Kullanıcı:Hassanfallah

wikishia sitesinden

Fedek Hadisesi; Ebu Bekir'in Fedek'i Hz. Fatıma'ın elinden alması Peygamber Efendimizin vefatından sonra gerçekleşmiş bir olaydır. Ebu Bekir peygambere dayandırdığı bir hadisle (ki bu hadisin tek ravisi kendisidir) peygamberlerin miras bırakmadığını iddia etmiştir; Ancak Fatıma (s.a) cevaben Peygamber'in (s.a.a) vefatından önce Fedek'i kendisine bağışladığını söylemiş ve İmam Ali ile Ümmü Eymen'i de kendisine şahit olarak göstermiştir. Böylece şia uleması ve bir kısım sünni alimleri "Zevil Kurba" ayetinin indiği sırada Allah'ın "Yakın akrabanın hakkını ver!" emri üzerine peygamberin Fedek'i kızı Fatıma'ya bağışladığını belirtmişlerdir. Fedek kasabası Hayber Savaşı sırasında Yahudilerle yapılan sulhda savaşmadan ya da karşı tarafı herhangi bir bozguna uğratmadan Peygamber'in (s.a.a) şahsına verilmiş ve peygamber de bu mülkü kızı Fatıma'ya (s.a) vermiştir. Fedek peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Emevi ve Abbasi'lerin eline geçmiş ve bunlar arasında el değiştirmeye devam etmiştir. Emevilerden Ömer Bin Abdülaziz ve Abbasi'lerden de Memun olmak üzere bazı halifeliklerde ya Fedek ya da Fedek'in gelirleri Fatıma'nın Evlatları'na verilmiştir.

Fedek Tarihçesi

Fedek (Arapça:فدك), bir zamanlar oldukça bereketli topraklara sahip, Hayber yakınlarında eski bir köydür.[1] Hicaz bölgesinde bulunan bu köy, Medine’ye 160 Km uzaklıktadır.[2] O zamanlar için burada yaşayan Yahudiler, bölgenin stratejik konumu nedeniyle etraflarına askeri kaleler inşa etmişlerdir. [3] İslam Peygamberi (s.a.a) Hayber Savaşı’nda Hayber bölgesini ve onların kalelerini fethettiğinde kale ve çiftlik sakinleri Peygamber’e elçi gönderip taviz vererek teslim olmayı kabul ettiler. Anlaşma sonucu topraklarının yarısını Peygamber’e bırakacaklardı.[4] Ayrıca bu anlaşmaya göre Peygamber (s.a.a) ne zaman isterse onları oradan çıkarabilecekti; Böylece Fedek hiç bir savaş olmadan Peygamberin eline geçmiş oldu.[5]

Rivayetlere göre o zamanlar için Fedek'te birçok çiftlik, bahçe ve hurmalık olduğu söylenir.[6] İbn-i Eb’il-Hadid (Sünni Âlimlerinden), Fedek palmiye ağaçlarının değerinden bahseder, Şii büyüklerinden biri ondan alıntı yaparak şöyle yazmıştır: “Fedek’teki palmiyeler bugün Kufe'deki palmiyeler gibiydi ve çok geniş hurma bahçeleri vardı.” [7]

Peygamberin Fedek Üzerindeki Mülkiyet Hakkı

Hadisçiler ve gezgin yazarlar bu konuda görüş birliği içindedirler. [8] Fedek Peygamber Efendimiz ’in hiç kuşkusuz öz malıydı, çünkü hiç bir savaş ya da mücadeleyle alınmamıştı. [9] Haşr Suresi altı ve yedinci ayetlerine göre [Not 1]

Savaş olmadan kazanılan ganimetler burada فَیء (Fey) olarak isimlendirilmiştir ve peygamber bunları uygun gördüğü kişilere verebilir.[10]

