Sahife-i Seccadiye’nin 6. Duası

Öncelik: c, kalite: c
linksiz
navbox'siz
yönlendirmesiz
kaynaksız
wikishia sitesinden
(Sahife-i Seccadiye; 6. Dua sayfasından yönlendirildi)
Yakarış
Dosya:Hürremşehr Camisi.jpg

Sahife-i Seccadiye’nin 6. duası; İmam Zeynel Abidin’e (a.s) mensup Sahife-i Seccadiye’de yer alan bu dua, 24 metinden oluşmaktadır. Temel konusu, sabah ve akşam vakitlerinde okuduğu duadır. İmam Seccad (a.s), bu duada gece ve gündüzün yaratılışı, münazzam bir şekilde dakik oluşu ve her ikisinin insan üzerindeki etkilerini beyan etmiştir.

Duanın Öğretileri

  • Allah, gücüyle gece ve gündüzü yarattı; kudretiyle aralarında ayrıcalık koydu; her biri için bir sınır ve bir süre belirtti; kullarının beslenme ve gelişmesini sağlamak için böyle bir düzen kurdu.
  • Allah, yorucu hareketler ve meşakkatli işlerin ardından dinlenmeleri için geceyi yarattı; uyuyup dinlenerek güç ve enerji biriktirmeleri, ayrıca lezzet ve şehvetlerine ulaşmaları için onu bir örtü kıldı.
  • Allah’ın fazlından nasiplerini arasınlar; rızkını elde etmek için çalışıp çabalasınlar; dünya ihtiyaçlarına ulaşıp ahiret mutluluğunu kazanmak için arzında dolaşsınlar diye, gündüzü yarattı.
  • Gece, gündüz ve içindekiler, kulların sınanmaları içindir.
  • Tüm mahlûklar, Allah’ın kudret ve iradesi altında hareket etmektedirler.
  • İnsanların amellerini yazan melekler vardır.
  • Bugün yeni bir gün ve bizlere tanıklık edenler hazırdır. Eğer iyilik yaparsak, bize şükranlarını sunar ve kötülük edersek, bizden uzaklaşırlar.
  • Allah’tan, nimetlere şükretmeye, sünnetlere uymaya, bidatlerden kaçınmaya, marufu (iyiliği) emretmeye, münkerden (kötülükten) sakındırmaya, İslam’ın bekçiliğini yapmaya muvaffak etmesi için talepte bulunmak.
  • Allah, risaletininin sorumluluğunu Hz. Muhammed’e verdi ve yaratıkların içinden onu seçip, beğendi. O da bu görevi layıkıyla yerine getirdi; ümmetini öğütlemesini emretti, öğütledi. Öyleyse o, onlar için hayırda bulundu.
  • Allah’tan başka ilah yoktur; adaleti ayakta tutmakta; hükmünde adil; kullarına şefkatli; mülkün maliki ve sahibi; yaratıklarına pek merhametli; günahları bağışlayan ve her merhametliden daha merhametlidir.

Açıklamalar

Bu dua, şu eserlerde açıklanmıştır:

Farsça Açıklamalar

  • Hüseyin Ensariyan’ın kaleme aldığı “Diyar-ı Aşikan” kitabının 4. cildinin, 15. sayfasından 101. sayfasına kadar (detaylı bir şekilde açıklanmıştır).
  • Muhammed Hasan Memduhi Kirmanşahi’nin kaleme aldığı “Şuhut ve Şinaht” kitabının, 1. cilt, 361. sayfası (muhtasar olarak).
  • Seyyid Ahmed Fehri’nin yazdığı “Şerh ve Tercüme-i Sahife-i Seccadiye” kitabında.
  • Muhammed b. Süleyman Tenkabani’nin yazdığı “Şerh-i Sahife-i Seccadiye.”

