Vahşet Namazı

Öncelik: b, kalite: c
linksiz
navbox'siz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden
(Leyletü’l defn namazı sayfasından yönlendirildi)

Leyletü’l-Defn veya Vahşet Namazı (Arapça: صلاة لیلة الدفن), müstehap namazlardandır. Adına “hediye” ve “vahşet” de denen bu namaz meyyit kabre konulduğu ilk gece (gecenin ilk yarısından sabaha kadar) kılınmaktadır, en iyi vakti ise yatsı namazından sonradır.

İsimleri

Bu namaza “hediye”,[1] defin gecesi namazı[2] ve vahşet namazı da denir.[3] Bu namaza vahşet namazı demelerinin nedeni, ölen kişi öteki dünyayı yeterince tanımadığından, korku ve vahşet hissine kapılmasına neden olmaktadır ve bu namaz Allah’ın lütfu ve inayeti ile ölüdeki vahşet ve korkuyu gidermektedir. Dolayısıyla bu namaz gerçekte vahşet namazı değil, vahşeti gideren, def eden namazdır.[4]

Vahşet Namazının Kılınışı

Fıkıh kaynaklarının açıkladığına göre, vahşet namazını iki şekilde kılmak mümkündür:

اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَابْعَثْ ثَوَابَهَا اِلَى‌ قَبْرِ فُلاَنٍ ; “Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et ve bu namazın sevabını 'falan' kimseye ulaştır.”

Duada geçen "falan" kelimesi yerine ölen kişinin ismi söylenir.

  • İkinci şekil: Birinci rekâtta Fatiha suresinden sonra bir defa Ayete’l Kürsi,[5] ikinci rekâtta ise Fatiha’dan sonra 10 defa Kadir suresi okunur. Sonra

اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَابْعَثْ ثَوَابَهَا اِلَى‌ قَبْرِ فُلاَنٍ ; “Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyti'ne rahmet et ve bu namazın sevabını falan kimseye ulaştır.”[6] Duada geçen "falan" kelimesi yerine ölen kişinin ismi söylenir.

Hükümleri

  • Vahşet namazını her iki şekilde de kılmak iyidir.[7]
  • Vahşet namazı, ölünün kabre konulduğu ilk gecenin herhangi bir saatinde kılınabilir. Ancak gecenin ilk bölümünde ve yatsı namazının ardından kılınması, daha iyidir.[8]
  • Cenaze uzak bir şehre götürülmek istenir veya başka bir sebepten dolayı gömülmesi gecikirse, vahşet (defin gecesi) namazı da kabre konulduğu ilk geceye kadar ertelenmelidir.[9]
  • Bir kişi bu namazı birkaç kere sevap hediye etme kastıyla kılabilir.[10]
  • Her kim vahşet namazını sehven(bilmeyerek) açıklandığı şekilde kılmazsa, iade etmelidir. İsterse Kadir suresi veya Ayete’l Kürsi’nin bir ayetini unutkanlıkla terk etmiş olsun.[11]
  • Vahşet namazı kılması için birisini bulmak ve ücret ödemek caizdir, ancak namaz kılan şahsa bağış ve ihsan kastıyla ücret vermek ve onun da aldığı ücret kastıyla namaz kılmaması ihtiyata uygundur.[12]

Namazın Sevabı

Hz. Fahri Kâinat Efendimiz (s.a.a) bu namazın sevabı hakkında şunları söylemiştir:

“Ölü için kabre bırakıldığı ilk geceden daha çetin bir saat yoktur. Öyleyse sadaka vermekle ölülerinize merhamet edin; sadaka verecek bir şey bulamadığınız takdirde iki rekât namaz kılın.
Allah Teâlâ o anda, bin meleği o kabre doğru gönderir, her melekle bir giysi gönderir, sura üflenen güne (kıyamet gününe) dek onun kabrinin darlığını genişletir, namaz kılana, güneşin kendisine doğduğu bütün varlıkların sayısınca sevap yazılır ve kırk derece makamı yükselir.”[Not 1][13]

Kabir Sıkmasını Azaltması

Muhaddis Nuri, “Daru’s Selam” kitabında şöyle nakletmektedir:

“Üstadım Molla Fethali Sultan Abadi şöyle diyor: “Benim adet ve metodum şöyle idi; Ehlibeyt dostlarından kimin ölüm haberini duysaydım, defnedildiği gece, onu tanısam da tanımasam da onun için iki rekât (vahşet) namazı kılardım. Hiç kimse benim bu âdetimden haberdar değildi. Nihayet günlerden bir gün dostlarımdan birisiyle yolda karşılaştım, bana şunları söyledi:
Dün gece ölen filan şahsı rüyamda gördüm, öldükten sonra başından neler geçtiğini ve halinin nasıl olduğunu sordum. Şöyle cevap verdi: Ben sıkıntı içerisinde ve zor bir durumda idim, azaba tabi tutulacaktım, fakat filan adamın- sizin isminizi söyledi- kıldığı iki rekât namaz beni azaptan kurtardı; Allah o adamın babasına rahmet etsin, bu ihsan o adamdan taraf bana yetişti.”