Kur'an-ı Kerim'in Fedek'in Hz. Fatıma'ya Verilmesi ile İlgili Ayeti

Bütün Şii müfessirleri ve bir grup Sünni hadis âlimi şöyle nakletmişlerdir: وَآتِ ذَا الْقُرْ‌بَیٰ حَقَّهُ: Akrabanın hakkını ver. [11] Bu ayet nazil olduğunda Peygamber (s.a.a) Fedek’i Fatıma’ya verdi.[12] Ehli Sünnet ulemalarından Celaleddin Suyuti, Dur’ul-Mensur Tefsiri’nde[13] Muttaki Hindi, Kenz’ul-Umal Tefsiri’nde[14] Sealebi Tefsir’ul-Keşf vel-Beyan Tefsiri’nde, Hâkim Haskani Şevahidut’ul-tenzil Tefsiri’nde[15], Kunduzi ve Yenabi'ul-Meveddeh Tefsiri’nde[16], ve daha birçok hadis âlimi bunu nakletmişlerdir.[17] Abbasi Halifesi Me’mun, Fedek’i Fatıma’nın evlatlarına geri verilmesini emrettiğinde, aslında bu mülkü asıl sahiplerine iade ederek peygamberin bu husustaki emrini açıkça itiraf etmiş oldu.[18]

Fedek ve Yedili Bahçe'ye El Konulması

Fedek, Hz. Peygamber'in (s.a.a) vefatına kadar Hz. Fatıma'ın elindeydi ve yanında bir takım insanları Fedek'te idareci, işçi başı ve işçi olarak çalışıyordu.[19] Sakife olayı ve Ebu Bekir’in halifeliğe gelmesinin ardından Fedek'in kimseye ait olmadığını ilan ederek, buraya halifeliğin yararına el koydu.[20] Fedek ne Ömer,[21] ne de Osman’ın[22] döneminde, Peygamber’in ailesine geri verilmedi.

Ravilerin naklettiğine göre ilk halife Fedek’in yanında Yedili Bahçe’ye (الحوائط السبعة) de Fatıma’nın elinden aldı. Nakledildiği üzere önceleri Yahudi olan Muheyrik isimli bir sahabe Müslüman olduktan sonra, eğer savaşta şehit düşerse bu bahçelerin peygambere kalmasını vasiyet etmiştir.[23] Muheyrik, Uhud Savaşı’nda şehit edildi. Böylelikle peygamber(s.a.a) Yedili Bahçe’yi Fedek’le birlikte Hz. Fatıma’ya bırakmıştır.[24]

Fatima'nın Davası

Fedek’e el konulmasından sonra, Fatıma Ebu Bekir’e gitti ve Fedek’i geri almak için onunla konuştu. Bu konuşmada tarihçi ve raviler çok az farklılıklarla durumu şöyle aktarırlar: Fatıma Fedek Mülkü’nün iade edilmesini talep ettiği zaman Ebu Bekir, Peygamberden (s.a.a) işittiğim üzere peygamberlerin mirası kendilerinden sonra yalnızca müslümanlara kalır ve başka bir miras bırakmazlar. [[Not 2][25] Hz. Fatıma (s.a) cevaben buyurdular: “Babam bu toprakları bana bıraktı.” Ebu Bekir, Hz. Fatıma’dan peygamberin Fedek’i ona bıraktığını kanıtlaması için şahit istedi. Tarihi kaynaklara göre Hz. Ali (s.a) ve Ummi Eymen, [26] diğer kaynaklara göre Ummi Eymen ve sahabeden biri [27] ve yine bazı farklı kaynaklara göre İmam Ali, Ummi Eymen ve Hasan ve Hüseyin şahitlik ettiler. [28] Ebu Bekir şahitliklerini kabul ederek başka kimselerin Fedek üzerinde hak iddia etmemesi için bir belge hazırladı. Hz. Fatıma belgeyi alıp oradan ayrılmak istediğinde Ömer çıkışta belgeyi görüp elinden alarak yırttı. [29] Bazı Ehli Sünnet kaynaklarına göreyse Ebu Bekir hâlihazırdaki şahitlerin şahitliklerini kabul etmeyerek iki erkek şahit istedi. [30] Sünni âlimlerinden İbn-i Eb’il-Hadid der ki: “Bağdatlı Müderris İbn-i Fariki’ye, Fatıma doğru mu söylüyordu diye sordum. İbn-i Fariki soruma cevaben evet, dedi. Peki, Ebu Bekir neden Fedek’i ona geri vermedi diye sordum. Eğer Ebu Bekir bunu yapsaydı, Fatıma ertesi gün kocası Ali’yi yanına alıp gerçek halife olduğunu söyleyecekti. Bu yüzden şahit istemeden bunu kabul etmemeliydi ki Fatıma aynı şeyi halifelik için de tartışmaya açmasın.” İbn-i Eb’il-Hadid sözlerine şöyle devam etti: “İbn-i Fariki şakayla karışık söylediyse de sözleri doğruydu.”[31]
Her ne kadar tarihsel kaynaklar Hz. Fatıma’nın karnındaki oğlu Muhsin’i düşürmesini, evine saldırı gerçekleştiği olayla ilişkilendirse de Şeyh Mufid’e ithaf edilen El-İhtisas Kitabında bebeğin düşük olmasını Fedek’e el konulması olayına dayandırır. Fedek olayında Ömer Fatıma’ın elindeki belgeyi istedi. Fatıma belgeyi ona vermeyince, Ömer bir tekme attı. Bu tekmeyle henüz anne karnındaki Muhsin hayatını kaybetti. Daha sonra Ömer Fatıma’ya bir tokat atıp belgeyi yırttı.[Not 3] [32]