Arapça Açıklamalar

  • Seyyid Muhammed Hüseyin Fazlullah’ın yazdığı “Afaku’r-Ruh” kitabı.
  • Seyyid Alihan Hüseyni’nin yazdığı “Riyazu’s-Salikin fi Şerh-i Sahife-i Seyyidi’s-Sacidin” kitabının 2. cildinin, 173. sayfasından 301. sayfasına kadar.
  • Muhammed Cevad Muğniye’nin yazdığı “Fi Zilali’s-Sahifeti’s-Seccadiye” kitabının 119. sayfasından 135. sayfasına kadar.

Lügat İçerikli Açıklamalar

Duaların sözlük anlamını açıklamış ve mana eden eserler:

  • Muhammed b. Murtaza Feyzi Kaşani’nin yazdığı “Talikat ale’s-Sahife-i Seccadiye.
  • Muhammed Bakır Şefii Hüseyni’nin yazdığı “Hellu Lügat-i Sahife-i Seccadiye”.
  • İzzettin Cezairi’nin yazdığı “Şerh-i Sahife-i Seccadiye” kitabı.

Arapça ve Türkçesi

Duanın Arapçası

وَ کانَ مِنْ دُعَائِهِ علیه‌السلام عِنْدَ الصَّبَاحِ وَ الْمَسَاءِ

بِسْمِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
(۱) الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِی خَلَقَ اللَّیلَ وَ النَّهَارَ بِقُوَّتِهِ (۲) وَ مَیزَ بَینَهُمَا بِقُدْرَتِهِ (۳) وَ جَعَلَ لِکلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا حَدّاً مَحْدُوداً، وَ أَمَداً مَمْدُوداً (۴) یولِجُ کلَّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا فِی صَاحِبِهِ، وَ یولِجُ صَاحِبَهُ فِیهِ بِتَقْدِیرٍ مِنْهُ لِلْعِبَادِ فِیمَا یغْذُوهُمْ بِهِ، وَ ینْشِئُهُمْ عَلَیهِ (۵) فَخَلَقَ لَهُمُ‏ اللَّیلَ لِیسْکنُوا فِیهِ‏ مِنْ حَرَکاتِ التَّعَبِ وَ نَهَضَاتِ النَّصَبِ، وَ جَعَلَهُ لِبَاساً لِیلْبَسُوا مِنْ رَاحَتِهِ وَ مَنَامِهِ، فَیکونَ ذَلِک لَهُمْ جَمَاماً وَ قُوَّةً، وَ لِینَالُوا بِهِ لَذَّةً وَ شَهْوَةً (۶) وَ خَلَقَ لَهُمُ‏ النَّهارَ مُبْصِراً لِیبْتَغُوا فِیهِ مِنْ فَضْلِهِ، وَ لِیتَسَبَّبُوا إِلَی رِزْقِهِ، وَ یسْرَحُوا فِی أَرْضِهِ، طَلَباً لِمَا فِیهِ نَیلُ الْعَاجِلِ مِنْ دُنْیاهُمْ، وَ دَرَک الْآجِلِ فِی أُخْرَاهُمْ (۷) بِکلِّ ذَلِک یصْلِحُ شَأْنَهُمْ، وَ یبْلُو أَخْبَارَهُمْ، وَ ینْظُرُ کیفَ هُمْ فِی أَوْقَاتِ طَاعَتِهِ، وَ مَنَازِلِ فُرُوضِهِ، وَ مَوَاقِعِ أَحْکامِهِ، لِیجْزِی الَّذِینَ أَساؤُا بِما عَمِلُوا، وَ یجْزِی الَّذِینَ أَحْسَنُوا بِالْحُسْنَی‏.