Merhum hacı molla Fethali şöyle ekliyor:

Bu sırada o adam -rüyasında ölen şahsi gören- benden; “O namaz nasıl bir namaz idi?” diye sordu. Ben de böylece, sürekli ölüler için kıldığım namaz metodunu o adama söyledim.”[14]

Kaynakça

  1. Vesailu’ş Şia, c. 7, s. 168.
  2. El-Urvetu’l Vuska, c. 3, s. 401.
  3. Tehriru’l Vesile, c. 1, s. 108.
  4. İslam quist.
  5. İmam Humeyni’nin görüşüne göre ihtiyat, Ayete’l Kürsi “Hum fiha halidun”a kadar okunmasıdır. Tehriru’l Vesile, c. 1, s. 109.
  6. Tehriru’l Vesile, c. 1, s. 108.
  7. Tehriru’l Vesile, c. 1, s. 108-109.
  8. Tevzihu’l Mesail, s. 100, mesele: 639.
  9. Tevzihu’l Mesail, s. 100, mesele: 640.
  10. Kummi, Şeyh Abbas, el-Gayetu’l Kusva fi tercimeti’l Urveti’l Vuska, c. 1, s. 262.
  11. Kummi, Şeyh Abbas, el-Gayetu’l Kusva fi tercimeti’l Urveti’l Vuska, c. 1, s. 262.
  12. Kummi, Şeyh Abbas, el-Gayetu’l Kusva fi tercimeti’l Urveti’l Vuska, c. 1, s. 262.
  13. Müstedreku’l Vesail ve Müstenbitu’l Mesail, c. 2, s. 113
  14. Daru’s Selam fi ma yeteelleku Bi-Rüya ve’l Menam, c. 2, s. 348.
  1. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ص: لَا یأْتِی عَلَی الْمَیتِ سَاعَةٌ أَشَدُّ مِنْ أَوَّلِ لَیلَةٍ فَارْحَمُوا مَوْتَاکُمْ بِالصَّدَقَةِ فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فَلْیصَلِّ أَحَدُکُمْ رَکْعَتَینِ یقْرَأُ فِی الْأُولَی بِفَاتِحَةِ الْکِتَابِ مَرَّةً وَ قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ مَرَّتَینِ وَ فِی الثَّانِیةِ فَاتِحَةَ الْکِتَابِ مَرَّةً وَ أَلْهَاکُمُ التَّکَاثُرُ عَشْرَ مَرَّاتٍ وَ یسَلِّمُ وَ یقُولُ اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ ابْعَثْ ثَوَابَهَا إِلَی قَبْرِ ذَلِکَ الْمَیتِ فُلَانِ بْنِ فُلَانٍ فَیبْعَثُ اللَّهُ مِنْ سَاعَتِهِ أَلْفَ مَلَکٍ إِلَی قَبْرِهِ مَعَ کُلِّ مَلَکٍ ثَوْبٌ وَ حُلَّةٌ وَ یوَسَّعُ قَبْرُهُ مِنَ الضِّیقِ إِلَی یوْمِ ینْفَخُ فِی الصُّورِ وَ یعْطَی الْمُصَلِّی بِعَدَدِ مَا طَلَعَتْ عَلَیهِ الشَّمْسُ حَسَنَاتٍ وَ تُرْفَعُ لَهُ أَرْبَعُونَ دَرَجَةً.

Bibliyografi

  • Amuli, Hürr, Muhammed bin Hasan, Vesailu’ş Şia, Müesses Al-i Beyt (a.s), Kum, k. 1409.
  • Yezdi, Seyyid Muhammed Kazım Tabatabai, el-Urvetu’l Vuska fiyha temme bihi’l Belva, Camia Müderrisin, Kum, k. 1419.
  • Kummi, Şeyh Abbas, el-Gayetu’l Kusva fi tercimeti’l Urveti’l Vuska, Subhu Piyruzi, Kum, k. 1423.
  • İmam Humeyni, Tevzihu’l Mesail, Müessese Tanzim ve Neşr Asar İmam Humeyni, Tahran, ş. 1386.
  • İmam Humeyni, Tehriru’l Vesile, Müessese Tanzim ve Neşr Asar İmam Humeyni, Tahran, ş. 1386.
  • Gulpeygani, Seyyid Muhammed Rıza, Mecmeu’l Mesail, Daru’l Kur’ani’l Kerim, Kum, k. 1409.
  • Nuri, Hüseyin bin Muhammed Taki, Daru’s Selam fi ma yeteellaku bi-Rüya ve’l Menam, Daru’l Belağa, Beyrut, k. 1412.