İmam Ali’nin İtirazı

Rivayet edilir ki Fedek'e el konulduktan sonra, İmam Ali’nin camiye gelerek Ensar ve Muhacir’in huzurunda Hz. Peygamber'in Fatıma’ya vermiş olduğu şeyi neden ondan tekrar alıyorsun diyerek Ebu Bekir'e itiraz etmiştir. Ebu Bekir daha sonra İmam Ali'den (a.s) şahit getirmesini istemiştir. İmam Ali, bir mülk birinin elindeyken onun üstünde hak iddia eden tarafın şahit ve delil getirmesi gerekir diyerek Fatıma’yı savunmuş ve öncesinde de Fedek’in Fatıma’nın elinde olduğunu söylemiştir. [33]
İmam Ali (a.s) daha sonra Tathir Ayetini okudu ve Ebu Bekir bu ayetin imam ve ailesinin mukaddesatına delil olduğunu itiraf etti. Daha sonra ona iki tanığın gelip Fatima'nın fuhuş yaptığına şahitlik ederse ne yapacağını sordu. Ebu Bekir, buna cevaben Fatima’ya had uygulayarak cezalandıracağını söyledi. İmam Ali, bunun üzerine sen bunu yaparak Allah'ın şehitliğinden yüz çevirip halkın şahitliğini tercih ettiğin için kâfirlerden olursun dedi. Bu zamanda, insanlar ağlayarak dağıldılar. [34] Rivayetlere göre İmam Ali'nin (a.s), Ebu Bekir'e halifelik ve Fedek’e el konulmasıyla ilgili tehditkâr bir mektup yazmıştır.[35]

Ebu Bekir'in Peygamberlerden Miras Kalmaması İlgili Delilleri

Ebu Bekir’in, Fatima’nın hak aramasına cevaben: “Peygamberden (s.a.a) şöyle işittim: Biz (peygamberler) ardımızda miras bırakmayız ve bizden geriye kalanlar sadakadır.”[36].Buna karşı Hz. Fatıma (s.a) Fedekiye Hutbesinde kurandan bir ayeti [37] delil göstererek Ebu Bekir’in bu sözlerini Kuran’a ters düştüğünü belirtti. [38] Aynı zamanda Şia ulemaları da Ebu Bekirin sözlerinin Kuran’a ters düştüğünü, [39] ayrıca bu hadisin sadece Ebu Bekir tarafından nakledildiğini ve onun dışında herhangi bir sahabeden böyle bir hadisin nakledilmediğini kaydetmişlerdir. [40] İbn-i Eb’il-Hadid (Sünni Âlim) de bu hadisi sadece Ebu Bekir’den nakledildiğini söylemiştir. [41]

