Nüzul Sebepleri

Öncelik: a, kalite: c
kategorisiz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden
(Esbab-ı Nuzul sayfasından yönlendirildi)

Nüzul Sebebi<nowiki> (Arapça:اسباب النزول), Tefsir biliminin ayet veya surelerin iniş sebeplerini araştıran dalıdır. “Esbab-ı Nüzul”, “iniş sebepleri” anlamına gelen bu tabir, Hz. Peygamber’in (s.a.a) risâlet döneminde vuku bulan ve Kur’an’ın bir veya birkaç ayetinin yahut bir suresinin inmesine yol açan olayı, durumu ya da soruyu ifade etmek üzere kullanılır. Nüzul sebepleri (Esbab-ı Nüzul) sadece ayetlerle ilgili bir tabirdir.

Sözlük Anlamı

Tefsir İlmi
Önemli Tefsirler

Şia Açısından:

Ehli Sünnet Açısından:

Tefsir Yöntemleri

Tefsir Kısımları
Tefsir Kavramları

“Esbab”, her hangi bir amaca ulaşmak için bir objeye tutunmak anlamına gelen sebep kelimesinin çoğuludur. Bu kelime ve türevleri şu anlamlara gelir: İlişki, bağ, neden, araç, bahane ve bağıl.[1]

“Sebep ve esbab” kelimesi Kur’an-ı Kerim’de de yukarıdaki anlamlarında kullanılmıştır:

  1. Halat, askı, ip ve aracılığı ile bir şeye ulaşabilecek olan her şey anlamında «مَن كَانَ يَظُنُّ أَن لَّن يَنصُرَ‌هُ اللَّـهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَ‌ةِ فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ إِلَى السَّمَاءِ ثُمَّ لْيَقْطَعْ فَلْيَنظُرْ‌ هَلْ يُذْهِبَنَّ كَيْدُهُ مَا يَغِيظُ» “Kim, Allah'ın ona (Muhammed’e), dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kişi göğe (tavana) bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin (ve ölsün)! Şimdi bu kişi baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah'ın Peygamber'e yardımını) gerçekten engelleyecek mi?”(Hac, 15)
  2. Araç, vesile veya yol ve yöntem anlamında: «وَآتَيْنَاهُ مِن كُلِّ شَيْءٍ سَبَبًا» ; “Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve kudret sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir sebep (bir vasıta ve yol) verdik.” (Kehf, 84)
  3. Bağ ve ilişki anlamında: «إِذْ تَبَرَّ‌أَ الَّذِينَ اتُّبِعُوا مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا وَرَ‌أَوُا الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الْأَسْبَابُ» ; “Öyle ki (o gün) kendilerine tabi olunanlar, kendilerine tabi olanlardan uzaklaşıp kaçmışlardır. (Artık) Onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp kopmuştur.” (Bakara, 166)
  4. Kapı ve yol anlamında: «أَمْ لَهُم مُّلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْ‌ضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ۖ فَلْيَرْ‌تَقُوا فِي الْأَسْبَابِ» ; “Yahut göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların hükümranlığı onların elinde midir? Öyleyse (göklerin) yollarında yükselsinler (görelim)!” (Sad, 10)
  5. Yol ve yöntemler anlamında: «وَقَالَ فِرْ‌عَوْنُ يَا هَامَانُ ابْنِ لِي صَرْ‌حًا لَّعَلِّي أَبْلُغُ الْأَسْبَابَ» ; “Firavun (alayla) dedi ki: "Ey Haman! Bana yüksek bir kule bina et; belki o yollara ulaşabilirim," (Mümin, 36)

Terminolojik Anlamı

“Esbab-ı Nüzul” (Nüzul ve iniş sebebi), Kur’an araştırmalarında zarf, şartlar, sebep ve durumlara göre ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla Allah beşerle (Peygamberi ile) vasıtalı veya vasıtasız olarak konuşmakta, açıklamalarda bulunarak belirsizlikleri gidermektedir. Vahyin inişine neden olan olaylar silsilesi yaklaşık olarak 460 kadardır.[2]

Nüzul Sebebi Olmayan Ayet ve Sureler

Kur’an’ın sure ve ayetlerinin birçoğu herhangi bir neden ve gerekçe olmadan nazil olmuş ve hiçbir hadise, olay yahut sual ve soruyla ilintili olmadan inmiştir. Dolayısıyla her ayet ve surenin hangi neden ve sebeple indiğini araştırmanın bir anlamı yoktur. Sure ve ayetlerin birçoğu sadece insanların genel ihtiyaçlarını bertaraf etmek, insansal düşünce ve fikirlerin yetersizliğini vahiy ile telafi etmek ve ilahi hidayeti insanlara ulaştırmak için genel olarak inmiştir. İnsan, bu şekilde yaşantısında hak ve batılı ayırabilmektedir.[3]

Özel bir nüzul sebebi olmayan ayet ve sureler, Kur’an-ı Kerim’in önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Aşağıda bunlardan bazılarına değinilecektir:

