İçeriğe atla

Meryem Suresi: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
imported>Hassanfallah
imported>Husein
Değişiklik özeti yok
50. satır: 50. satır:
  |  data14 = '''3935'''
  |  data14 = '''3935'''
}}
}}
'''Meryem Suresi''' ([[Arapça]]: '''سورة مریم'''), konusu [[Hz. Meryem]] olduğu için sureye Meryem Suresi adı verilmiştir. Mekke'de, [[Müslümanlar]]ın [[Habeşistan]]'a [[hicret]] etmelerinden önce, [[Fâtır Suresi]]'nden sonra inmiştir. [[Sure]] 98 [[ayet]]tir. [[Mushaf]]’taki resmi sırası itibarıyla 19, iniş sırasına göre ise 44. suredir.  
'''Meryem Suresi''' ([[Arapça]]: '''سورة مریم'''), konusu [[Hz. Meryem]] olduğu için, bu sureye “Meryem Suresi” adı verilmiştir. Mekke'de ve [[Müslümanlar]]ın [[Habeşistan]]'a [[hicret]] etmelerinden önce, [[Fâtır Suresi]]'nden sonra inmiştir. [[Sure]] 98 [[ayet]]tir. [[Mushaf]]’taki resmi sırası itibarıyla 19 ve iniş sırasına göre ise, 44. suredir.  


Muhammed b. İshâk'ın Sire'sinde belirtildiğine göre, [[Ca'fer b. Ebî Tâlib]] (r.a.) bu surenin baş taraflarını [[Necâşî]]'ye ve onun arkadaşlarına okumuştur. Sure, içinde tilavet secdesi bulunan surelerden biridir.
Muhammed b. İshak'ın “Sire” kitabında belirtildiğine göre, [[Ca'fer b. Ebi Talip]] (r.a.) bu surenin baş taraflarını [[Necaşi]]'ye ve onun arkadaşlarına okumuştur. Bu sure, içinde tilavet secdesi bulunan surelerden biridir.


== Surenin Tanıtımı ==
== Surenin Tanıtımı ==
*İsimlendirilmesi
*İsimlendirilmesi
Sure, Hz. Meryem (s.a) hikayesisine işaret ettiği için bu adla adlandırılmıştır. Surenin bir diğer adı “khyas” (kaf, ha, ya, ayn, sad), zira mukatta harflerle başlayan onuncu suredir.<ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an pejuhi, h.ş 1377, c 2, s 12.</ref>  
Bu sure, Hz. Meryem (s.a) hikâyesine işaret ettiği için, bu adla adlandırılmıştır. Surenin bir diğer adı “khyas” (kaf, ha, ya, ayn, sad) dır. Zira mukatta harflerle başlayan onuncu suredir.<ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an pejuhi, 1377 h.ş, c 2, s 12.</ref>  


*İniş Sebebi ve Yeri
*İniş Sebebi ve Yeri
Bu sureye kısaca “kafha” demişlerdir. Sure [[Mekke]]’de inmiştir.  
Bu sureye kısaca “Kafha” demişlerdir ve sure [[Mekke]]’de inmiştir.  


*Ayet Sayısı ve Diğer Özellikleri
*Ayet Sayısı ve Diğer Özellikleri
Surenin toplam 98 veya 99 ayeti vardır, ancak birincisi daha doğrudur. Kelime sayısı 972, harf sayısı 3935’tir.  
Surenin toplam 98 veya 99 ayeti vardır; ancak birin sayı daha doğrudur. Kelime sayısı 972 ve harf sayısı 3935’tir.  


Mushaf resmi sıralamasında on dokuzuncu, <ref>Marifet, Amuzeş-i Ulum-i Kur’an, h.ş 1371, c 2, s 166.</ref> iniş sırasına göre ise kırk dördüncü suredir. Uzunluk açısından mesani surelerin beşincisidir. Nispeten küçük ve yarım cüzden daha azdır. İçinde yemin geçen surelerdendir. 68. Ayetinde haşır ([[mead]]) konusunda Allah’a and içilmektedir. Meryem Suresi mukatta harflerle başlayan surelerdendir.<ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an pejuhi, h.ş 1377, c 2, s 1242.</ref>
Mushaf resmi sıralamasında on dokuzuncu, <ref>Marifet, Amuzeş-i Ulum-u Kur’an, 1371 h.ş, c 2, s 166.</ref> iniş sırasına göre ise kırk dördüncü suredir. Uzunluk açısından mesani surelerin beşincisidir. Nispeten küçük ve yarım cüzden daha azdır. İçinde yemin geçen surelerdendir. 68. ayetinde haşır ([[mead]]) konusunda Allah’a and içilmektedir. Meryem Suresi mukatta harflerle başlayan surelerdendir.<ref>Daneşname-i Kur’an ve Kur’an pejuhi, 1377 h.ş, c 2, s 1242.</ref>  