Ayrıca, Osman halifeliğe geldiğinde, Aişe ve Hafsa'ın huzuruna çıkıp ondan babalarının (birinci ve ikinci halifeler) kendilerine verdiği mirası geri vermelerini istediklerini ancak Osman'ın sinirlendiği nakledilmiştir: Allaha yemin ederim ki bunu yapmayacağım… Siz ikiniz değil miydiniz babalarınızın huzurunda şahitlik yaptınız... Peygamberler miras almıyor diye. Bir gün çıkıp bu miras olayı doğru değil diye şahitlik ediyorsunuz, bugün de çıkmış mirası mı istiyorsunuz? [42]

Fedekiye Hutbesi

(Arapça yazılışı: خطبه فدکی)
Fatima'nın (s.a) Ebu Bekir'den hakkını alma çabası sonuçsuz kalınca peygamberin mescidinde Fedek’le ilgili meseleyi sahabelere açıklamıştır. Hz. Fatıma’nın bu hutbesi Fedekiye Hutbesi olarak ünlenmiştir. [43] Hilafetin gasp edilişini anlattı. (55) Ebu Bekir’in sözlerini reddederek, hangi kanuna dayanarak babamın mirasından beni mahrum bırakıyor, diye sitem etti: “Kur’an’da böyle bir şeyden bahsetmiş midir?!” ve ardından onu yaptıklarından ötürü kıyamet günü Allah’ın adaletine havale ettiğini söyledi. Oradaki peygamberin ashabına bu haksızlık karşısında neden sessiz kaldıklarını sordu. Fatıma (s.a) açık bir şekilde: Onlar (Ebu Bekir ve yanındakiler) bunu yaptı, yeminlerini bozdular (نکثوا ایمانهم) ve hutbenin sonunda onların yeri ebedi cehennemdir diyerek konuşmasını sonlandırdı.[44]

Fatima'nın Hayatı Boyunca Devam Eden Hoşnutsuzluğu

Şii kaynaklarına ek olarak, [45] Sünni kaynakları da nakletmiştir Hz. Zahra'nın, Fedek olayından sonra Ebu Bekir ve Ömer’e çok kızgın olduğunu ve şehadetine kadar bu ikisine kızgınlığı devam etti: " Peygamberin kızı bu olaydan dolayı hep kızgındı ve Ebu Bekir’e yüz çevirerek ömrünün sonuna kadar bu şekilde yaşadı.” [46] Aynı durumla ilgili Sünnilerden benzer nakiller alıntılanmıştır. [47] Ebu Bekir ve Ömer'in Fatıma’nın gönlünü almak için onu ziyaret etmeye karar verdikleri, ancak Fatima’nın bunu red ettiği rivayet edilir. Daha sonra İmam Ali'yi (a.s) aracı yaparak Fatima ile bir araya geldiler. Hz. Fatıma (a.s.) bu toplantıda Hz. Peygamber'in (s.a.a) şu hadisine atıfta bulundu:[Not 4] “Fatıma’nın hoşnutluğu benim hoşnutluğumdur, Fatıma’nın gazabı benim gazabımdır. Böylece her kim kızım Fatıma’yı kendisine dost bilip severse bizi sevmiştir, her kim onu kızdırırsa bizi kızdırmıştır.” Sonunda durum değişmedi ve Fatıma onlardan razı olmadı. [48]

İmam Ali’nin Halifelik Dönemi ve Pozisyonu

Fedek, İmam Ali’nin halifeliği zamanında da yine muhaliflerin elindeydi. Her ne kadar İmam bu durumu bir gasp olarak görse de, onları Allah'ın hesap gününe havale etti. [49] İmam Ali'nin (s.a) Fedek'i neden tekrar geri almaya çalışmadığı hakkında hadis kaynaklarından nakledilen birkaç hadis var; İmam Ali bir vaazında şöyle buyurmuştur: “Eğer Fedek'i Fatıma’nın mirasçılarına tekrar verilmesini emretseydim, Allah’a yemin ederim ki insanlar etrafımdan dağılarak benden yüz çevireceklerdi. Kuleyni, el-Kafi,1363 h.ş, c.8, s. 59.</ref> Ayrıca İmam Sadik (a.s) 'dan bir hadiste: İmam Ali (a.s) bu konuda Hz. Peygamber'in yolundan gitti. Mekke'nin fethedildiği gün, Hz.Peygamber’in (s.a.a) daha önce kendisinden haksızca gasp edilen evini geri almadı. [50]

