Sahife-i Seccadiye’nin 2. Duası

Öncelik: c, kalite: c
linksiz
navbox'siz
yönlendirmesiz
kaynaksız
wikishia sitesinden
Yakarış
Dosya:Hürremşehr Camisi.jpg

Sahife-i Seccadiye’nin 2. duası; İmam Zeynel Abidin’e (a.s) mensup Sahife-i Seccadiye’de yer alan bu dua, 26 pasajdan oluşmaktadır. Temel konusu, Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.a) salat ve selamdır.

Öğretileri

  • Allah, hiçbir şeyde aciz değildir, isterse o iş çok büyük bir iş olsun, isterse o şey çok küçük bir şey olsun; hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz.
  • Hz. Peygamber’in (s.a.a) ümmeti, tüm ümmetlerin sonuncusudur (İslam dini, son dindir).
  • İmam (a.s), ümmetin amellerine şahit ve tanıktır (masum imamlar, bizlerin tüm küçük ve büyük işlerinden haberdardırlar).
  • Hz. Muhammed (s.a.a), vahyinin emini, yaratıklarının seçkini, kullarının arasından seçip beğendiği, rahmet imamı, hayır önderi ve bereket anahtarıdır.
  • Hz. Peygamber (s.a.a) kendini Allah’a davet için adadı; bedenini eziyetlere maruz bıraktı; (insanları) doğruya çağırırken yakınlarıyla açıkça çatıştı; kabilesiyle savaştı; dini ihya etmek için akrabalarıyla ilişkisini kesti; inkâr ettikleri için yakın olanları uzaklaştırdı; dine icabet ettikleri için uzak olanları yakınlaştırdı; Allah yolunda en uzak kimseleri dost edindi; en yakın kimselere düşman kesildi; dinini aziz etmek, güçlendirmek ve sana karşı küfre sapanlara galebe çalmak amacıyla gurbet diyarlarına; doğup büyüdüğü, yakınlarının bulunduğu, taşını, toprağını tanıdığı vatanından uzak yerlere göç etti (Medine’ye hicret).
  • Makam bakımından kimsenin ona denk olmadığı; hiçbir mukarreb melek ve hiçbir mürsel peygamberin onunla boy ölçüşemediği cennetin en yüce makamını Hz. Peygamber (s.a.a) için istemesi.
  • Hz. Peygamber’in (s.a.a) şefaatinin pak Ehlibeyti (a.s) ve ümmetinin müminleri için kabul olması.
  • Allah’ın ahdi kesindir ve ahdine O'ndan daha vefalı kimse yoktur.

Açıklamalar

Bu dua, şu eserlerde açıklanmıştır:

Farsça Açıklamalar

  • Hüseyin Ensariyan’ın kaleme aldığı “Diyar-ı Aşikan” kitabının 2. cildinin, 21. sayfadan 356. sayfaya kadar (detaylı bir şekilde açıklanmıştır).
  • Muhammed Hasan Memduhi Kirmanşahi’nin kaleme aldığı “Şuhut ve Şinaht” kitabının, 1. cilt, 267. sayfası (muhtasar olarak).
  • Seyyid Ahmed Fehri’nin yazdığı “Şerh ve Tercüme-i Sahife-i Seccadiye” kitabında.
  • Muhammed Taki Heleci’nin kaleme aldığı “Esrar-ı Hamuşan” kitabının 2. cildinin, 11. sayfasından 131. sayfasına kadar.

Arapça Açıklamalar

  • Seyyid Muhammed Hüseyin Fazlullah’ın yazdığı “Afaku’r-Ruh” kitabı.
  • Muhammed Cevad Muğniye’nin yazdığı “Fi Zilali’s-Sahifeti’s-Seccadiye” kitabının 73. sayfasından 83. sayfasına kadar.
  • Seyyid Alihan Hüseyni’nin yazdığı “Riyadu’s-Salikin fi Şerh-i Sahife-i Seyyidi’s-Sacidin” kitabının 1. cildinin, 413. sayfasından 505. sayfasına kadar.

Lügat İçerikli Açıklamalar

Duaların sözlük anlamını açıklamış ve mana eden eserler:

  • Muhammed b. Murtaza Feyzi Kaşani’nin yazdığı “Talikat ale’s-Sahife-i Seccadiye.
  • Muhammed Bakır Şefii Hüseyni’nin yazdığı “Hellu Lügat-i Sahife-i Seccadiye”.
  • İzzettin Cezairi’nin yazdığı “Şerh-i Sahife-i Seccadiye” kitabı.

Arapça ve Türkçesi

Duanın Türkçe Anlamı

Resulullah’a Salat ve Selam İle İlgili Duası

“Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla

Ve hamd Allah’a ki, ne kadar büyük olursa olsun, hiçbir şey karşısında âciz kalmayan ve ne kadar ince ve zarif olursa olsun, hiçbir şeyi gözden kaçırmayan kudretiyle, peygamberi Muhammed -Allah’ın salatı ona ve soyuna olsun- ile eski ümmetlere ve geçmiş asırlara değil, bize minnet koydu; böylece bizi ümmetlerin sonuncusu kıldı; inkârcılara karşı bizi tanıklar yaptı ve nimetiyle, az olanlar karşısında sayımızı çoğalttı.

