Nur Suresi

wikishia sitesinden
Nur Suresi
Sure Numarası24
Cüz18
Nüzul
Nüzul Sırası103
Mekki/MedeniMedeni
İstatistiksel Bilgiler
Ayet Sayısı64
Kelime Sayısı1381
Harf Sayısı5755


Nur Suresi (Arapça: سورة النور), Nur Suresi, Kur'an-ı Kerim'in yirmi dördüncü suresi olup, Kur'an-ı Kerim'in 18-ci bölümünde yer alan Medeni surelerden biridir. Bu surede Nur kelimesi 7 defa geçtiğinden ve Nur ayeti geçtiğinden dolayı bu sureye Nur denilmiştir. Nur Suresi'nde zinanın haddi (zinanın cezası), birini zina yapmada ittiham etmenin cezası (kazf), başörtüsünün vacip olması gibi pek çok fıkıh hükmü yer almaktadır. Ayrıca bu surede İfk hadisesi, evlilikle ilgili konular ve iftiradan bahsedilmekte ve fuhuşun yayılmasın yasak olması yer almaktadır. Bu sureyi okumanın fazileti ile ilgili olarak rivayette, Nur suresini okuyan kimseye, Allah'ın ona geçmişte ve gelecekte bütün mü'min erkek ve kadınların sevabı kadar on sevap vereceği belirtilmektedir.

Nur Suresi

Surenin “Nur” olarak adlandırılmasının nedeni, 7 kere “Nur” kelimesinin geçmesinden ve Kur’an’ın en meşhur ve güzel ayetlerinden olan Nur ayetinin (35. ayet) bu surede yer almasından dolayıdır. Bu ayet-i kerime, “Allah” ve “Nur” kelimeleri ile başlamakta ve “nur” kelimesi bu ayette tam olarak 5 kez tekrar edilmektedir.

Mushaf’taki resmi sıralamaya göre yirmi dördüncü ve nüzul sırasına göre ise, yüz ikinci suredir. Sure, Medine’de nazil olmuştur. Kufe ve Basra karilerine göre 64 ve Medine karilerine göre ise, 62 ayettir; ancak birinci görüş daha meşhur ve yaygındır. Sure, 1.381 kelime ve 5.755 harften oluşmaktadır. Hacim olarak mesani ve orta surelerdendir. Yarım cüz kadardır.

Konuları

Bu surede önemli fıkhi hükümler açıklanmıştır. Örneğin: Zina haddi ve zina suçu isnat etmenin (kazf) haddi, lian haddi, kadınlar için örtünmenin farz oluşu, yaşlı ve işten düşmüş kadınların hicap konusunda biraz daha rahat oldukları, zinanın ispatı için dört erkek şahidin gerekliliği, nikâh konusu ve ifk olayı.

Ayrıca müminlerin bilgileri olmadığı konularda konuşmamaları, iftira, töhmet, bühtan, fehşa işlerin yayılmasına şiddetle karşı çıkılması, başkalarının evlerine girme adabı gibi konular yer almıştır.[1]


Meşhur Ayetler

İfk Ayeti (İfk Olayı)

Kur’an-ı Kerim, Nur Suresi on birinci ayet-i kerimede, Müslümanlardan birine atılan iftiraya işaret ederek, onları bu amellerinden dolayı kınıyor. Tefsirleri ve ayetlerin iniş sebeplerini dikkate almadan, sadece Kur’an-ı Kerim ayetlerinden yola çıkacak olsak dahi, iftira atılan şahsın meşhur ve Peygamber efendimizin (s.a.a) aile fertlerinden biri olduğunu ve iftira atanların ise, halktan bir grup olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz.[3] Bu ayetler hakkında iki ayrı iniş sebebi zikredilmiştir: 1. Ben-i Mustalik Gazvesinden dönerken, bazı münafıkların Aişe’ye iftira atması[4] [5] 2. Aişe’nin, Mariye-i Kıbtiye’ye iftira atması [6] [7] Bu ayetlerde iftira atanlar büyük bir azapla tehdit edilmenin yanı sıra, müminler de delilsiz ve araştırma yapmadan dedikoduları kabullenmekten nehiy edilmişlerdir. [8]

Nur Ayeti

İmam Rıza’nın (a.s) Türbesindeki Merkezi Kütüphanede Mevcut Olan Mirza Ahmet Neyrizi’nin Hattıyla Yazılmış Nur Ayeti

اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Allah, ışığıdır göklerin ve yeryüzünün. Işığının örneği, kandil konan bir yere benzer, orada bir kandil var, kandil, bir sırça içinde, sırça da parıl-parıl parlayan bir yıldız sanki doğuda da olmayan, batıda da olmayan kutlu zeytin ağacından yakılmış; ateş dokunmadan da yağı, hemen ışık verecek; nûr üstüne nûr. Allah, doğru yolu gösterir, nûruyla dilediğine ve Allah, örnekler getirir insanlara ve Allah, her şeyi bilir. (Nur Suresi / 35)

Bazı tefsir kitaplarında nakledilmiş olan rivayetleri dikkate alacak olursak, bu ayet-i kerimenin Peygamber efendimizin (s.a.a) Ehlibeyt’i hakkında olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz. İmam Rıza’dan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Biz Muhammed’in (s.a.a) çırağının bulunduğu kandiliz. Yüce Allah, bizim velayetimiz ile istediği herkesi hidayete erdirmektedir.[9]

Yine aynı şekilde el-Mizan tefsirinde yazılanlara göre, İmam Sadık’tan (a.s) Nur ayeti hakkında bir soru sordular ve İmam Sadık (a.s) sorulan soruya şu şekilde bir cevap verdi: Bu, Yüce Allah’ın biz Ehlibeyt (a.s) için kullanmış olduğu bir deyimdir. Zira Peygamber (s.a.a) ve İmamlar (a.s) Allah’ın nişaneleridir ve insanlar onların vesilesi ile farzlara, müstehaplara, İslam kanunlarına, dini materyallere ve Tevhid’e doğru hidayet olunmaktadır. [10]

Allame Tabatabai, bu görüş hakkında şu şekilde yazmaktadır: Bu ayet-i kerime bazı mısdaklara işaret etme babındandır. Yoksa ayet-i kerimenin zahirine bakacak olursak, Ehlibeyt’ten (a.s) gayrisine de şamil olacağı gibi, enbiya, evsiya ve evliyaya’da şamil olacaktır.[11]

Ayetü’l Ahkâm

Nur Suresi 2 ila 8. ayet-i kerimelerini “Ayetü’l Ahkâm” olarak saymaktadırlar.[12] İkinci ayet-i kerime, zina eden şahsın had ve hükmünü beyan etmektedir. Üçüncü ayet-i kerime ise, mümin bir şahsın, zina eden bir fertle evlenmesinin haram olduğunu bildirmektedir. Elbette tefsir kitaplarında yazılanlara göre zina eden şahıstan maksat, zina edip tövbe eden şahıs değil, aksine zina etme konusunda meşhur olan şahıstır.[13]

Sure, 4. ayet-i kerimeden 8. ayet-i kerimeye kadar olan bölümde, zina iftirası hakkında bahsederek, zina suçlaması ve lanetleşme hükmünü beyan etmektedir.[14]

Surenin “Ayetül Ahkâm” olarak bilinen ayet-i kerimelerinden bir diğeri de “Hicap ayeti” olan 31. ayet-i kerimedir. [15] Bu ayet-i kerime, kadınları iffetli olmaya ve ziynetlerini örtmeye davet ederek, kadınların kimlerin karşısına hicapsız çıkabileceklerini tek-tek saymaktadır. Altmışıncı ayet-i kerime, yaşlı kadınları şartlı olarak bu hükümden istisna etmektedir[16] Aynı şekilde 32. ve 33. ayet-i kerimeler, şer-i hükümlerin kaldırıldığı ayet-i kerimeler olarak bilinmektedir. [17] Bu ayet-i kerimeler, erkek ve kadınları evlenmeye teşvik eden ve eğer gereken şartlara haiz değillerse, iffetli olmaya davet eden ayet-i kerimelerdir.

Fazilet ve Özellikleri

Nur Suresi'ni okumanın fazileti hakkında, Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle bir hadis-i şerif rivayet edilmiştir: Her kim Nur Suresi'ni okursa, Yüce Allah geçmişteki ve gelecekteki tüm müminlerin sayısınca ona hasane ve iyilik bahşedecektir. [18] Nur Suresi'ni aile fertlerine öğretme hakkında Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle bir hadis-i şerif nakledilmiştir: Kız çocuğunun, babası üzerindeki haklarından biri de, Nur Suresi'ni ona öğretmesidir. [19] İmam Ali’den (a.s) Nur Suresi'nin fazileti hakkında şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Nur Suresi'ni kadınlarınıza öğretin. Zira Nur Suresi'nde kadınlarınız için güzel öğüt ve nasihatler vardır. [20]