(۸) اللَّهُمَّ فَلَک الْحَمْدُ عَلَی مَا فَلَقْتَ لَنَا مِنَ الْإِصْبَاحِ، وَ مَتَّعْتَنَا بِهِ مِنْ ضَوْءِ النَّهَارِ، وَ بَصَّرْتَنَا مِنْ مَطَالِبِ الْأَقْوَاتِ، وَ وَقَیتَنَا فِیهِ مِنْ طَوَارِقِ الْآفَاتِ. (۹) أَصْبَحْنَا وَ أَصْبَحَتِ الْأَشْیاءُ کلُّهَا بِجُمْلَتِهَا لَک: سَمَاؤُهَا وَ أَرْضُهَا، وَ مَا بَثَثْتَ فِی کلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا، سَاکنُهُ وَ مُتَحَرِّکهُ، وَ مُقِیمُهُ وَ شَاخِصُهُ وَ مَا عَلَا فِی الْهَوَاءِ، وَ مَا کنَّ تَحْتَ الثَّرَی (۱۰) أَصْبَحْنَا فِی قَبْضَتِک یحْوِینَا مُلْکک وَ سُلْطَانُک، وَ تَضُمُّنَا مَشِیتُک، وَ نَتَصَرَّفُ عَنْ أَمْرِک، وَ نَتَقَلَّبُ فِی تَدْبِیرِک.

(۱۱) لَیسَ لَنَا مِنَ الْأَمْرِ إِلَّا مَا قَضَیتَ، وَ لَا مِنَ الْخَیرِ إِلَّا مَا أَعْطَیتَ. (۱۲) وَ هَذَا یوْمٌ حَادِثٌ جَدِیدٌ، وَ هُوَ عَلَینَا شَاهِدٌ عَتِیدٌ، إِنْ أَحْسَنَّا وَدَّعَنَا بِحَمْدٍ، وَ إِنْ أَسَأْنَا فَارَقَنَا بِذَمٍّ. (۱۳) اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِهِ، وَ ارْزُقْنَا حُسْنَ مُصَاحَبَتِهِ، وَ اعْصِمْنَا مِنْ سُوءِ مُفَارَقَتِهِ بِارْتِکابِ جَرِیرَةٍ، أَوِ اقْتِرَافِ صَغِیرَةٍ أَوْ کبِیرَةٍ (۱۴) وَ أَجْزِلْ لَنَا فِیهِ مِنَ الْحَسَنَاتِ، وَ أَخْلِنَا فِیهِ مِنَ السَّیئَاتِ، وَ امْلَأْ لَنَا مَا بَینَ طَرَفَیهِ حَمْداً وَ شُکراً وَ أَجْراً وَ ذُخْراً وَ فَضْلًا وَ إِحْسَاناً. (۱۵) اللَّهُمَّ یسِّرْ عَلَی الْکرَامِ الْکاتِبِینَ مَئُونَتَنَا، وَ امْلَأْ لَنَا مِنْ حَسَنَاتِنَا صَحَائِفَنَا، وَ لَا تُخْزِنَا عِنْدَهُمْ بِسُوءِ أَعْمَالِنَا.

(۱۶) اللَّهُمَّ اجْعَلْ لَنَا فِی کلِّ سَاعَةٍ مِنْ سَاعَاتِهِ حَظّاً مِنْ عِبَادِک، وَ نَصِیباً مِنْ شُکرِک وَ شَاهِدَ صِدْقٍ مِنْ مَلَائِکتِک. (۱۷) اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِهِ، وَ احْفَظْنَا مِنْ بَینِ أَیدِینَا وَ مِنْ خَلْفِنَا وَ عَنْ أَیمَانِنَا وَ عَنْ شَمَائِلِنَا وَ مِنْ جَمِیعِ نَوَاحِینَا، حِفْظاً عَاصِماً مِنْ مَعْصِیتِک، هَادِیاً إِلَی طَاعَتِک، مُسْتَعْمِلًا لِمَحَبَّتِک. (۱۸) اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِهِ، وَ وَفِّقْنَا فِی یوْمِنَا هَذَا وَ لَیلَتِنَا هَذِهِ وَ فِی جَمِیعِ أَیامِنَا لِاسْتِعْمَالِ الْخَیرِ، وَ هِجْرَانِ الشَّرِّ، وَ شُکرِ النِّعَمِ، وَ اتِّبَاعِ السُّنَنِ، وَ مُجَانَبَةِ الْبِدَعِ، وَ الْأَمْرِ بِالْمَعْرُوفِ، وَ النَّهْی عَنِ الْمُنْکرِ، وَ حِیاطَةِ الْإِسْلَامِ، وَ انْتِقَاصِ الْبَاطِلِ وَ إِذْلَالِهِ، وَ نُصْرَةِ الْحَقِّ وَ إِعْزَازِهِ، وَ إِرْشَادِ الضَّالِّ، وَ مُعَاوَنَةِ الضَّعِیفِ، وَ إِدْرَاک اللَّهِیفِ‏ (۱۹) اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِهِ، وَ اجْعَلْهُ أَیمَنَ یوْمٍ عَهِدْنَاهُ، وَ أَفْضَلَ صَاحِبٍ صَحِبْنَاهُ، وَ خَیرَ وَقْتٍ ظَلِلْنَا فِیهِ