Allah’ım! O halde vahyinin emini, yaratıklarının seçkini, kullarının arasından seçip beğendiğin, rahmet imamı, hayır önderi ve bereket anahtarı olan Muhammed’e salat eyle (derecesini yücelt); nasıl ki o kendini senin işin için adadı; bedenini senin uğruna eziyetlere maruz bıraktı; (insanları) sana doğru çağırırken yakınlarıyla açıkça çelişti; senin rızan uğruna kabilesiyle savaştı; dinini ihya etmek için akrabalarıyla ilişkisini kesti; inkâr ettikleri için, yakın olanları uzaklaştırdı; sana icabet ettikleri için, uzak olanları yakınlaştırdı; senin yolunda en uzak kimseleri dost edindi; en yakın kimselere düşman kesildi; elçiliğini iletmek için kendini yordu; (insanları) dinine davet etmekle, kendini nice zahmetlere soktu; uğraşısı, davetine muhatap olanları öğütlemek oldu; dinini aziz kılmak, güçlendirmek ve sana karşı küfre sapanlara galebe çalmak amacıyla gurbet diyarlarına; doğup büyüdüğü, yakınlarının bulunduğu, taşını, toprağını tanıdığı vatanından uzak yerlere göç etti (Medine’ye hicret) ve nihayet, düşmanlara karşı elde etmek istediği başarıyı, dostların için öngördüğü sonucu tastamam elde etti. Senden medet umarak, güçsüz olduğu halde senin yardımınla güç kazanarak, düşmanlarının üzerine yürüdü; evlerinin içinde onlarla savaştı; karargâhlarının tam ortasında onlara saldırdı. Derken, müşriklerin istememesine ragmen, senin dinin aşikâr oldu ve kelimen yüceldi.

Allah’ım! Senin yolunda çekmiş olduğu zahmetler karşısında, O’nu cennetinin en yüce derecesine yükselt. Öyle ki, derece bakımından kimse onunla eşit olmasın; makam bakımından kimse ona denk olmasın; katında hiçbir mukarreb melek ve hiçbir mürsel peygamber onunla boy ölçüşemesin. Ve onu, tertemiz Ehl-i Beyti ve mü’min ümmeti hakkında kendisine vaad ettiğin güzel (kabul edilen) şefaatin en yüce mertebesiyle tanıştır. Ey vaadi geçerli olan ve sözüne vefa eden; ey kötülükleri kat kat fazlasıyla iyiliklere dönüştüren (yüce Allah)! Hiç kuşkusuz sen, büyük lütuf sahibisin.

Duanın Arapçası

وَ كَانَ مِنْ دُعَائِهِ عَلَيْهِ السَّلَامُ بَعْدَ هَذَا التَّحْمِيدِ فِي الصَّلَاةِ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ آلِهِ

بِسْمِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
(۱) وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِی مَنَّ عَلینَا بِمُحَمَّدٍ نَبِیهِ- صَلَّی اللَّهُ عَلَیهِ وَ آلِهِ دُونَ الْأُمَمِ الْمَاضِیةِ وَ الْقُرُونِ السَّالِفَةِ، بِقُدْرَتِهِ الَّتِی لَا تَعْجِزُ عَنْ شَی‏ءٍ وَ إِنْ عَظُمَ، وَ لَا یفُوتُهَا شَی‏ءٌ وَ إِنْ لَطُفَ. (۲) فَخَتَمَ بِنَا عَلَی جَمِیعِ مَنْ ذَرَأَ، وَ جَعَلَنَا شُهَدَاءَ عَلَی مَنْ جَحَدَ، وَ کثَّرَنَا بِمَنِّهِ عَلَی مَنْ قَلَّ.

(۳) اللَّهُمَّ فَصَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ أَمِینِک عَلَی وَحْیک، وَ نَجِیبِک مِنْ خَلْقِک، وَ صَفِیک مِنْ عِبَادِک، إِمَامِ الرَّحْمَةِ، وَ قَائِدِ الْخَیرِ، وَ مِفْتَاحِ الْبَرَکةِ. (۴) کمَا نَصَبَ لِأَمْرِک نَفْسَهُ (۵) وَ عَرَّضَ فِیک لِلْمَکرُوهِ بَدَنَهُ (۶) وَ کاشَفَ فِی الدُّعَاءِ إِلَیک حَامَّتَهُ (۷) وَ حَارَبَ فِی رِضَاک أُسْرَتَهُ (۸) وَ قَطَعَ فِی إِحْیاءِ دِینِک رَحِمَهُ. (۹) وَ أَقْصَی الْأَدْنَینَ عَلَی جُحُودِهِمْ