İmam Sadık’tan (a.s) ise, Nur Suresi'ni okumanın fazileti hakkında şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Nur Suresi'ni okuyarak, mallarınızı ve cinsi garizelerinizi muhafaza ediniz ve kadınlarınızı da bu sure ile koruyunuz. Zira her kim Nur Suresi'ni geceleri ve gündüzleri sürekli olarak okursa, ev halkından hiçbir kimse zinaya mürtekip olmaz ve ölümünden sonra 70 bin melek onu kabrine kadar teşyi eder ve onu kabre koyana dek onun için dua ve istiğfar eder. [21] Rivayetlerde Nur Suresi'ni okumanın eser ve bereketi hakkında bazı özellikler zikredilmiştir. Onlardan bazıları şunlardır: Geceleri uykuda ihtilam olmayı önler, [22] eğer 40. ayet-i kerimesi okunursa, evden kaçan firari geri döner ve eğer 35. ayet-i kerimesini bir kâğıda yazıp yıkadıktan sonra suyunu gözüne dökerse [23] göz zayıflığına derman olur.

Monografi

Nur Suresi'nin tefsirini müstakil olarak kaleme almış olan eserler.

  • Mirza Halil Kumrai’nin kaleme almış olduğu “Nur Suresi Tefsiri”.
  • Murtaza Mutahhari’nin konuşmalarının yer aldığı ve 13 yazı metninden oluşan “Nur Suresi tefsiri”.


Önceki Sure
Mü'minun Suresi
Nur Suresi Sonraki Sure
Furkan Suresi

Dış Bağlantılar

Kaynakça

  1. Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, s. 1243.
  2. Hameger, Muhammed, Kur’an sureleri, Nuru’s-Sakaleyn Kur’an ve İtret Kültür merkezi, birinci baskı, Kum, Neşri Nuşera, ş. 1392.
  3. Tabatabai, el-Mizan, 1374 h.ş, c. 15, s. 127-128.
  4. Rivayetin detayına bakınız: İbn-i Hişam, Es-Siretü'n-Nebeviye, c. 2, s. 298-302 Vâkidî, el-Meğazi, s. 426-435; Buhari, Sahih-i Buhari, c. 5, s. 223-227.
  5. Bu görüşün eleştirisi: el-Amuli, es-Sahih min Sireti'n-Nebiyyi'l A'zam, c. 12, s. 77-78, 81, 98 ve Tabatabai, el-Mizan, c. 15, s. 101-130; Mekarim Şirazi, el-Emsal, c. 11, s. 40 ve 41.
  6. Kummi, Tefsir-i Kummi, c. 2, s. 99; Yusuf-i Garavi, Musuatu’l Tarihi’l İslami, c. 3, s. 350; Amuli, es-Sahih min Sireti'n-Nebiyyi'l A'zam, c. 12, s. 320, 326.
  7. Bu görüşün eleştirisi: Subhani, Furuğ-u Ebediyet, s. 666; Hüseyniyan Mukaddem, Berresiyi Tarih-i Tefsiriyi Hadise-i İfk, s. 172, Mekarim Şirazi, el-Emsal, c. 11, s. 41.
  8. Mekarim Şirazi, el-Emsal, c. 11, s. 46.
  9. Tefsir-i Şubber, s. 342.
  10. Tabatabai, el-Mizan, 1374 h.ş, c. 15, s. 195.
  11. Tabatabai, el-Mizan, 1374 h.ş, c. 15, s. 195.
  12. İrevani, Durus-u Temhidiye, c. 1, s. 356, 567 ve 577; Fazıl Miktad, Kenzu’l İrfan, 1373 h.ş, c. 2, s. 294.
  13. Feyz Kaşani, Tefsir-i Safi, 1415 h.k, c. 3, s. 417.
  14. Mukaddes Erdebili, Zübdetü'l Beyan, Neşr el-Mektebetü’l Murtazaviye, s 613.
  15. İrevani, Durus-u Temhidiye, c. 1, s. 377-384.
  16. Durus-u Temhidiye, c. 1, s. 386; Mekarim Şirazi, Tefsir-i Numune, 1374 h.ş, c. 14, s. 542.
  17. Mukaddes Erdebili, Zübdetü'l Beyan, Neşr el-Mektebetü’l Murtazaviye, s. 367 ve 504.
  18. Tabersi, Mecmau’l Beyan, 1372 h.ş, c. 7, s. 216.
  19. Tabersi, Mecmau’l Beyan, 1372 h.ş, c. 7, s. 216.
  20. Kuleyni, Kâfi, 1407 h.k, c. 5, s. 516.
  21. İbn-i Babeveyh, Sevabu’l Amal, 1382 h.ş, s. 109.
  22. Behrani, Tefsir-i el-Burhan, 1388 h.ş, c. 4, s. 43.
  23. Kuleyni, el-Kâfi, 1407 h.k, c 2, s 63.