== İçeriği ==
== İçeriği ==  
Surenin ana teması; Hz. Meryem’in (s.a) hikayesi, [[Hz. İsa]]’nın (a.s) doğumu ve beşikteyken konuşması, annesinin iffet ve taharetine tanıklık etmesi, iki büyük peygamberin ([[Hz. Zekeriya]] ve [[Hz. Yahya]]) hikayesi, [[Hz. İbrahim]]’in (a.s) hikayesine kısa bir işaret, Allah’ın evlat edinmek ve şirkten tenzih edilmesi, [[Allah]]’ın vahdaniyeti ve [[kıyamet]]ten bazı kesitler sunulması.[[Şefaat]] <ref> Mekarim Şirazi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, h.ş 1382, c 3, s 77.</ref> konusu, [[el-Mizan]] tefsirine göre Meryem Suresi'nin asıl mesajı peygamberlerin öykülerinde yer alan müjdelemek ve korkutmaktır.<ref> Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, h.ş 1370, c 14, s 6.</ref>
Surenin ana teması; Hz. Meryem’in (s.a) hikâyesi, [[Hz. İsa]]’nın (a.s) doğumu ve beşikteyken konuşması, annesinin iffet ve taharetine tanıklık etmesi, iki büyük peygamberin ([[Hz. Zekeriya]] ve [[Hz. Yahya]]) hikâyesi, [[Hz. İbrahim]]’in (a.s) hikâyesine kısa bir işaret, Allah’ın evlat edinmek ve şirkten tenzih edilmesi, [[Allah]]’ın vahdaniyeti ve [[kıyamet]]ten bazı kesitler sunulması. [[Şefaat]] <ref> Mekarim Şirazi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, 1382 h.ş, c 3, s 77.</ref> konusu, [[el-Mizan]] tefsirine göre Meryem Suresi'nin asıl mesajı peygamberlerin öykülerinde yer alan müjdelemek ve korkutmaktır.<ref> Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, 1370 h.ş, c 14, s 6.</ref>  


== Kaf, ha, ya, ayn ve sad’dan  (کهیعص ) maksat nedir ==  
== Kaf, ha, ya, ayn ve sad’dan  (کهیعص ) maksat nedir ==  
73. satır: 73. satır:
Meryem Suresi'nin başlangıcındaki mukatta harflerinin (کهیعص) manası hakkında, İslami kaynaklarda iki tür rivayet nakledilmiştir:
Meryem Suresi'nin başlangıcındaki mukatta harflerinin (کهیعص) manası hakkında, İslami kaynaklarda iki tür rivayet nakledilmiştir:


1-Bu harflerden her birerinin, Allah’ın büyük isimlerinden birine işaret ettiğini beyan eden rivayetler: Kaf harfi «ک» Allah’ın ‘‘Kafi’’ ismine, Ha harfi «ه» Allah’ın ‘‘Hadi’’ ismine, Ya harfi «ی» Allah’ın ‘‘Veli’’ ismine, Ayn harfi «ع» Allah’ın ‘‘Alim’’ ismine ve Sad harfiyse «ص» Allah’ın Sadıku’l-Vaat ( verdiği vaade sadık kalan kimse) ismine işaret etmektedir.
1-Bu harflerden her birerinin, Allah’ın büyük isimlerinden birine işaret ettiğini beyan eden rivayetler: “Kaf” harfi «ک» Allah’ın ‘‘Kafi’’ ismine, “Ha” harfi «ه» Allah’ın ‘‘Hadi’’ ismine, “Ya” harfi «ی» Allah’ın ‘‘Veli’’ ismine, “Ayn” harfi «ع» Allah’ın ‘‘Âlim’’ ismine ve “Sad” harfiyse «ص» Allah’ın Sadıku’l Vaat ( verdiği vaade sadık kalan kimse) ismine işaret etmektedir.


2-Mukatta harflerini, [[Kerbela vakıası]]na yorumlayan rivayetler: Kaf harfi «ک»  [[Kerbela]]’ya, Ha harfi «ه»  [[Peygamber Efendimiz|Peygamber]] hanedanının katledilmesine, Ya harfi «ی»  [[Yezid]]’e, Ayn harfi «ع» susuzluğa ve Sad harfiyse «ص» [[İmam Hüseyin]] (a.s) ve yarenlerinin sabır ve direnişine işaret etmektedir. <ref>Mekarim Şirazi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, h.ş 1382, c 3, s 78; Behrani, el-Burhan fi Tefsiri’l-Kur’an, h.ş 1389, c 3, s 697; Kummi, Tefsir-i el-Kummi, h.k 1363, c 2, s 48.</ref>
2-Mukatta harflerini, [[Kerbela vakıası]]na yorumlayan rivayetler: “Kaf” harfi «ک»  [[Kerbela]]’ya, “Ha” harfi «ه»  [[Peygamber Efendimiz|Peygamber]] (s.a.a) hanedanının katledilmesine, “Ya” harfi «ی»  [[Yezid]]’e, “Ayn” harfi «ع» susuzluğa ve “Sad” harfiyse «ص» [[İmam Hüseyin]] (a.s) ve yarenlerinin sabır ve direnişine işaret etmektedir. <ref>Mekarim Şirazi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, 1382 h.ş, c 3, s 78; Behrani, el-Burhan fi Tefsiri’l Kur’an, 1389 h.ş, c 3, s 697; Kummi, Tefsir-i el-Kummi, 1363 h.k, c 2, s 48.</ref>
Allame Tabatabai ilk bölümde ki rivayeti Ya harfinin «ی» Veli kelimesiyle herhangi bir irtibatı olmadığından dolayı doğru bulmamaktadır. <ref>Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, h.ş 1370, c 14, s 30.</ref>
Allame Tabatabai, ilk bölümdeki rivayeti “Ya” harfinin «ی» “Veli” kelimesiyle herhangi bir irtibatı olmadığından dolayı doğru bulmamaktadır. <ref>Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, 1370 h.ş, c 14, s 30.</ref>  