(۲۰) وَ اجْعَلْنَا مِنْ أَرْضَی مَنْ مَرَّ عَلَیهِ اللَّیلُ وَ النَّهَارُ مِنْ جُمْلَةِ خَلْقِک، أَشْکرَهُمْ لِمَا أَوْلَیتَ مِنْ نِعَمِک، وَ أَقْوَمَهُمْ بِمَا شَرَعْتَ مِنْ شرَائِعِک، وَ أَوْقَفَهُمْ عَمَّا حَذَّرْتَ مِنْ نَهْیک. (۲۱) اللَّهُمَّ إِنِّی أُشْهِدُک وَ کفَی بِک شَهِیداً، وَ أُشْهِدُ سَمَاءَک وَ أَرْضَک وَ مَنْ أَسْکنْتَهُمَا مِنْ مَلائِکتِک وَ سَائِرِ خَلْقِک فِی یوْمِی هَذَا وَ سَاعَتِی هَذِهِ وَ لَیلَتِی هَذِهِ وَ مُسْتَقَرِّی هَذَا، أَنِّی أَشْهَدُ أَنَّک أَنْتَ اللَّهُ الَّذِی لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ، قَائِمٌ بِالْقِسْطِ، عَدْلٌ فِی الْحُکمِ، رَءُوفٌ بِالْعِبَادِ، مَالِک الْمُلْک، رَحِیمٌ بِالْخَلْقِ.

(۲۲) وَ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُک وَ رَسُولُک و خِیرَتُک مِنْ خَلْقِک، حَمَّلْتَهُ رِسَالَتَک فَأَدَّاهَا، وَ أَمَرْتَهُ بِالنُّصْحِ لِأُمَّتِهِ فَنَصَحَ لَهَا (۲۳) اللَّهُمَّ فَصَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِهِ، أَکثَرَ مَا صَلَّیتَ عَلَی أَحَدٍ مِنْ خَلْقِک، وَ آتِهِ عَنَّا أَفْضَلَ مَا آتَیتَ أَحَداً مِنْ عِبَادِک، وَ اجْزِهِ عَنَّا أَفْضَلَ وَ أَکرَمَ مَا جَزَیتَ أَحَداً مِنْ أَنْبِیائِک عَنْ أُمَّتِهِ (۲۴) إِنَّک أَنْتَ الْمَنَّانُ بِالْجَسِیمِ، الْغَافِرُ لِلْعَظِیمِ، وَ أَنْتَ أَرْحَمُ مِنْ کلِّ رَحِیمٍ، فَصَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِهِ الطَّیبِینَ الطَّاهِرِینَ الْأَخْیارِ الْأَنْجَبِینَ.