  1. Geçmiş ümmetlerin yaşamı ile ilgili tarihî olaylar ve vakalar ile ilgili ayet ve sureler (elbette geçmiş ümmetler hakkındaki bazı hikaye ve tarihî olayların bazen nüzul açısından bir sebebi vardır. Örneğin “Zülkarneyn” hakkında sorulan sorulardan dolayı, bu konu Kur’an’da gündeme gelmiştir) bu türdendir. Hiçbir sebep olmadan bu ayet veya sureler nazil olmuş ve Hz. Peygamberle (s.a.a) aynı çağda yaşayan halk ve aynı şekilde tüm çağlardaki insanlık âlemi bu tarihî dönemlerden haberdar olmuş ve bu şekilde bu hikaye ve olaylardan ibret alınması sağlanmıştır. Saadet ve mutluluk veya sıkıntı ve bedbahtlık yolları görülmüş ve geçmiş ümmetlerin bireysel ve sosyal yaşantılarından gerekli dersler çıkarılarak, dünyevi ve uhrevi saadetin yolları öğretilmiştir. Bu şekilde mutluluk ve kötülüğün nedenleri görülerek, ona göre önlemler alınmıştır.[4]
  2. Kur’an-ı Kerim’de nüzul sebeplerinin araştırılmasına gerek olmayan bir dizi başka ayet ve sureler de bulunmaktadır. Örneğin: Berzah âlemi, cennet ve cehennem, kıyamet sahnesi, cennet ve cehennemliklerin durumları vb. gibi konular.[5]

Özel Nüzul Sebebi Olan Ayet ve Sureler

Bazı Kur’an ayetlerinin özel nüzul sebepleri vardır. Bu sure ve ayetler, yaşanan o olay ve hadiseden sonra Hz. Peygamber’e (s.a.a) nazil olan vahiy ile o olay ve hadise aydınlatılmıştır. Nüzul sebebi belli olan ayet ve sureler tefsir kitaplarında belirtilmiş veya “Esbab-ı Nüzul” adı altında bağımsız kitaplarda yazılmıştır. Dolayısıyla “Esbab-ı Nüzul”un (nüzul sebebi) terminolojik anlamı hakkında şöyle diyebiliriz: “Hz. Peygamber’in (s.a.a) risâlet döneminde yaşanan ve Kur’an’ın bir veya birkaç ayetinin yahut bir suresinin inmesine yol açan olayı, durumu ya da soruyu ifade etmek üzere kullanılır.”[6] Başka bir ifadeyle:

  1. Yaşanan –önemli ve mühim bir olay veya oldukça zorlu ve çirkin bir hadiseden dolayı gerçekleşmiştir.
  2. İnsanların Hz. Resulullah'a (s.a.a) sorduğu bazı sorulardan dolayı gerçekleşmiştir.
  3. Müslümanların karşılaştıkları bazı şart ve koşullardan dolayı Müslümanlara yön vermek ve atılması gereken adımların doğru atılmasını sağlamak için gerçekleşmiştir.

Bu tür gelişmelerden sonra ayet, ayetler ve yerine göre sure nazil olmuştur. Bu sure ve ayetler, o olay hakkında veya insanların sordukları sorunun cevabı ya da Müslümanların atması gereken adımların gösterilmesi için gerçekleşmiştir.[7]

Nüzul Sebebinde Aranması Gerekenler

Bir olayın nüzul sebebinin kabul edilebilmesi için, onun nakledildiği rivayette hadis usulü açısından aranan şartlar yanında, olayın Hz. Peygamber (s.a.a) döneminde gerçekleştiğinin tespit edilmiş olması ve ilgili ayet veya surenin içeriği ile bir ilişkisi bulunması gerekir. Tefsir âlimleri, nüzul sebepleriyle ilgili rivayetlerin sıhhatini tespitte oldukça titiz davranmışlardır. Her şeyden önce esbab-ı nüzul tamamen rivayetle alâkalı bir disiplin olduğundan, hadis usulünde hadislerin sıhhati için aranan genel şartlar bu konuda da geçerlidir. Zira herhangi bir ayetin nüzul sebebi, ya Ehlibeyt yoluyla ya da ayetin iniş hadisesine şahit olmuş ve buna sebep olan durumu tespit etmiş bir sahabenin rivayetiyle bilinebilir. Bundan dolayı müfessirler doğru bir rivayete dayanmadan muhakeme, istidlâl ve içtihat gibi yollarla nüzul sebepleri aramaya kalkışmayı doğru bulmamışlardır.[8]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Hücceti, Esbab-ı Nüzul, s. 17.
  2. Diraset’un fi Esbab-ı Nuzul, Hasan Hanefi, s. 136; Hacı Mirzai’nin “Esbab-ı Nüzul der Danışname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 1, s. 192’den naklen.
  3. Hücceti, Esbab-ı Nüzul, s. 19.
  4. Hücceti, Esbab-ı Nüzul, s. 19.
  5. Hücceti, Esbab-ı Nüzul, s. 19–20.
  6. Hücceti, Esbab-ı Nüzul, s. 20.
  7. Hücceti, Esbab-ı Nüzul, s. 20.
  8. Vahidi, s. 4.

Bibliyografi

  • Hücceti, Seyyid Muhammed Bakır, Esbab-ı Nüzul, Tahran, Vezaret-i İrşad-ı İslami İdare-i Kul, İntişar ve Tebligat, 1365 h.ş.
  • Danışname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 1, Bahattin Hurremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan-Nahid, 1377 h.ş.