Ehlisünnetten bazıları da, Meryem Suresi'nin başlangıcında ki mukatta harflerinin, Allah’ın isimlerine işaret ettiğine inanmaktadır. <ref>Suyuti, ed-Dürrü’l-mensûr, h.k 1404, c 4, s 258 ve Salebi, Arama Sonuçları
Ehlisünnetten bazıları da, Meryem Suresi'nin başlangıcındaki mukatta harflerinin, Allah’ın isimlerine işaret ettiğine inanmaktadır. <ref>Suyuti, ed-Dürrü’l Mensur, 1404 h.k, c 4, s 258 ve Salebi, Arama Sonuçları
El-Keşf ve'l-Beyan, h.k 1422, c 6, s 205.</ref>
El-Keşf ve'l-Beyan, 1422 h.k, c 6, s 205.</ref>


== Tarihi Rivayetler ve Öyküler ==  
== Tarihi Rivayetler ve Öyküler ==  


*Hz. Zekeriya (a.s) ve Hz. Yahya’nın (a.s) hikayeleri: 2-15. Ayet-i kerimeler.
*Hz. Zekeriya (a.s) ve Hz. Yahya’nın (a.s) hikâyeleri: 2-15. ayet-i kerimeler.


Ana madde: Hz. Zekeriya (a.s)  
Ana madde: Hz. Zekeriya (a.s)  


Hz. Zekeriya’nın (a.s) çocuğu yoktu ve bundan dolayı oldukça rahatsızdı. Allah’a şöyle [[dua]] etti; yaşlandım, benden sonra yakınlarımın senin dinini koruyacakları noktasında endişeliyim, diğer taraftan eşim de kısırdır.
Hz. Zekeriya’nın (a.s) çocuğu yoktu ve bundan dolayı oldukça rahatsızdı. Allah’a şöyle [[dua]] etti: Yaşlandım; benden sonra yakınlarımın senin dinini koruyacakları noktasında endişeliyim; diğer taraftan eşim de kısırdır.
Sen kendin bana bir veliaht ihsan eyle. Allah Teâlâ, Hz. Zekeriya’nın (a.s) duasını kabul etti ve ona Yahya adında bir erkek evlat vereceği konusunda müjde verdi.
Sen kendin bana bir veliaht ihsan eyle. Allah-u Teâlâ, Hz. Zekeriya’nın (a.s) duasını kabul etti ve ona “Yahya” adında bir erkek evlat vereceği konusunda müjde verdi.
Hz. Zekeriya (a.s) zahiri sebeplerin hazır olmadığını görüyordu; kendisi yaşlanmıştı, eşi de kısırdı, işte bu nedenden dolayı, Allah Teâlâ’dan şöyle bir soru sordu; bu şartlarda, ben nasıl çocuk sahibi olabilirim ki?
Hz. Zekeriya (a.s) zahiri sebeplerin hazır olmadığını görüyordu; kendisi yaşlanmıştı ve eşi de kısırdı. İşte bu nedenden dolayı, Allah-u Teâlâ’dan şöyle bir soru sordu: Ben, bu şartlarda nasıl çocuk sahibi olabilirim ki?
Yüce Allah ise Hz. Zekeriya’nın (a.s) sorusuna karşılık şöyle bir cevap verdi; hiçbir şey yokken her şeyi vareden Allah için senin evlat sahibin olman daha kolay bir iştir.
Yüce Allah ise Hz. Zekeriya’nın (a.s) sorusuna karşılık şöyle bir cevap verdi: Hiçbir şey yokken her şeyi var eden Allah için, senin evlat sahibin olman daha kolay bir iştir.


Hz. Zekeriya (a.s) Allah’tan bir nişane istedi, Allah Teâlâ Hz. Zekeriya’ya (a.s) şöyle dedi; üç gün boyunca Allah’ı anma dışında insanlarla konuşamayacaksın.
Hz. Zekeriya (a.s) Allah’tan bir nişane istedi ve Allah-u Teâlâ, Hz. Zekeriya’ya (a.s) şöyle dedi: Üç gün boyunca Allah’ı anma dışında insanlarla konuşamayacaksın.
Hz. Zekeriya (a.s) bu müjdeyi duyduktan sonra, insanlara Allah’ı çokça anmalarını söyledi ve dedi ki; Allah bana çok büyük bir nimet verecek ve tüm insanlar ondan faydalanacak. <ref>Meryem Suresi 2-11. Ayet-i kerimeler.</ref>
Hz. Zekeriya (a.s) bu müjdeyi duyduktan sonra, insanlara Allah’ı çokça anmalarını söyledi ve dedi ki: Allah bana çok büyük bir nimet verecek ve tüm insanlar ondan faydalanacak. <ref>Meryem Suresi 2-11. ayet-i kerimeler.</ref>
Daha sonra Allah Teâlâ, 12. Ayet-i kerimeden 15. Ayet-i kerimeye kadar bu surede Hz. Zekeriya’nın (a.s) oğlu Hz. Yahya’ya hitap ederek, onun iyi sıfatlarını sayıyor.
Allah-u Teâlâ, daha sonra bu surenin 12. ayet-i kerimesinden 15. ayet-i kerimesine kadar Hz. Zekeriya’nın (a.s) oğlu Hz. Yahya’ya hitap ederek, onun iyi sıfatlarını sayıyor.
Hz. Meryem (s.a) ve Hz. İsa’nın (a.s) doğumu: 16-38. Ayet-i kerimeler.
Hz. Meryem (s.a) ve Hz. İsa’nın (a.s) doğumu: 16-38. ayet-i kerimeler.


