Muhtaçların Münacatı

Öncelik: c, kalite: c
linksiz
yönlendirmesiz
kaynaksız
wikishia sitesinden
Hamse Aşere Münacatı Okunma Vakitleri
1 Tevbe Edenlerin Münacaatı Cuma Günü
2 Şikayet Edenlerin Münacatı Cumartesi Günü
3 Korkanların Münacatı Pazar Günü
4 Ümit Edenlerin Münacatı Pazartesi Günü
5 Yönelenlerin Münacatı Salı Günü
6 Şükredenerin Münacatı Çarşamba Günü
7 İtaat Edenlerin Münacatı Perşembe Günü
8 Müridlerin Münacatı Cuma Günü
9 Muhiblerin Münacaatı Cumartesi Günü
10 Tevessül Edenlerin Münacatı Pazar Günü
11 Muhtaçların Münacatı Pazartesi Günü
12 Ariflerin Münacatı Salı Günü
13 Zakirlerin Münacatı Çarşamba Günü
14 Sığınanların Münacatı Perşembe Günü
15 Zahidlerin Münacatı Cuma Günü

Muhtaçların veya İhtiyaç Sahiplerinin Münacatı (Arapça: مناجات المفتقرین), İmam Zeynel Abidin’den (a.s) nakledilen on beş münacattan biridir. Duada insanın Allah’a olan fakirlik ve ihtiyacı ele alınmakta ve insanın baştan aşağı tüm konularda Allah’a muhtaç olduğu vurgulanmaktadır.

Duanın Kaynakları

İmam Zeynel Abidin’den (a.s) nakledilen bu dua, es-Sahifeti’s-Saniyeti’s-Seccadiye, Biharu’l Envar[1] ve Mefatihu’l Cinan[2] kitaplarında nakledilmiştir. Allame Meclisi (r.a), bu duanın Pazartesi günü okunduğunu belirtmiştir.[3]

İçeriği ve Mesajları

  • İnsan hayatındaki eksiklik ve noksanlıkların yalnızca ilahî lütuf ve şefkatle bertaraf edileceği;
  • Başkaları da fakir, yoksul ve ihtiyaç sahipleridir; insanın yoksulluk ve yokluğunu bertaraf edemezler;
  • Allah, yönelenlerin ve arayanların matlup ve maksadıdır; salih ve erdemlilerin velisidir.
  • İnsanın sorunlarının tek çözüm yolu, Allah’a yönelmek, ilahî ipe yapışmak ve O’nun emirlerine uymaktır.
  • İnsanın ibadet ve iyi amelleri, ilahî tevfik ve başarından naşi olmaktadır.
  • Zillet, düşüklük ve acizliğin itirafı ve yapılan ibadetlerin değersiz olduğunu bilmek.[4]

Duanın Metni ve Tercümesi

Duanın Arapça Metni Duanın Türkçe Anlamı
بِسْمِ اللَّـهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ

اِلهٰي كَسْري لا يَجْبُرُهُ اِلاّ لُطْفُكَ وَحَنانُكَ، وَفَقْري لايُغْنيهِ اِلاّ عَطْفُكَ وَاِحْسانُكَ، وَرَوْعَتي لا يُسَكِّنُها إلاّ اَمانُكَ، وَذِلَّتي لا يُعِزُّها اِلاّ سُلْطانُكَ، وَاُمْنِيَّتي لا يُبَلِّغُنيها اِلاّ فَضْلُكَ، وَخَلَّتي لا يَسُدُّها اِلاّ طَوْلُكَ، وَحاجَتي لا يَقْضيها غَيْرُكَ، وَكَرْبي لا يُفَرِّجُهُ سِوى رَحْمَتِكَ، وَضُرّي لا يَكْشِفُهُ غَيْرُ رَأفَتِكَ، وَغُلَّتي لا يُبَرِّدُها اِلاّ وَصْلُكَ، وَلَوْعَتي لا يُطْفيها اِلاّ لِقاؤُكَ، وَشَوْقي اِلَيْكَ لا يَبُلُّهُ إلاّ النَّظَرُ اِلى وَجْهِكَ، وَقَراري لا يَقِّرُّ دُونَ دُنُوّي مِنْكَ، وَلَهْفَتي لا يَرُدُّها اِلاّ رَوْحُكَ، وَسُقْمي لا يَشْفيهِ اِلاّ طِبُّكَ، وَغَمّي لا يُزيلُهُ اِلاّ قُرْبُكَ، وَجُرْحي لا يُبْرِئُهُ اِلاّ صَفْحُكَ، وَرَيْنُ قَلْبي لا يَجْلُوهُ اِلاّ عَفْوُكَ، وَوَسْواسُ صَدْري لا يُزيحُهُ اِلاّ اَمْرُكَ
فَيا مُنْتَهى اَمَلِ الآمِلينَ، وَيا غايَةَ سُؤْلِ السّائِلينَ، وَيا اَقْصى طَلِبَةِ الطّالِبينَ، وَيا اَعْلى رَغْبَةِ الرّاغِبينَ، وَيا وَلِيَّ الصّالِحينَ، وَيا اَمانَ الْخائِفينَ، وَيا مُجيبَ دَعْوَةِ الْمُضْطَرّينَ، وَيا ذُخْرَ الْمُعْدِمينَ، وَيا كَنْزَ الْبائِسينَ، وَيا غِياثَ الْمُسْتَغيثينَ، وَيا قاضِيَ حَوائِجِ الْفُقَراءِ وَالْمَساكينَ، وَيا اَكرَمَ الأَكْرَمينَ، وَيا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، لَكَ تَخَضُّعي وَسُؤالي، وَاِلَيْكَ تَضَرُّعي وَابْتِهالي
اَسْأَلُكَ اَنْ تُنيلَني مِنْ رَوْحِ رِضْوانِكَ، وَتُديمَ عَلَيَّ نِعَمَ امْتِنانِكَ، وَها اَنـَا بِبابِ كَرَمِكَ واقِفٌ، وَلِنَفَحاتِ بِرِّكَ مُتَعَرِّضٌ، وَبِحَبْلِكَ الشَّديدِ مُعْتَصِمٌ، وَبِعُرْوَتِكَ الْوُثْقى مُتَمَسِّكٌ، اِلهٰي اِرْحَمْ عَبْدَكَ الذَّليلَ ذَا الّلِسانِ الْكَليلِ وَالْعَمَلِ الْقَليلِ، وَامْنُنْ عَلَيْهِ بِطَوْلِكَ الْجَزيلِ، وَاكْنُفْهُ تَحْتَ ظِلِّكَ الظَّليلِ، يا كَريمُ يا جَميلُ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
Ey Rabb'im! Kırığımı senin lütuf ve şefkatinden başka bir şey onaramaz; fakirliğimi senin teveccüh ve ihsanından başka bir şey zenginliğe dönüştüremez; korkumu senin güvencenden başka bir şey gideremez; horluğumu senin egemenliğinden başka bir şey onura çeviremez; arzumu senin fazlından başka bir şey bana ulaştıramaz; ihtiyacımı senin ihsanından başka bir şey kapatamaz; hacetimi senden başka kimse karşılayamaz; üzüntümü senin rahmetinden başka bir şey gideremez; derdime senin şefkatinden başka bir şey çare olamaz; susuzluğumu sana kavuşmaktan başka bir şey gideremez; ateşimi senin likandan başka bir şey söndüremez; sana olan iştiyakımı senin yüzüne bakmaktan başka bir şey gideremez; istikrarsızlığımı sana yakın olmaktan başka bir şey istikrara dönüştüremez; yakınmamı senin rahmet esintinden başka bir şey gideremez; hastalığımı senin dermanından başka bir şey iyileştiremez; gamımı sana yakınlıktan başka bir şey yok edemez; yaramı senin mağfiretinden başka bir şey iyileştiremez; kalbimin pasını senin affından başka bir şey cilalandıramaz; göğsümün vesvesesini senin emrinden başka bir şey gideremez.

Öyleyse, ey arzu edenlerin arzusunun sonu! Ey isteyenlerin isteğinin nihayeti! Ey taleplerin talebinin sonu! Ey rağbet edenlerin rağbetinin zirvesi! Ey salihlerin velisi! Ey korkanların güvencesi! Ey çaresizlerin davetine icabet eden! Ey yoksulların sermayesi! Ey felakete uğrayanların hazinesi! Ey imdat dileyenlerin imdatçısı! Ey fakir ve miskinlerin ihtiyaçlarını gideren! Ey kerimlerin en keremi ve ey merhametlilerin en merhametlisi! Yalnız senin karşında eğilirim; yalnız senden isterim ve yalnız sana yalvarırım. Senden rızvanının esintisinden bana ulaştırmanı, lütuf ve nimetlerini bana devam ettirmeni istiyorum.

Şimdi ben senin kerem kapının önünde durmuş, ihsanının esintisine kendimi vermiş, sağlam ipine sarılmış ve güvenilir kulpundan sımsıkı tutmuşum.

Ey Rabb'im! Zelil, dili yorgun (sözünü anlatamayan) ve ameli az olan kuluna acı; hesapsız ihsanla bağışta bulun; her şeyi kapsamına alan gölgenin altında onu koru. Ey Kerim, ey Cemil, ey merhametlilerin en merhametlisi!


Kaynakça

  1. Meclisi, Biharu’l Envar, c. 91, s. 149.
  2. Kummi, Mefatihu’l Cinan, 174, 175.
  3. Meclisi, Biharu’l Envar, c. 91, s. 149.
  4. Misbah, Seccadehayi Suluk, c. 2, s. 158, 175.

Bibliyografi

  • Misbah, Muhammed Taki, Seccadehayi Suluk, Şerh-i Münacathayi Hz. Seccad (a.s), İntişarat-ı Müessese-i Amuzeş ve Pejuheş-i İmam Humeyni (r.a), Kum, 1390.
  • Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, Daru İhya et-Turas el-Arabi, Beyrut, ikinci baskı, 1403 h.k.
  • Kummi, Şeyh Abbas, Mefatihu’l Cinan, Neşr-i Meş’er, Kum, 1387 h.ş.