Duanın Türkçe Anlamı

“Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
Sabah ve Akşam Vakitlerinde Okuduğu Dua

Hamd Allah’a ki gücüyle gece ve gündüzü yarattı; kudretiyle aralarında ayrıcalık koydu; her biri için bir sınır ve bir süre belirtti; geceyi gündüzün ve gündüzü de gecenin içine sokar. Kullarının beslenme ve gelişmesini sağlamak için bu O’nun bir planıdır. Yorucu hareketler ve meşakkatli işlerin ardından dinlenmeleri için geceyi yarattı; uyuyup dinlenerek güç ve enerji biriktirmeleri, ayrıca lezzet ve şehvetlerine ulaşmaları için onu bir örtü kıldı. Gündüzü de onlar için aydınlık kıldı ki Allah’ın fazlından nasiplerini arasınlar; rızkını elde etmek için çalışıp çabalasınlar; dünya ihtiyaçlarına ulaşıp ahiret mutluluğunu kazanmak için arzında dolaşsınlar. Böylece Allah, onların durumlarını düzeltir; onları imtihan eder; itaat zamanlarında, farzlarının söz konusu olduğu yerlerde ve hükümlerinin uygulanması gerektiği durumlarda nasıl davrandıklarına bakarak, “kötü işler yapanları işledikleriyle cezalandırır; güzel işler yapanları da daha güzeliyle ödüllendirir.” (Necm/31)

Allah’ım! Hamd sana mahsustur. Çünkü sen, sabahı bizim için yarıp çıkardın; sen, gündüzün ışığından bizi yararlandırdın; sen, rızıkların aranacağı yerleri bize öğrettin; sen, bela ve afetlerden bizi korudun. Böylece biz ve tüm şeyler; gök, yer ve onlarda bulunan canlı-cansız, hareketli-hareketsiz, havada yükselen, yer altında gizli bulunan her şey senin olduk; senin yed-i kudretinde mülkünün ve saltanatının kapsamına girdik; iradenle bir araya geldik; emrin doğrultusunda bir şeyler yapabilmekte ve tedbirin yönünde hareket etmekteyiz. Senin hükmettiğinden başka bir durum ve senin verdiğinden başka bir hayır bizim için söz konusu değildir ve olamaz da.

(Allah’ım!) Bu (gün), yeni bir gündür; tanıklık etmeye hazır bir şahittir. Güzel işler yaparsak, övgüyle bizimle vedalaşır ve kötü işler yaparsak, yergiyle bizden ayrılır.

Allah’ım! Muhammed ve âline salat eyle ve onunla (günle) iyi birlikteliği bize nasip et; bir suç işleyerek, küçük veya büyük bir günaha mürtekip olarak kötü bir şekilde ondan ayrılmaktan bizi koru. Bize bu günde bol bol iyilikler yaz; kötülüklerden arındır ve onun (günün) iki ucunun arasını hamd, şükür, mükâfat, birikim, lütuf ve ihsan ile doldur.

Allah’ım! Pek değerli yazıcı meleklerine bizden yana çekecekleri zahmeti kolaylaştır; amel defterlerimizi iyiliklerimizle doldur ve bizi onların yanında rüsva etme.

Allah’ım! Bize bu günün saatlerinin her bir saatinde kullarından bir pay, şükründen bir nasip ve meleklerinden bir doğruluk tanığı ayır.

Allah’ım! Muhammed ve âline salat eyle ve bizi önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan ve bütün yönlerimizden koru. Bu koruman, bizi sana karşı günah işlemekten alıkoysun; sana itaat etmeye sevketsin ve sevgini kazansın.

Allah’ım! Muhammed ve âline salat eyle ve bizi bu günümüzde, bu gecemizde ve bütün günlerimizde hayrı işlemeye; şerri terketmeye; nimetlere şükretmeye; sünnetlere uymaya; bid’atlerden kaçınmaya; marufu (iyiliği) emretmeye; münkerden (kötülükten) sakındırmaya; İslam’ın bekçiliğini yapmaya; batılı kınayıp horlamaya; hakkı destekleyip yüceltmeye; yolunu şaşırmışa doğruyu göstermeye; güçsüze yardımcı olmaya ve mağdurun imdadına koşmaya muvaffak et.