Bibliyografi

  • Kur’an-ı Kerim, tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Daru’l Kur’ani’l Kerim, 1418 h.k. / m. 1376.
  • Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan, Nahid, 1377 h.ş.
  • İbn-i Hişam, Abdulmelik, es-Siretü’n-Nebeviye, Tahkik Mustafa el-Sefa ve İbrahim el-Ebyari ve Abdu’l Hafiz Şelbi, Beyrut, Daru’l Marife, Bi-ta.
  • İrevani, Bakır, Durusu Temhidiye fî Tefsîr-i Âyâti'l Ahkâm, Kum, Daru’l Fıkıh, 1423 h.k.
  • Behrani, Seyyid Haşim, el-Burhan, Tercüme Rıza Nazımiyan, Ali Genciyan ve Sadık Hurşa, Tahran, Kitab-ı Subh, Nihad-ı Kitaphanehayi Umumiyi Keşver, 1388 h.ş.
  • Hüseyniyan Mukaddem, Hüseyin, Berresiyi Tefsir-i Tarihiyi Hadise-i İfk, Mecelle-i Tarih-i İslam der Ayine-i Pejuheş, Sayı 7, 1384 h.ş.
  • Hüveyzi, Nuru’s-Sakaleyn, Tashih, Seyyid Haşim Resuli Mahallati, Kum, Matbaatu’l İlmiye, 1383 h.k.
  • Subhani, Cafer, Furuğ-u Ebediyet, Kum, Bustan-ı Kitap, 1384 h.ş.
  • Şeyh Saduk, Muhammed b. Ali, Sevabu’l Amal ve İkabu’l Amal, Muhammed Rıza Ensari Mahallati, Nesim-i Kevser, Kum, 1382 h.ş.
  • Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan fi Tefsir’l Kur’an, Kum, Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, 1417 h.k.
  • Tabersi, Fazıl b. Hasan, Mecmau’l Beyan fi Tefsiri’l Kur’an, Tahkik ve mukaddime Muhammed Cevad Belaği, İntişarat-ı Nasır Husro, Tahran, c. 3, 1372 h.ş.
  • Amuli, Cafer Murtaza, es-Sahih min Sireti’n-Nebi el-Azam, Kum, Daru’l Hadis, 1426 h.k.
  • Fazıl Miktad, Miktad b. Abdullah, Kenzü’l İrfan fi Fıkhi’l Kur’an, Tashih Muhammed Bakır Behbudi ve Muhammed Bakır Şerifzade, Tahran, Neşr-i Murtazavi, Birinci baskı, Bi-ta.
  • Feyz Kaşani, Muhammed b. Murtaza, (Molla Muhsin) Tefsir-i es-Safi, Tashih Hüseyin Âlemi, Tahran, Neşr-i Mektebetü’s-Sadr, İkinci baskı, 1415 h.k.
  • Kummi, Ali b. İbrahim, Tefsir-i Kummi, Daru’l Kitap, 1367 h.ş.
  • Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el-Kâfi, Daru’l Kutubi’l İslamiye, Tahran, 1407 h.k.
  • Marifet, Muhammed Hadi, Amuzeş-i Ulum-u Kur’an, Merkez-i Çap ve Neşr-i Sazman-ı Tebliğat-ı İslami, c. 1, 1371 h.ş.
  • Mukaddes Erdebili, Ahmet b. Muhammed, Zübdetü’l Beyan fi Ahkami’l Kur’an, Tahkik Muhammed Bakır Behbudi, Tahran, Neşr-i Mektebetü’l Murtazaviye, Birinci baskı, Bi-ta.
  • Mekarim Şirazi, Nasır, el-Emsel fi Tefsir-i Kitabullahi’l Munzel, Kum, Medrese-i İmam Ali b. Ebi Talip, 1421 h.k.
  • Necefi, Muhammed Hasan, Cevahiru’l Kelam, fi Şerh-i Şeraiu’l İslam, Kum, 1417 h.k.
  • Vakıdi, Garavi, Muhammed b. Ömer, el-Meğazi, Tahkik Marsden Jones, Merkez’un-Neşri Mektebu’l Alami’l İslami, 1414 h.k.
  • Yusufi Garavi, Muhammed Hadi, Musuatu’t-Tarihi’l İslami, 1423 h.k.