İmam Ali (a.s) Osman İbn Hanif'e bir mektup yollayarak Fedek hakkında düşüncesi ve bu konudaki kararını şu şekilde kaleme alır: “Şu gökyüzünün altında sadece Fedek bizim elimizdeydi. İnsanlardan kıskaç olanlar bunun için bizi kıskandı ve insanlardan cömert olanlar ise onu görmezden geldi. Allah en iyi hâkimdir. Fedek olsa ne olur, olmasa ne olur? Sonunda gideceğimiz yer mezar değil mi? ” [51]

Fedek’in Fatima'nın Evlatlarına Bir Süreliğine İade Edildiği Dönem

Fedek, Emevi ve Abbasi döneminde de halifelerin elindeydi ve sadece bir süreliğine Fatima'nın evlatlarında kaldı: 1. Ömer Bin Abdülaziz’in halifeliği dönemi, [52] 2. Ebu el-Abbas Safa'ah dönemi. 3. Mehdi Abbasi Dönemi [Not 5] [53] 4. Memun Dönemi, [54]
Memundan sonra yerine gelen Mutevekkil Abbasi, fermanı geri çekerek Fedek’in tekrar aldı.[55](68) tarihi kaynaklarda Mutevekkil’den sonrası zikredilmemiştir.[56]

Bazı Şii Ulemaların Analizi

Seyyid Cafer Şehidi: “Hz. Fatıma'nın amacı, birkaç hurmalık ve bir miktar buğday değildi. Belki de asıl amacı Peygamber'in (s.a.a) sünnetini devam ettirmek, adaleti hâkim etmek ve pusuda beklemekte olan cahiliye devrine geri dönme tehlikesini bertaraf etmekti, onu asıl endişelendiren buydu.”[57] Seyyid Muhammed Bakır Sadr: “Fedek’in meselesinin tamamen maddi bir mücadeleyi ele alan kişisel bir mesele olmamış, gayrı meşru şekilde yönetilen hükümetin aleyhine açılmış muhalif bir cephedir. Bu gayrı meşru güce karşı yani Sakife’ye karşı yürütülen mücadeledir ki birçoğuna göre Ebu Bekir, Ömer, Ebu Ubeyde Cerrah bu savaşın kazananıdır. [58] Hz. Fatıma’nın (s.a) başlattığı bu karşı atak imamet ve vilayet kavramları için başlatılmış bir mücadelenin ilk aşaması olmuştur.[59]