Hz. Meryem (s.a) ailesinden ayrılarak, kendisine Rabbine ibadet edebilmesi için bir yer seçti. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor; Hz. Meryem’in (s.a) yanına çok yakışıklı ve çekici erkek kılığında bir melek gönderdik, Hz. Meryem (s.a) [[günah]]a mürtekip olma korkusuyla Allah’a sığındı.  
Hz. Meryem (s.a) ailesinden ayrılarak, Rabbine ibadet edebilmesi için kendisine bir yer seçti. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Hz. Meryem’in (s.a) yanına çok yakışıklı ve çekici erkek kılığında bir melek gönderdik. Hz. Meryem (s.a) [[günah]]a mürtekip olma korkusuyla Allah’a sığındı.  
Tam o sırada melek kendini tanıttı ve Allah tarafından geldiğini ve Hz. Meryem’e (s.a) Allah katından bir erkek evlat hediye edeceğini söyledi. Bu haber Hz. Meryem’i (s.a) daha da endişelendirdi. Hz. Meryem (s.a) kendi kendine şöyle söylendi; nasıl olur da hiç [[Evlilik|evl]]enmediğim halde çocuk sahibi olabilirim!
Tam o sırada melek kendini tanıttı ve Allah tarafından geldiğini ve Hz. Meryem’e (s.a) Allah katından bir erkek evlat hediye edeceğini söyledi. Bu haber, Hz. Meryem’i (s.a) daha da endişelendirdi. Hz. Meryem (s.a) kendi kendine şöyle söylendi: Nasıl olur da hiç [[Evlilik|evl]]enmediğim halde çocuk sahibi olabilirim!
Melek, Hz. Meryem’i (s.a) sakinleştirmeye çalışıyor ve bu işin Allah için çok kolay bir şey olduğunu ve bunun Allah tarafından kendisine verilen bir rahmet nişanesi olduğunu anlatmaya çalışıyordu.  
Melek, Hz. Meryem’i (s.a) sakinleştirmeye çalışıyor ve bu işin Allah için çok kolay bir şey olduğunu ve bunun Allah tarafından kendisine verilen bir rahmet nişanesi olduğunu anlatmaya çalışıyordu.  


Netice itibariyle Hz. Meryem (s.a) hamile kaldı ve Beytü’l-Mukades’ten uzaklaştı.
Netice itibariyle Hz. Meryem (s.a) hamile kaldı ve Beytü’l Mukaddes’ten uzaklaştı.
Hz. Meryem (s.a) doğum sancısı başladığında, bir ağacın altına uzandı ve doğum sancısının vermiş olduğu dertten dolayı, içinden keşke ölseydim de unutulsaydım diye geçirdi.
Hz. Meryem (s.a) doğum sancısı başladığında, bir ağacın altına uzandı ve doğum sancısının vermiş olduğu dertten dolayı, içinden “keşke ölseydim de unutulsaydım” diye geçirdi.
Tam o esnada, Allah katından şöyle bir nida geliverdi; Allah ayağının altından tertemiz bir pınar akıtıverdi ve altında oturduğun kurumuş hurma ağacından, senin için tap taze hurmalar yetiştiriverdi.
Tam o esnada, Allah katından şöyle bir nida geliverdi: Allah ayağının altından tertemiz bir pınar akıtıverdi ve altında oturduğun kurumuş hurma ağacından, senin için tap taze hurmalar yetiştiriverdi.
Aynı zamanda Allah Teâlâ, Hz. Meryem’e (s.a) şöyle ilham etti; dünyaya getirdiğin çocuk hakkında sana yöneltilen iftiralara karşı cevap verme ve 3 gün susma orucu tuttuğunu söyle; elbette bu tür [[oruç]], İslam dininde [[haram]]dır.
Aynı zamanda Allah-u Teâlâ, Hz. Meryem’e (s.a) şöyle ilham etti: Dünyaya getirdiğin çocuk hakkında sana yöneltilen iftiralara karşı cevap verme ve 3 gün susma orucu tuttuğunu söyle; elbette bu tür [[oruç]], İslam dininde [[haram]]dır.


