Nüşuz Ayeti

Öncelik: b, kalite: c
linksiz
kategorisiz
navbox'siz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden

Nüşuz Ayeti (Arapça: آیة النشوز), Nisa Suresinin 34 ve 128. ayetleri için kullanılır. Birinci ayet “zevce” hakkında ve ikinci ayet “zevc” için kullanılmaktadır. “Nüşuz” terimini bir cümlede özetlemek istersek, şöyle deriz: ‘Karı ve kocanın birbirlerine karşı olan farz ve şer’i tekliflerini yerine getirmemesi’.

Daha dikkatli bir tanımla şöyle deriz: Kadının cinsel açıdan kocasını temkin etmemesi ve kocasının izni olmadan evden dışarı çıkması gibi durumlarda kocasına itaat etmemesi anlamına gelir. Eşiyle denklik ve uyumu olmayan, aynı zamanda bazı yerlerde nafaka gibi eşinin haklarına riayet etmeyen erkekler için de bu terim kullanılmaktadır. Kur’an’ın “naşize kadınlar” için öne sürdüğü çözüm yolları sırasıyla şöyledir: Nasihat, eşinden ayrı uyumak ve fiziksel tembih. Naşiz erkek için de Kur’an’da bazı maslahatlar, çözüm yolları olarak belirtilmiştir.

Ayetin Metni

Nisa Suresinin 34 ve 128. ayetleri “Nüşuz ayeti” olarak adlandırılmıştır.

İkinci Ayet:

Nüşuz’un Anlamı

Kadının cinsel açıdan kocasını temkin etmemesi ve kocasının izni olmadan evden dışarı çıkması gibi durumlarda kocasına itaat etmemesi anlamına gelir. Eşiyle denklik ve uyumu olmayan ve aynı zamanda bazı yerlerde nafaka gibi eşinin haklarına riayet etmeyen erkekler için de bu terim kullanılmaktadır. Elbette, bazı hadislerde naşiz erkek, kendi kararıyla eşine talak vermek anlamında da yorumlanmıştır.[1]

Kur’an’ın Nüşuz İçin Çözüm Yolları

Naşize Kadın

Erkeğin naşize kadına yaklaşım biçimi, çeşitli faktörlere bağlı olarak farklılıklar göstermektedir. Eğer kadında fiziksel ve zihinsel yorgunluk, depresyon ya da iş yoğunluğu veya cinsel tatminsizlikten kaynaklı sorunlar olursa, erkek bunları ortadan kaldırma girişiminde bulunmalıdır.[2] Ancak eğer faktörlerin bertaraf edilmesi ile birlikte kadının nüşuz ve itaatsizlik durumu devam ederse, üç aşamaya geçilmelidir.[3] Şöyle ki öğüt vermeli, yanında uyumasına mani olmalı ve fiziksel tembihte bulunmalıdır.[4] Bu meyanda, nüşuz belirtileri gözükmesiyle birlikte öğüt aşamasına geçilebilir. Allame Tabatabai, bu konuda şöyle demektedir:

“Asilik etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin...” Ayette geçen "nuşûz" kelimesi, "karşı gelmek" ve "kafa tutarak itaat etmeye yanaşmamak" demektir. Asilikten korkmak ise, böyle bir tutumun belirtilerinin ortaya çıkması demektir. Asiliğin kendisinden değil de bunun meydana gelebileceği endişesinden söz edilerek, sonraki ayrıntılandırmanın bununla ilintili olması, her hâlde sayılan üç tedbir arasında öğüt vermenin, asiliğin bizzat kendisinin gerçekleştiği durumlarda yeri olduğu gibi, asilik belirtilerinin görülmeye başlandığı durumlarda da yeri ve fonksiyonu olduğunu göz önünde bulundurmaktan kaynaklanıyor.
"...kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün" ifadesinde yer alan üç tedbir, her ne kadar birlikte sayılsalar ve birbirlerine "vav" harfi ile bağlandırılsalar da aslında bunlar sırasıyla yapılması gereken, aralarında derece farkı olan, aşamalı ve tedricî olarak uygulanması öngörülen tedbirlerdir. Yani önce kadınlara öğüt verilmelidir. Başarılı olmadığı takdirde, onlardan uzaklaşarak yataklarında yalnız bırakılmalıdır. O da işe yaramazsa, onları dövmek yoluna başvurulmalıdır…”[5]

İtiraz ve Eleştiri

Fiziksel tembih (dövme) konusu bu ayetteki tartışmalı konulardandır. Buradaki en önemli itiraz ve eleştiri, insanın zati onuruyla bunun uyumsuz olduğu iddiasıdır.

İslam âlimleri ve müfessirler, bu itiraza kayıtsız kalmamış ve bunun yanıtını vermek için çeşitli açıklamalarda bulunmuşlardır. Numune Tefsirinde bu eleştiriye şöyle cevap verilmiştir:

“Ayetin anlamı ve hadislerde bunun beyanı için yapılan açıklamalar fıkıh kitaplarında yer almıştır. Nitekim günümüzde psikologların yaptıkları açıklamalar da o kadar karışık değildir. Zira:
Öncelikle, fiziksel tembih sorumluluğunu bilmeyenler için faydalı olacak hiçbir yol kalmadığında caiz sayılmıştır. Ayrıca bu konu İslam’a özgü yeni bir konu da değildir. Tüm dünya yasalarında kişinin görevini yerine getirmesi için barışçıl bütün yollar denenip sonuç alınmadığında, sertlik ve şiddete başvurulur. Burada sadece dayakla yetinilmemekte, hatta bazı özel durumlarda daha şiddetlisine başvurulmakta ve idam haddine kadar gidilmektedir.
İkinci olarak, buradaki fiziksel tembih (dayak) –fıkıh kitaplarında da açıklandığı gibi- hafif ve mülayim olmalıdır. Öyle ki dövme sonucunda bedende kırık, yaralanma, çürük ve morarma oluşmamalıdır…”[6]