Kaynakça

  1. Yakut El-Hamevî, Mucemu’l-Buldan, c. 4, s. 238.
  2. Yakut El-Hamevî, Mucemu’l-Buldan,1995 m c. 4, s. 238; İbn Manzur, Lisanül Arab,1410 h.k. c. 10, s. 473
  3. Biladi, Atik b. Keys, Mealimü'l hicaz, 1431 h.k. c. 2, s. 205-206 ve c. 7, s. 23.
  4. El Mekrizi, İmta'ü l-Esm'a, 1420 h.k, c. 1, s. 325.
  5. Taberî, Tarihü'l-Ümem ve'l-Mülûk, c. 3, s. 15.
  6. Bkz. Yakut El-Hamevî, Mucemu’l Buldan,1995 m c. 4, s. 238; İbn Manzur, Lisanül Arab,1410 h.k. c. 10, s. 473
  7. İbn-i Ebi'l-Hadîd, Şerh-i Nehcü'l-Belâğa, 1387 h.k, c. 16, s. 236.
  8. Yakut El-Hamevî, Ebû Abdullah Yakut El-Hamevî, Mucemu’l-Buldan,1995 m, c. 4, s. 238; Taberî, Muhammed b. Cerir, Tarihü'l-Ümem ve'l-Mülûk, tahkik: Muhammed Ebu’l-Fazl İbrahim, Beyrut, Daru Turas, ikinci baskı, 1967 m, c. 3, s. 256; İbnü'l Esir, el'Kamil fi't-Tarih, c. 2, s. 222.
  9. Subhani, Furuk Vilayet, 1380 h.ş, s. 218.
  10. Fahr'i Razi, Mefatih'ul Gayb,1420 h.k, c. 29, s. 506, Tabatabai, el-Mizan, 1417 h.k, c. 19, s. 203.
  11. İsra Suresi. 26.
  12. Subhani, Furuk Vilayet, 1380 h.ş, s.219, Ayyaşi, Kitab’ut-Tefsir, el-Mektebetu'l-İlmiyye, c. 2, s. 287, Furat Kûfi, Tefsiri Furat Kufi, Tahran, 1410 h.k, s.239, h. 322, Tebersi, Fazl b. Hasan, Mucemu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kuran, Beyrut, 1372 h.ş, c. 8, s. 478, Kummi, Ali bin İbrahim, Tefsiri Kummi, Daru’l-Kitab, Kum, 1404 h.k,c. 2, s. 18.
  13. Suyuti, Ed Dürrül Mensur Fit Tefsir Bil Mesur, Beyrut, 1404 h.k,c.2, s. 158 ve c. 5, s. 273
  14. Muttaki Hindi, Kenz’ul-Umal Tefsiri, c. 3, s. 767.
  15. Hâkim Haskani Şevahidut’ul-tenzil Tefsiri, c. 1, s. 439 ve 441.
  16. Kunduzi, Yenabiu’l Meveddet, tahkik Seyyid Ali Cemal Eşref, Daru’l Usve, Tahran, c. 1, s. 138 ve 359.
  17. Tüm içerikler için, Hüseyini Celali, Fedek ve'l Evali Kitabı'na bakın, 1426 h.k, s. 146 _ 149
  18. Şehidi, Zindigani Fatıma Zehra (s.a), 1362 h.ş, s. 117
  19. Tabersi,el-İhticac,1403 h.k, c. 1, s. 91, Amili, es-Sahih, 1426 h.k, c. 18, s. 241.
  20. Kuleyni, el-Kafi, 1363 h.ş, c.1, s. 543, Şeyh Mufid, el-Muknie, 1410 h.k, s. 289 ve 290.
  21. Belazüri, Futuhu'l Buldan, 1956 m, c. 1, s. 36.
  22. İbn-i Kuteybe, Muhammed, el-Maârif,s. 84, Ebu'l-Fida Tarihi, c. 1,s. 168,Beyhaki,es-Sünenü’l Kübra, c. 6, s. 301, el-Akdu’l-Ferid, c. 5, s. 33, İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehcü'l-Belâğa, c. 1, s. 198, el-Gadir, c. 8, s. 236_238,Şehidi, Zindigani Fatıma Zehra (s.a), 1362 h.ş, s. 116.
  23. Hüseyini Celali, Fedek ve'l Evali kitabina göre; Mucemu’l-Buldan, c. 5, s. 241, Taberi, Tarihü'l-Ümem ve'l-Mülûk, c. 2, s. 209.
  24. Hakim Haskani, Şevahidut’ul-tenzil, c. 1, s. 44, Amili, Şeyh Hürr, Vesailu’ş-Şia, c. 19, s. 199.
  25. Belazüri, Futuhu'l Buldan, 1956 m, c. 1, s. 40 ve 41.
  26. Halebi, es-Siretü'l-Halebiyye, 1971 m, c. 3, s. 512.