Hz. Meryem’in (s.a) çocuğu dünyaya geldi ve Hz. Meryem (s.a) çocuğuyla birlikte kendi kavmine döndü. Bazıları, Hz. Meryem’e (s.a) iftira attı fakat Hz. Meryem (s.a) kundaktaki çocuğu göstererek, onunla konuşmalarını istedi.  
Hz. Meryem’in (s.a) çocuğu dünyaya geldi ve Hz. Meryem (s.a) çocuğuyla birlikte kendi kavmine döndü. Bazıları, Hz. Meryem’e (s.a) iftira attı. Fakat Hz. Meryem (s.a) kundaktaki çocuğu göstererek, onunla konuşmalarını istedi.  
Halk, kundakta olan bir bebekle nasıl konuşulabilir ki diye sordu? Tam o sırada kundaktaki bebek konuşmaya başladı ve ilk söylediği cümle ‘‘Ben Allah’ın kuluyum’’ oldu.
Halk, “Kundakta olan bir bebekle nasıl konuşulabilir?” diye sordu. Tam o sırada kundaktaki bebek konuşmaya başladı ve ilk söylediği cümle ‘‘Ben Allah’ın kuluyum’’ oldu.
Allah bana kitap verdi ve beni peygamber olarak seçti. Aynı şekilde beni bereketli kıldı ve bana [[namaz]] kılmamı, [[zekât]] vermemi emretti ve beni cebbar ve eşkıya değil de, iyilik işleyen birisi olarak karar kıldı dedi.
“Allah bana kitap verdi ve beni peygamber olarak seçti. Aynı şekilde beni bereketli kıldı ve bana [[namaz]] kılmamı, [[zekât]] vermemi emretti ve beni cebbar ve eşkıya değil de, iyilik işleyen birisi olarak karar kıldı” dedi.
Allah’ın selamı benim üzerime, doğduğum güne, öleceğim güne ve tekrar dirileceğim güne olsun. Meryem Suresi 16-36. Ayet-i kerimelere müracaat ediniz: <ref>Mekarim Şirazi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, h.ş 1382, c 3, s 82-88.</ref>
“Allah’ın selamı benim üzerime, doğduğum güne, öleceğim güne ve tekrar dirileceğim güne olsun”. Meryem Suresi 16-36. ayet-i kerimelere müracaat ediniz: <ref>Mekarim Şirazi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, 1382 h.ş, c 3, s 82-88.</ref>
*Hz. İbrahim’in (a.s) hikayesi: Hz. İbrahim (a.s) ile Azer’in konuşmaları ve Hz. İbrahim’in (a.s) Azer için istiğfar etmesi, Hz. İshak (a.s) ve Hz. Yakub’un (a.s) doğumu 40-50. Ayet-i kerimeler.
*Hz. İbrahim’in (a.s) hikâyesi: Hz. İbrahim (a.s) ile Azer’in konuşmaları ve Hz. İbrahim’in (a.s) Azer için istiğfar etmesi, Hz. İshak (a.s) ve Hz. Yakup’un (a.s) doğumu 40-50. ayet-i kerimeler.
*Hz. Musa’nın (a.s) hikayesi: Tur dağı tarafından bir nidanın gelmesi, Hz. Harun’un (a.s) peygamberliği 52 ve 53. Ayet-i kerimeler.
*Hz. Musa’nın (a.s) hikâyesi: Tur dağı tarafından bir nidanın gelmesi, Hz. Harun’un (a.s) peygamberliği 52 ve 53. ayet-i kerimeler.
*Hz. İsmail’in (a.s) risaleti: 54 ve 55. Ayet-i kerimeler.
*Hz. İsmail’in (a.s) risaleti: 54 ve 55. ayet-i kerimeler.
*Hz. İdris’in (a.s) risaleti: 56 ve 57. Ayet-i kerimeler.
*Hz. İdris’in (a.s) risaleti: 56 ve 57. ayet-i kerimeler.
Devamında bu sure, Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. Musa’nın (a.s) hikayelerine işaret etmektedir.
Bu sure devamında Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. Musa’nın (a.s) hikâyelerine işaret etmektedir.


== Fazilet ve Özellikleri ==  
== Fazilet ve Özellikleri ==  


[[İmam Sadık]]’tan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Bu sureyi okuma noktasında süreklilik gösteren herkes, bu surenin bereketi sayesinde evlat, mal ve can bakımından tamamen ihtiyaçsız olmadığı sürece bu dünyadan göçmez. <ref>Mekarim Şirazi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, h.ş 1382, c 3, s 77.</ref>
[[İmam Sadık]]’tan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Bu sureyi okuma noktasında süreklilik gösteren herkes, bu surenin bereketi sayesinde evlat, mal ve can bakımından tamamen ihtiyaçsız olmadığı sürece bu dünyadan göçmez. <ref>Mekarim Şirazi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, 1382 h.ş, c 3, s 77.</ref>


==Surenin Arapça ve Türkçe Meali==
==Surenin Arapça ve Türkçe Meali==
146. satır: 146. satır:
3. Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti:<br />
3. Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti:<br />


4. Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.<br />
4. “Rabbim!dedi. Benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.<br />


5. Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver.<br />
5. Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver.<br />


6. Ki o bana vâris olsun; Ya'kub hanedanına da vâris olsun. Rabbim, onu rızana lâyık kıl!<br />
6. Ki o bana vâris olsun; Yakup hanedanına da vâris olsun. Rabbim, onu rızana lâyık kıl!<br />


7. (Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.<br />
7. (Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.<br />


8. Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?<br />
8. Zekeriyya: “Rabbim!dedi. Karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?<br />


9. Allah: Öyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım, buyurdu.<br />
9. Allah: “Öyledir” dedi. Rabbin: “O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım” buyurdu.<br />


10. O: Rabbim! dedi, (çocuğum olacağına dair) bana bir işaret ver. Allah: Sana işaret, sapasağlam olduğun halde (üç gün) üç gece insanlarla konuşamamandır, buyurdu.<br />
10. O: “Rabbim!dedi. (Çocuğum olacağına dair) bana bir işaret ver. Allah: “Sana işaret, sapasağlam olduğun halde (üç gün) üç gece insanlarla konuşamamandır” buyurdu.<br />


11. Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: «Sabah akşam tesbihte bulunun» diye işaret verdi.<br />
11. Bunun üzerine Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara: «Sabah akşam tesbihte bulunun» diye işaret verdi.<br />


12. «Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarıl!» (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.<br />
12. «Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) var gücünle sarıl!» (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.<br />


13. Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O, çok sakınan bir kimse idi.<br />
13. Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O, çok sakınan bir kimse idi.<br />
170. satır: 170. satır:
15. Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun!<br />
15. Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun!<br />