(۱۰) وَ قَرَّبَ الْأَقْصَینَ عَلَی اسْتِجَابَتِهِمْ لَک. (۱۱) وَ وَالَی فِیک الْأَبْعَدِینَ (۱۲) وَ عَادَی فِیک الْأَقْرَبِینَ (۱۳) و أَدْأَبَ نَفْسَهُ فِی تَبْلِیغِ رِسَالَتِک (۱۴) وَ أَتْعَبَهَا بِالدُّعَاءِ إِلَی مِلَّتِک. (۱۵) وَ شَغَلَهَا بِالنُّصْحِ لِأَهْلِ دَعْوَتِک (۱۶) وَ هَاجَرَ إِلَی بِلَادِ الْغُربَةِ، وَ مَحَلِّ النَّأْی عَنْ مَوْطِنِ رَحْلِهِ، وَ مَوْضِعِ رِجْلِهِ، وَ مَسْقَطِ رَأْسِهِ، وَ مَأْنَسِ نَفْسِهِ، إِرَادَةً مِنْهُ لِإِعْزَازِ دِینِک، وَ اسْتِنْصَاراً عَلَی أَهْلِ الْکفْرِ بِک.

(۱۷) حَتَّی اسْتَتَبَّ لَهُ مَا حَاوَلَ فِی أَعْدَائِک (۱۸) وَ اسْتَتَمَّ لَهُ مَا دَبَّرَ فِی أَوْلِیائِک. (۱۹) فَنَهَدَ إِلَیهِمْ مُسْتَفْتِحاً بِعَوْنِک، وَ مُتَقَوِّیاً عَلَی ضَعْفِهِ بِنَصْرِک (۲۰) فَغَزَاهُمْ فِی عُقْرِ دِیارِهِمْ. (۲۱) وَ هَجَمَ عَلَیهِمْ فِی بُحْبُوحَةِ قَرَارِهِمْ (۲۲) حَتَّی ظَهَرَ أَمْرُک، وَ عَلَتْ کلِمَتُک، «وَ لَوْ کرِهَ الْمُشْرِکونَ‏».[۲] (۲۳) اللَّهُمَّ فَارْفَعْهُ بِمَا کدَحَ فِیک إِلَی الدَّرَجَةِ الْعُلْیا مِنْ جَنَّتِک

(۲۴) حَتَّی لَا یسَاوَی فِی مَنْزِلَةٍ، وَ لَا یکافَأَ فِی مَرْتَبَةٍ، وَ لَا یوَازِیهُ لَدَیک مَلَک مُقَرَّبٌ، وَ لَا نَبِی مُرْسَلٌ. (۲۵) وَ عَرِّفْهُ فِی أَهْلِهِ الطَّاهِرِینَ وَ أُمَّتِهِ الْمُؤْمِنِینَ مِنْ حُسْنِ الشَّفَاعَةِ أَجَلَّ مَا وَعَدْتَهُ (۲۶) یا نَافِذَ الْعِدَةِ، یا وَافِی الْقَوْلِ، یا مُبَدِّلَ السَّیئَاتِ بِأَضْعَافِهَا مِنَ الْحَسَنَاتِ إِنَّک‏ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِیمِ‏.

Kaynakça

Bibliyografi

  • Ensariyan, Hüseyin, Diyar-i Aşikan, Tefsir-i Cami-i Sahife-i Seccadiye, ikinci baskı, Tahran, Peyam-ı Azadi baskısı, 1373 h.ş.
  • Cezairi, İzzettin, Şerh-i Sahife-i Seccadiye, Beyrut, Daru’t-Taarif lil-Matbuaat, 1402 h.k.
  • Hüseyni Medeni, Seyyid Alihan, Riyazu’s-Salikin fi Şerh-i Sahife-i Seyyidi’s-Sacidin, Kum, Müessese en-Neşri İslami, 1409 h.k.
  • Heleci, Muhammed Taki, Esrar-ı Hamuşan, Kum, Pertov-u Horşit yayınları, 1383 h.ş.
  • Şefii Hüseyni, Muhammed Bakır, Hellu Lügat-i Sahife-i Seccadiye, Meşhed, Tasua, 1420 h.k.
  • Fazlullah, Seyyid Muhammed Hüseyin, Afaku’r-Ruh, c. 2, Beyrut, Daru’l Malik, 1420 h.k.
  • Fehri, Seyyid Ahmed, Şerh ve Tercüme-i Sahife-i Seccadiye, Tahran, Usve yayınları.
  • Feyz Kaşani, Muhammed b. Murtaza, Talikat ale’s-Sahife-i Seccadiye, Tahran, Müessese el-Buhus ve’t-Tahkikati’s-Sikafiyet, 1407 h.k.
  • Muğniye, Muhammed Cevad, Fi Zilali’s-Sahife-i Seccadiye, dördüncü baskı, Kum, Daru’l Kitab-ı İslami, 1428 h.k.
  • Memduhi Kirmanşahi, Hasan, Şuhut ve Şinaht, Tercüme ve Şerh-i Sahife-i Saccadiye, Ayetullah Cevadi Amuli’nin mukaddimesi ile, ikinci baskı, Kum, Bostan-ı Kitap, 1385 h.ş.


Dış Bağlantılar