  27. Fahr'i Razi, Mefatih'ul Gayb,1420 h.k,c. 29, s. 506.
  28. Kuleyni, Usul-u Kafi, mütercim: Kemerei, 1375 h.ş, c. 3, s. 809.
  29. Kuleyni, el-Kâfi, 1363 h.ş, c. 1, s. 543.
  30. Belazüri, Futuhu'l Buldan, 1988 m, s. 40.
  31. İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehcü'l-Belâğa, 1404h.k, c. 16, s. 284.
  32. Şeyh Mufid, el-İhtisas, s. 185.
  33. Meclisî, Muhammed Bâkır, Biharu’l-Envar, Daru'r Riza, c. 29, s. 124.
  34. Meclisî, Muhammed Bâkır, Biharu’l-Envar, Daru'r Riza, c. 29, s. 124.
  35. Tabersi, el-İhticac, 1403 h.k, c. 1, s. 195.
  36. «إِنّی سَمعتُ رسول الله یقول: «لا نُوَّرِثُ ما ترکناه صدقةً» Sahihi Buhari, 1422 h.k, c. 4, s. 79, Muslim bin Haccac Nişaburi, Sahih Muslim, Dar'l İhya et-Turas, c. 3, s. 1381
  37. Neml Suresi,6,Süleyman, Dâvûd'a varis oldu, Meryem Suresi, 5 ve 6, Enfal Suresi, 75, Nisa Suresi, 11, Bakara Suresi, 180.
  38. Meclisi Kupai, Gulam Huseyin, Fedek ez ghasb ta takhrib 1389 h,ş, s. 94.
  39. Meryem Suresi, 5 ve 6.
  40. Subhani, Furuk Vilayet, 1380 h.ş, s. 242.
  41. İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehcü'l-Belâğa, c.4, s. 82 ve 85.
  42. Taberi, el-Musterşid, 1415 h.k, s. 597, Halebi, Ebü’s-Salâh, Takrîbü’l-maʿârif, 1404 h.k, s. 286.
  43. Erbili, Keşfü’l Kumme fi marifeti’l Eimme, 1431 h.k, c. 1, s. 353 _ 364.
  44. Şehidi, Zindigani Fatıma Zehra (s.a), 1362 h.ş, s. 126 _ 135.
  45. Hazzaz Kummi Razi, Kifayetü’l Eser, 1401 h.k, s. 65.
  46. «فَغَضِبَتْ فَاطِمَةُ بِنْتُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّی اللهُ عَلَیهِ وَسَلَّمَ، فَهَجَرَتْ أَبَا بَکرٍ، فَلَمْ تَزَلْ مُهَاجِرَتَهُ حَتَّی تُوُفِّیتْ» Buhari, Sahihi Buhari, 1422 h.k, c. 4, s. 79.
  47. Muslim, Sahih Muslim, Dar'l İhya et-Turas, c. 3, s. 1380.
  48. İbn Kuteybe, el-İmamet ve Siyaset, 1382 h,k, c. 1, s. 31.
  49. İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehcü'l-Belâğa, 1387 h.k., c. 16, s. 208.
  50. Meclisi, Biharu’l-Envar, 1403 h.k, c. 29, s. 396.
  51. İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehcü'l-Belağa, 1387 h.k, c. 16, s. 205 _ 208.
  52. İbn-i Asakir, Tarih-u Medineti Demeşk, 1415 h.k, c. 45, s. 178 ve 179, Belazüri, Futuhu'l Buldan, 1956 m, s. 41, Katib el-Bağdadi, Ebü'l-Ferec Kudame bin Ca'fer, Kitabü'l-harac ve sınaʿat, 1981 m. s. 259 ve 260.
  53. Emini, el-Gadir, c. 7, s. 194-197.
  54. Yakut El-Hamevi, Mucemu’l-Buldan,1995 m, c. 4, s. 240, Taberi, Tarihü'l-Ümem ve'l-Müluk, 1939 m, c. 7, s. 156.
  55. Belazüri, Futuhu'l Buldan, 1956 m. c. 1, s. 38.
  56. Meclisi Kupai, Fedek ez ghasb ta takhrib 1388 h.ş. s. 139.
  57. Şehidi, Ali ez zeban Ali, 1377 h.ş, s. 37
  58. Sadr, Seyyid Muhammed Bakır, Fedek fi’t-tarih, Merkez-ul Gadir, s. 63-66.
  59. Sadr, Seyyid Muhammed Bakır, Fedek fi’t-tarih, Merkez-ul Gadir, s. 115-117.
