: Eğer bir şahıs Fetih suresini yazar ve üzerinde taşırsa veya boynuna asarsa, sultan ve hükümdarın şerrinden âmânda olur. <ref>El-Misbah, Kef’emi, s 457.</ref> | ||
== Ahkam Ayetleri == | == Ahkam Ayetleri == | ||
112. satır: | 112. satır: | ||
|- | |- | ||
|-style="background:#f3fff2;" | |-style="background:#f3fff2;" | ||
|<center>27</center>||Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz.||[[Hac]]||Saçı tıraş etmek veya kısaltmak (Halk veya Taksir) | |<center>27</center>||Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz.||[[Hac]]||Saçı tıraş etmek veya kısaltmak (Halk veya Taksir) | ||
|} | |} | ||
==Fetih | ==Fetih Suresinin Arapça ve Türkçe Meali== | ||
{{Kapatkuran|{{{|<font color=Navy>'''Fetih Suresinin Arapçası ve Türkçe Meali'''}}}}} | {{Kapatkuran|{{{|<font color=Navy>'''Fetih Suresinin Arapçası ve Türkçe Meali'''}}}}} | ||
141. satır: | 141. satır: | ||
3. Ve sana şanlı bir zaferle yardım eder. | 3. Ve sana şanlı bir zaferle yardım eder. | ||
4. İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır. | 4. İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye, müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır. | ||
5. (Bütün bu lütuflar) mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur. | 5. (Bütün bu lütuflar) mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur. | ||
153. satır: | 153. satır: | ||
9. Ta ki (ey müminler!) Allah'a ve Resûlüne iman edesiniz, Resûlüne yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tesbih edesiniz. | 9. Ta ki (ey müminler!) Allah'a ve Resûlüne iman edesiniz, Resûlüne yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tesbih edesiniz. | ||
10. Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir. | 10. Muhakkak ki sana biat edenler, ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse, Allah ona büyük bir mükâfat verecektir. | ||
11. Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile.» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır. | 11. Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile.» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse, O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır. | ||
12. Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz. | 12. Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz. | ||
13. Kim Allah'a ve Resûlüne iman etmezse bilsin ki biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır. | 13. Kim Allah'a ve Resûlüne iman etmezse, bilsin ki biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır. | ||
14. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. | 14. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. | ||
15. Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri kalanlar | 15. Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri kalanlar, "Bırakın, biz de arkanıza düşelim" diyeceklerdir. Onlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: «Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur.» Onlar size, "Hayır, bizi kıskanıyorsunuz" diyeceklerdir. Bilâkis onlar, pek az anlayan kimselerdir. | ||
16. Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır. | 16. Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır. | ||
169. satır: | 169. satır: | ||
17. Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değildirler.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır. | 17. Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değildirler.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır. | ||
18. Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir. | 18. Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken, Allah, o müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir. | ||
19. Yine onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı. Allah üstündür, hikmet sahibidir. | 19. Yine onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı. Allah üstündür, hikmet sahibidir. | ||
181. satır: | 181. satır: | ||
23. Allah'ın, öteden beri süregelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın. | 23. Allah'ın, öteden beri süregelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın. | ||
24. O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke'nin içinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir. | 24. O, sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke'nin içinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir. | ||
25. Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını | 25. Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı, elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık. | ||
26. O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi, onların takvâ sözünü tutmalarını sağladı. Zaten onlar buna lâyık ve ehil kimselerdi. Allah her şeyi bilendir. | 26. O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi, onların takvâ sözünü tutmalarını sağladı. Zaten onlar buna lâyık ve ehil kimselerdi. Allah her şeyi bilendir. | ||
27. Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi. | 27. Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi. | ||
28. Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter. | 28. Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter. | ||
29. Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir. | 29. Muhammed, Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah, böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah, onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir. | ||
|} | |} | ||
210. satır: | 210. satır: | ||
== Bibliyografi == | == Bibliyografi == | ||
<div class="reflist4" style="height: 200px; background:#f7fcf9; overflow: auto; padding: 3px" > | <div class="reflist4" style="height: 200px; background:#f7fcf9; overflow: auto; padding: 3px" > | ||
* [[Kur’an-ı Kerim]], tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Dâru'l | * [[Kur’an-ı Kerim]], tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Dâru'l Kur'âni'l Kerîm, 1418 h.k./ m. 1376. | ||
* Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan, Nahid, h.ş | * Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan, Nahid, 1377 h.ş. | ||
*Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, [[el-Mizan]] fi Tefsiri’l | *Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, [[el-Mizan]] fi Tefsiri’l Kur’an, Tercüme; Seyyid Muhammed Bakır Hemdani, [[Kum]], Defter-i İntişarat-ı İslami Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye, 1374 h.ş. | ||
*Mekarim Şirazi, Nasır ve bir grup yazar, Tefsir-i Numune, | *Mekarim Şirazi, Nasır ve bir grup yazar, Tefsir-i Numune, Daru’l Kutubi’l İslamiye, 1374 h.ş. | ||
*Tabersi, Fadıl | *Tabersi, Fadıl b. Hasan, [[Mecmeu'l Beyan Tefsiri|Mecmau’l Beyan]] fi Tefsiri’l Kur’an, Tahkik ve mukaddime; Muhammed Cevad Belaği, İntişarat-ı Nasır Hüsrev, Tahran, Üçüncü baskı, 1372 h.ş. | ||
*[[Şeyh Saduk (r.a)|Saduk]], Muhammed | *[[Şeyh Saduk (r.a)|Saduk]], Muhammed b. Ali, Sevabu’l Amal ve İkabu’l Amal, Kum, Daru’ş-Şerif er-Razi, İkinci baskı, 1406 h.k. | ||
</div> | </div> | ||
221. satır: | 221. satır: | ||
{{Kur'an}} | {{Kur'an}} | ||
{{Kur'an'da Adı Geçen Peygamberler}} | {{Kur'an'da Adı Geçen Peygamberler}} | ||
{{Kur'an-ı | {{Kur'an-ı Kerim'de İsmi Geçen Kadınlar}} | ||
[[fa:سوره فتح]] | [[fa:سوره فتح]] | ||
[[ar:سورة الفتح]] | [[ar:سورة الفتح]] |