Allah’ım! Muhammed ve âline salat eyle ve bu günü yaşadığımız en kutlu gün, birlikte olduğumuz en üstün arkadaş ve geçirdiğimiz en hayırlı vakit kıl. Bizi bütün yaratıklarının arasında üzerlerinden gece ve gündüz geçen en hoşnut, verdiğin nimetlere en çok şükreden, koyduğun yasalara uymakta en kararlı ve sakındırdığın yasaklardan en çok kaçınan kullarından kıl.

Allah’ım! Ben bu günde, bu saatte, bu gecede ve bulunduğum bu yerde, seni tanık tutuyorum ve tanık olarak sen yetersin; göğü, yeri, onlarda yerleştirdiğin meleklerini ve diğer yaratıklarını da tanık tutuyorum ki ben şuna şehadet etmekteyim: Sen Allah’sın; senden başka ilah yoktur; adaleti ayakta tutarsın; hükmünde adilsin; kullarına şefkatlisin; mülkün sahibisin ve yaratıklarına pek merhametlisin. (Yine şehadet etmekteyim ki) Muhammed senin kulun, resulün ve yaratıkların içinde seçip beğendiğin kimsedir. Peygamberlik görevini ona yükledin ve layıkıyla yerine getirdi; ümmetini öğütlemesini emrettin ve öğütledi.

Allah’ım! Yaratıklarından herhangi birine ettiğin en çok salatı Muhammed ve âline eyle; kullarından herhangi birine verdiğin en iyi şeyi bizden taraf ona ver ve peygamberlerinden herhangi birine ümmetinden taraf verdiğin en iyi ve en değerli ödülü bizden taraf ona ver. Hiç şüphesiz sen, büyük nimetlerle ihsan edensin; büyük günahları bağışlayansın ve sen her merhametliden daha merhametlisin. O halde Muhammed ve onun tertemiz, seçkin ve asil soyuna salat eyle.

Bibliyografi

  • Ensariyan, Hüseyin, Diyar-ı Aşikan, Tefsir-i Cami-i Sahife-i Seccadiye, ikinci baskı, Tahran, Peyam-ı Azadi baskısı, 1373 h.ş.
  • Cezairi, İzzettin, Şerh-i Sahife-i Seccadiye, Beyrut, Daru’t-Taarif lil-Matbuaat, 1402 h.k.
  • Hüseyni Medeni, Seyyid Alihan, Riyazu’s-Salikin fi Şerh-i Sahife-i Seyyidi’s-Sacidin, Kum, Müessese en-Neşri İslami, 1409 h.k.
  • Heleci, Muhammed Taki, Esrar-ı Hamuşan, Kum, Pertov-u Horşit yayınları, 1383 h.ş.
  • Şefii Hüseyni, Muhammed Bakır, Hellu Lügat-i Sahife-i Seccadiye, Meşhed, Tasua, 1420 h.k.
  • Fazlullah, Seyyid Muhammed Hüseyin, Afaku’r-Ruh, c. 2, Beyrut, Daru’l Malik, 1420 h.k.
  • Fehri, Seyyid Ahmed, Şerh ve Tercüme-i Sahife-i Seccadiye, Tahran, Usve yayınları.
  • Feyzi Kaşani, Muhammed b. Murtaza, Talikat ale’s-Sahife-i Seccadiye, Tahran, Müessese el-Buhus ve’t-Tahkikati’s-Sikafiyet, 1407 h.k.
  • Muğniye, Muhammed Cevad, Fi Zilali’s-Sahife-i Seccadiye, dördüncü baskı, Kum, Daru’l Kitab-ı İslami, 1428 h.k.
  • Memduhi Kirmanşahi, Hasan, Şuhut ve Şinaht, Tercüme ve Şerh-i Sahife-i Saccadiye, Ayetullah Cevadi Amuli’nin mukaddimesi ile, ikinci baskı, Kum, Bostan-ı Kitap, 1385 h.ş.


Dış Bağlantılar