  1. («وَمَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَیٰ رَ‌سُولِهِ مِنْهُمْ فَمَا أَوْجَفْتُمْ عَلَیهِ مِنْ خَیلٍ وَلَا رِ‌کابٍ وَلَٰکنَّ اللَّهَ یسَلِّطُ رُ‌سُلَهُ عَلَیٰ مَن یشَاءُ ۚ وَاللَّهُ عَلَیٰ کلِّ شَیءٍ قَدِیرٌ‌ ﴿۶﴾ مَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَیٰ رَ‌سُولِهِ مِنْ أَهْلِ الْقُرَ‌یٰ فَلِلَّهِ وَلِلرَّ‌سُولِ وَلِذِی الْقُرْ‌بَیٰ وَالْیتَامَیٰ وَالْمَسَاکینِ وَابْنِ السَّبِیلِ کی لَا یکونَ دُولَةً بَینَ الْأَغْنِیاءِ مِنکمْ ۚ وَمَا آتَاکمُ الرَّ‌سُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاکمْ عَنْهُ فَانتَهُوا ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ شَدِیدُ الْعِقَابِ)
    6. Allah'ın onlardan Peygamber'ine ganimet olarak döndürdüğü toprakları, siz at veya deve sürmüş değilsiniz.(siz bunun için bir zahmet çekmediniz) Ancak Allah, peygamberlerini dilediği kimselere egemen kılar. Allah'ın her şeye gücü yeter.
    7. Allah'ın o memleketlerin halkından (topraklarından) Peygamber’ine döndürdüğü ganimetler; Allah'ın, Peygamber'in, Peygamber'in yakınlarının, (Ehli Beyt), yetimlerin, yoksulların ve yolda kalanlarındır ki bu da o malın, içinizden zenginler arasında dolaşan bir mal olmaması içindir. Peygamberin size ne verdiyse (Mal, mülk, ahkâm ve dini öğretilerden) onu alın ve sizi neden sakındırdıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun; kuşkusuz, Allah'ın azabı çok çetindir.
  2. « إِنّی سَمعتُ رسول الله یقول: إنا (نحن) مَعاشرَ الأَنبیاء لا نُوَّرِثُ ما ترکناه صدقةً»
  3. ...فلقیها عمر، فقال: یا بنت محمد! ما هذا الکتاب الذی معک؟ فقالت: کتاب کتب لی ابوبکر برد فدک، فقال هلمیه الی، فابت ان تدفعه الیه، فرفسها برجله و کانت علیهماالسلام حامله یابن اسمه المحسن. فاسقطت المحسن من بطنها ثم لطمها، فکانی انظر الی قرط فی اذنها حین نقفت ثم اخذ الکتاب فخرقه...»
  4. « رِضَا فَاطِمَةَ مِنْ رِضَای وَ سَخَطُ فَاطِمَةَ مِنْ سَخَطِی وَ مَنْ أَحَبَّ فَاطِمَةَ ابْنَتِی فَقَدْ أَحَبَّنِی وَ مَنْ أَرْضَی فَاطِمَةَ فَقَدْ أَرْضَانِی وَ مَنْ أَسْخَطَ فَاطِمَةَ فَقَدْ أَسْخَطَنِی»
  5. Bazı kaynaklara göre, İmam Kazım (a.s), Fedek'i Mehdi Abbasi'den talep etti ancak Mehdi Abbasi, geri vermekten kaçındı. Tusi, Tehzib el-Ahkam, kameri 1407,c. 4, s. 149.

Bibliyografi

  • İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehcü'l-Belağa, tahkik: Muhammed Ebu’l Fazl İbrahim, Daru İhyau'l-Kütübü'l-Arabiyye, 1387 h.k.
  • İbnü'l Esir, el'Kamil fi't-Tarih.
  • İbn-i Asakir, Ali b. Hasan, Tarih-u Medineti Demeşk, tahkik: Ali Şiri, Beyrut, Daru’l Fikr, 1415 h.k.
  • İbn Manzur, Lisanül Arab,1410 h.k.
  • İbn-i Hişâm El-Humeyri, es-Sîretü'n-Nebeviyye, tahkik: Muhammed Muhyiddîn Abdülhamid, Mısır, Mekteb-i Muhammed Ali Sabih ve evlatları, 1963 m.
  • Furat Kufi, Tefsiri Furat Kufi, Tahran, 1410 h.k.
  • Şeyh Mufid, Mufîd, Muhammed b. Muhammed, el-Muknie, 1410 h.k.
  • Belazüri, Ahmed b. Yahyâ b. Cabir, Futuhu'l Buldan, 1956 m.