Naşiz Erkek

Nisa Suresinin 128. ayetine göre, eğer nüşuz konusu erkek tarafından olursa, sulh ve anlaşma çözüm yollarından biri olarak ortaya konulmuştur. Bazı müfessirler ayetteki anlaşmayı şu şekilde tefsir etmişlerdir:

“Ayetin akışından anladığımız kadarıyla anlaşmadan maksat, arada bir yakınlık, sıcaklık ve uyum meydana getirmek ve ayrılık tehlikesini önlemek için, kadının evlilikten doğan haklarının bir kısmından veya tümünden sarfınazar etmesidir. Kuşkusuz anlaşma, bu tür olumsuz sonuçlardan daha hayırlıdır.”[7]

Kadının Dövülmesinin Şartları

1. Islah ve Düzeltme Kastı

Kur’an, kadının fiziksel olarak tembih edilmesinin amacını kadının nüşuz ve itaatsizliğini gidermek için olduğuna inanmaktadır. Fiziksel tembih (dövmek) de kadının ıslah olduğu, düzeldiği, artık kocasına karşı olan görev ve sorumluluklarını yapmaya başlamasıyla sonuçlanmalıdır.[8]Camiu’l Medarik” kitabının yazarı ile İmam Humeyni de dövmeyi şu şekilde açıklamışlardır: Dövmenin ıslah, düzelme, ailevi krizin son bulması, her türlü intikam duygusundan uzak, gönlün tedavisi ve kırgınlıkların giderilmesi amacıyla olmalıdır.[9]

2. Hafif Olması

Dövmenin şartlarından birisi, hafif olması ve şiddetli olmamasıdır. Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) sizin dövmeniz sonucunda kadının vücudunda iz olmamalı veya dövme eylemi kendini ispat etmek ve erkeğin güç gösterisi olmamalıdır.[10] Bir hadiste İmam Bakır (a.s), fiziksel tembih hakkında şöyle buyurmaktadır: “Onu misvak çubuğuyla dövün”[11]

3. Birkaç Aşamada Dövmek

Fiziksel tembih ve dövmede ilk önce en azından başlanmalıdır. Sonuç vermezse, biraz daha şiddet arttırılmalıdır.[12] İmam Humeyni, bu konuda tembihin ilk önce dar kapsamlı olması gerektiğini ve sonuç vermezse, tedrici olarak biraz daha ileriki safhaya götürülmesine kaildir. Ancak her durumda kadının vücudundan kan çıkmamalı veya bedeninde çürük ve morluklar oluşmamalıdır. Eğer fiziksel tembih sonucunda kadında bir yaralanma ve sakatlık oluşursa, erkek kadına tazminat vermelidir.[13]

Kaynakça

  1. Vesailu’ş-Şia, c. 21, Ebvabu’l Kasm ve’n-Nüşuz ve’ş-Şikak, bab: 11, s. 351.
  2. Bakizade, s. 157.
  3. El-Mizan, c. 4, s. 546; Bakizade, s. 157.
  4. Nisa, 34.
  5. El-Mizan, c. 4, s. 545, 546.
  6. Mekarim Şirazi, c. 3, s. 373.
  7. El-Mizan, c. 5, s. 163; Bkz. Mekarim Şirazi, c. 4, s. 150, 151; Tabersi, c. 3, s. 182 ve 183.
  8. Bakizade, s. 162.
  9. Bakizade, s. 162; Hansari, c. 4, s. 437’den naklen; İmam Humeyni, c. 2, s. 273.
  10. Bakizade, s. 162, Taberi, c. 5, s. 168’den naklen.
  11. Bakizade, s. 162, Arusi el-Huveysi, c. 1, s. 478’den naklen.
  12. Bakizade, s. 162.
  13. Bakizade, s. 162, İmam Humeyni, c. 2, s. 273’den naklen.

Bibliyografi

  • Bakizade Rıza, Berresi ve Tahlil-i Mesele-i Nüşuz der Taamül-ü Zevceyn, Faslname-i Banuvan-ı Şia, yıl 7, s. 23, Bahar, 1389 h.ş.
  • Hürr-ü Amuli, Muhammed b. Hasan, Vesailu’ş-Şia, Müessese Alulbeyt aleyhimu’s-Selam, li-İhya et-Turas, 1409 h.k.
  • Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, Tefsiri el-Mizan.
  • Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, Tahran, Daru’l Kutubu’l İslamiye.
  • İmam Humeyni, Seyyid Ruhullah, Tahriru’l Vesile, c. 2, Necef-i Eşref, Adap matbaası, 1390 h.k.
  • Hansari, Seyyid Ahmed, Camiu’l Medarik, c. 2, Tahran, Saduk, 1364.
  • Taberi, Muhammed b. Cerir, Tefsir-i Taberi, Beyrut, Daru’l Marifet, 1412 h.k.
  • Arusi el-Huveyzi, Abduali b. Cuma, Tefsir-i Nuru’s-Sakaleyn, Kum, Matbuat İsmailiyan, 1415 h.k.