16. (Resûlüm!) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.<br />
16. (Resulüm!) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.<br />


17. Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.<br />
17. Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.<br />
176. satır: 176. satır:
18. Meryem dedi ki: Senden, çok esirgeyici olan Allah'a sığınırım! Eğer Allah'tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma).<br />
18. Meryem dedi ki: Senden, çok esirgeyici olan Allah'a sığınırım! Eğer Allah'tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma).<br />


19. Melek: Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiyim, dedi.<br />
19. Melek: “Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiyim” dedi.<br />


20. Meryem: Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir? dedi.<br />
20. Meryem: “Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir?dedi.<br />


21. Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.<br />
21. Melek: “Öyledir” dedi. (Zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.<br />


22. Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.<br />
22. Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.<br />


23. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. «Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!»<br />
23. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevk etti. «Keşke, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!» dedi.<br />  


24. Aşağısından (İsa yahut melek) ona şöyle seslendi: «Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir.»<br />
24. Aşağısından (İsa yahut melek) ona şöyle seslendi: «Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir.»<br />
196. satır: 196. satır:
28. Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi.<br />
28. Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi.<br />


29. Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. «Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?»<br />
29. Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. «Biz, dediler, beşikteki bir sabi ile nasıl konuşuruz?»<br />


30. Çocuk şöyle dedi: «Ben, Allah'ın kuluyum. O, bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber yaptı.»<br />
30. Çocuk şöyle dedi: «Ben, Allah'ın kuluyum. O, bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber yaptı.»<br />
210. satır: 210. satır:
35. Allah'ın bir evlât edinmesi, olacak şey değildir! O, bundan münezzehtir. Bir işe hükmettiği zaman, ona sadece «Ol!» der ve hemen olur.<br />
35. Allah'ın bir evlât edinmesi, olacak şey değildir! O, bundan münezzehtir. Bir işe hükmettiği zaman, ona sadece «Ol!» der ve hemen olur.<br />


36. (İsa şunu da söyledi:) Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na kulluk ediniz. İşte doğru yol budur.<br />
36. (İsa şunu da söyledi:) Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim ve sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na kulluk ediniz. İşte doğru yol budur.<br />


37. Sonra guruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Büyük güne şahit olunduğu zamanda vay o kâfirlerin haline!<br />
37. Sonra gruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Büyük güne şahit olunduğu zamanda vay o kâfirlerin haline!<br />


38. Onlar, bizim huzurumuza çıkacakları gün (başlarına gelecek olanları) ne iyi duyarlar ve ne iyi görürler (bir görsen)! Fakat o zalimler bugün açık bir sapıklık içindedirler.<br />
38. Onlar, bizim huzurumuza çıkacakları gün (başlarına gelecek olanları) ne iyi duyarlar ve ne iyi görürler (bir görsen)! Fakat o zalimler bugün açık bir sapıklık içindedirler.<br />


39. (Resûlüm!) Sen onları pişmanlık ve üzüntü günü hakkında uyar. Çünkü onlar bir gafletin içine dalmış oldukları halde ve henüz iman etmemişken (bakarsın) iş olup bitmiştir.<br />
39. (Resulüm!) Sen onları pişmanlık ve üzüntü günü hakkında uyar. Çünkü onlar bir gafletin içine dalmış oldukları halde ve henüz iman etmemişken (bakarsın) iş olup bitmiştir.<br />


40. Yeryüzüne ve onun üzerindekilere ancak biz vâris oluruz (her şey gider, biz kalırız) ve onlar ancak bize döndürülürler.<br />
40. Yeryüzüne ve onun üzerindekilere ancak biz vâris oluruz (her şey gider, biz kalırız) ve onlar ancak bize döndürülürler.<br />
230. satır: 230. satır:
45. Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.<br />
45. Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.<br />


46. (Babası:) Ey İbrahim! dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur!<br />
46. (Babası:) “Ey İbrahim!dedi. Sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur!<br />


47. İbrahim: Selâm sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkârdır.<br />
47. İbrahim: Selâm sana (esen kal) dedi; Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkârdır.<br />


48. Sizden de, Allah'ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmemle bedbaht (emeği boşa gitmiş) olmam.<br />
48. Sizden de, Allah'ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmemle bedbaht (emeği boşa gitmiş) olmam.<br />


49. Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Yâ'kub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.<br />
49. Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Yakup’u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.<br />


50. Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.<br />
50. Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.<br />


51. (Resûlüm!) Kitap'ta Musa'yı da an. Gerçekten o ihlâs sahibi idi ve hem resûl, hem de nebî idi.<br />
51. (Resulüm!) Kitap'ta Musa'yı da an. Gerçekten o ihlâs sahibi idi; hem resul ve hem de nebi idi.<br />


52. Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik ve onu, fısıldaşan kimse kadar (kendimize) yaklaştırdık.<br />
52. Ona Tur’un sağ tarafından seslendik ve onu, fısıldaşan kimse kadar (kendimize) yaklaştırdık.<br />


53. Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardeşi Harun'u bir peygamber olarak armağan ettik.<br />
53. Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardeşi Harun'u bir peygamber olarak armağan ettik.<br />


54. (Resûlüm!) Kitap'ta İsmail'i de an. Gerçekten o, sözüne sâdıktı, resûl ve nebî idi.<br />
54. (Resulüm!) Kitap'ta İsmail'i de an. Gerçekten o, sözüne sadıktı, resul ve nebi idi.<br />


55. Halkına namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbi nezdinde de hoşnutluk kazanmış bir kimse idi.<br />
55. Halkına namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbi nezdinde de hoşnutluk kazanmış bir kimse idi.<br />
254. satır: 254. satır:
57. Onu üstün bir makama yücelttik.<br />
57. Onu üstün bir makama yücelttik.<br />


58. İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Ya'kub) 'in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.<br />
58. İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Yakup) 'in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.<br />


59. Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.<br />
59. Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.<br />


60, 61. Ancak tevbe eden, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın cennete, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetlerine girecekler. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.<br />
60, 61. Ancak tövbe eden, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın cennete, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vadettiği Adn cennetlerine girecekler. Şüphesiz O'nun vadi yerini bulacaktır.<br />


62. Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır.<br />
62. Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır.<br />


63. Kullarımızdan, takvâ sahibi kimselere vereceğimiz cennet işte budur.<br />
63. Kullarımızdan, takva sahibi kimselere vereceğimiz cennet işte budur.<br />


64. Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O'na aittir. Senin Rabbin unutkan değildir.<br />
64. Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O'na aittir. Senin Rabbin unutkan değildir.<br />


65. (O) göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbidir. Şu halde O'na kulluk et; O'na kulluk etmek için sabırlı ve metânetli ol. O'nun bir adaşı (benzeri) olduğunu biliyor musun? (Asla benzeri yoktur).<br />
65. (O) göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbidir. Şu halde O'na kulluk et; O'na kulluk etmek için sabırlı ve metanetli ol. O'nun bir adaşı (benzeri) olduğunu biliyor musun? (Asla benzeri yoktur).<br />


66. İnsan der ki: «Öldüğüm zaman sahi diri olarak (kabrimden) çıkarılacak mıyım?»<br />
66. İnsan der ki: «Öldüğüm zaman sahi diri olarak (kabrimden) çıkarılacak mıyım?»<br />
274. satır: 274. satır:
68. Öyle ise, Rabbine andolsun ki, muhakkak surette onları şeytanlarla birlikte mahşerde toplayacağız; sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız.<br />
68. Öyle ise, Rabbine andolsun ki, muhakkak surette onları şeytanlarla birlikte mahşerde toplayacağız; sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız.<br />


69. Sonra her milletten, rahmân olan Allah'a en çok âsi olanlar hangileri ise çekip ayıracağız.<br />
69. Sonra her milletten, rahman olan Allah'a en çok âsi olanlar hangileri ise çekip ayıracağız.<br />


70. Sonra, orayı boylamaya daha çok müstahak olanları elbette biz daha iyi biliriz.<br />
70. Sonra, orayı boylamaya daha çok müstahak olanları elbette biz daha iyi biliriz.<br />
282. satır: 282. satır:
72. Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.<br />
72. Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.<br />


73. Kendilerine âyetlerimiz ayan beyan okunduğu zaman inkâr edenler, iman edenlere: İki topluluktan hangisinin (hangimizin) mevki ve makamı daha iyi, meclis ve topluluğu daha güzeldir? dediler.<br />
73. Kendilerine ayetlerimiz ayan beyan okunduğu zaman inkâr edenler. İman edenlere: İki topluluktan hangisinin (hangimizin) mevki ve makamı daha iyi, meclis ve topluluğu daha güzeldir? dediler.<br />


74. Onlardan önce de, eşya ve görünüş bakımından daha güzel olan nice nesiller helâk ettik.<br />
74. Onlardan önce de, eşya ve görünüş bakımından daha güzel olan nice nesiller helâk ettik.<br />


75. De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vâdolunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.<br />
75. De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vad olunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.<br />


76. Allah, doğru yola gidenlerin hidayetini artırır. Sürekli kalan iyi işler, Rabbinin nezdinde hem mükâfat bakımından daha hayırlı, hem de âkıbetçe daha iyidir.<br />
76. Allah, doğru yola gidenlerin hidayetini artırır. Sürekli kalan iyi işler, Rabbinin nezdinde hem mükâfat bakımından daha hayırlı ve hem de akıbetçe daha iyidir.<br />


77. (Resûlüm!) Âyetlerimizi inkâr eden ve «Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek» diyen adamı gördün mü?<br />
77. (Resulüm!) Ayetlerimizi inkâr eden ve «Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek» diyen adamı gördün mü?<br />


78. O, gaybı mı bildi, yoksa Allah'ın katından bir söz mü aldı?<br />
78. O, gaybı mı bildi, yoksa Allah'ın katından bir söz mü aldı?<br />
302. satır: 302. satır:
82. Hayır, hayır! (Taptıkları), onların ibadetlerini tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklar.<br />
82. Hayır, hayır! (Taptıkları), onların ibadetlerini tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklar.<br />


83. (Resûlüm!) Görmedin mi? Biz, kâfirlerin üzerine, kendilerini iyice (isyankârlığa) sevkeden şeytanları gönderdik.<br />
83. (Resulüm!) Görmedin mi? Biz, kâfirlerin üzerine, kendilerini iyice (isyankârlığa) sevk eden şeytanları gönderdik.<br />


84. Öyle ise onlar hakkında acele etme. Biz onlar için (günlerini) teker teker sayıyoruz.<br />
84. Öyle ise onlar hakkında acele etme. Biz onlar için (günlerini) teker teker sayıyoruz.<br />


85, 86, 87. Takvâ sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah'ın huzurunda topladığımız, günahkârları da susuz olarak cehenneme sürdüğümüz gün, Rahmân nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.<br />
85, 86, 87. Takva sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah'ın huzurunda topladığımız, günahkârları da susuz olarak cehenneme sürdüğümüz gün, Rahman nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefaate güçleri yetmeyecektir.<br />


88. «Rahmân çocuk edindi» dediler.<br />
88. «Rahman çocuk edindi» dediler.<br />


89. Hakikaten siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız.<br />
89. Hakikaten siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız.<br />
314. satır: 314. satır:
90. Bundan dolayı, neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp düşecektir!<br />
90. Bundan dolayı, neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp düşecektir!<br />


91. Rahmân'a çocuk isnadında bulunmaları yüzünden.<br />
91. Rahman’a çocuk isnadında bulunmaları yüzünden.<br />


92. Hâlbuki çocuk edinmek Rahmân'ın şanına yakışmaz.<br />
92. Hâlbuki çocuk edinmek Rahman’ın şanına yakışmaz.<br />


93. Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, kul olarak Rahmân'a gelecektir.<br />
93. Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, kul olarak Rahman’a gelecektir.<br />


94. O, bunların hepsini kuşatmış ve sayılarını tesbit etmiştir.<br />
94. O, bunların hepsini kuşatmış ve sayılarını tespit etmiştir.<br />


95. Bunların hepsi de kıyamet gününde O'nun huzuruna tek başına (yapayalnız) gelecektir.<br />
95. Bunların hepsi de kıyamet gününde O'nun huzuruna tek başına (yapayalnız) gelecektir.<br />
326. satır: 326. satır:
96. İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.<br />
96. İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.<br />


97. (Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.<br />
97. (Resulüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, “onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın” diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.<br />


98. Biz, onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Sen, onlardan herhangi birinden (bir varlık emâresi) hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun?<br />
98. Biz, onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Sen, onlardan herhangi birinden (bir varlık emaresi) hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun?<br />


|}
|}
348. satır: 348. satır:
<div class="reflist4" style="height: 200px; background:#f7fcf9; overflow: auto; padding: 3px" >
<div class="reflist4" style="height: 200px; background:#f7fcf9; overflow: auto; padding: 3px" >
<div style="{{column-count|3}}">
<div style="{{column-count|3}}">
* Kur’an-ı Kerim, tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Daru’l Kur’ani’l Kerim, h.k. 1418/ m. 1376.
* Kur’an-ı Kerim, tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Daru’l Kur’ani’l Kerim, 1418 h.k. / m. 1376.
* Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan, Nahid, h.ş. 1377.
* Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan, Nahid, 1377 h.ş.
*Behrani, Haşim bin Süleyman, el-Burhan fi Tefsiri’l-Kur’an, Kum, Müessese-i el-Biset, Kısmu’d-Dirasetu’l-İslamiye, h.ş 1389.
*Behrani, Haşim b. Süleyman, el-Burhan fi Tefsiri’l Kur’an, Kum, Müessese-i el-Biset, Kısmu’d-Dirasetu’l İslamiye, 1389 h.ş.
*Hamager, Muhammed, Sahtar-i Surehayi Kur’an-i Kerim, Tehiyye-i Müessese-i Ferhengiyi Kur’an ve İtret-i Nuru’s-Sakaleyn, Kum, Neşr-i Nüşera, h.ş 1392.
*Hamager, Muhammed, Sahtar-ı Surehayi Kur’an-ı Kerim, Tehiyye-i Müessese-i Ferhengiyi Kur’an ve İtret-i Nuru’s-Sakaleyn, Kum, Neşr-i Nüşera, 1392 h.ş.  
*Suyuti, Abdurrrahman bin Ebibekr, Ed-Dürru'l-Mensur fi't-Tefsir bi'l-Me'sur, Kum, Kitaphane-i Umumiyi Ayetullah Maraşi Necefi, h.k 1404.
*Suyuti, Abdurrrahman b. Ebibekr, Ed-Dürru'l Mensur fi't-Tefsir bi'l-Me'sur, Kum, Kitaphane-i Umumiyi Ayetullah Maraşi Necefi, 1404 h.k.
*Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, Tercüme Muhammed Bakır Musevi, Bonyad-i İlmi ve Fikri-i Allame Tabatabai, h.ş 1370.
*Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, Tercüme Muhammed Bakır Musevi, Bonyad-ı İlmi ve Fikri-i Allame Tabatabai, 1370 h.ş.
*Marifet, Muhammed Hadi, Amuzeş-i Ulum-i Kur’an, Tercüme Ebu Muhammed Vekili, Merkez-i Çap ve Neşr-i Sazman-i Tebliğat-i İslami, h.ş 1371.
*Marifet, Muhammed Hadi, Amuzeş-i Ulum-u Kur’an, Tercüme Ebu Muhammed Vekili, Merkez-i Çap ve Neşr-i Sazman-ı Tebliğat-ı İslami, 1371 h.ş.
*Mekarim Şirazi, Nasır, ve Ahmet Ali Babayi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, Tahran, Daru’l-Kutubi’l-İslamiye, h.ş 1382.
*Mekarim Şirazi, Nasır ve Ahmet Ali Babayi, Bergozide-i Tefsir-i Numune, Tahran, Daru’l Kutubi’l İslamiye, 1382 h.ş.


</div></div> <br />
</div></div> <br />
Anonim kullanıcı