Bakiyetullah

wikishia sitesinden

Bakiyetullah (Arapça: بَقیّةُاللّه) Halen gaybette olan ve son masum imam İmam Mehdi’nin (a.f) lakabıdır. Bakiyetullah ibaresi Kur’an’da masum imamlara tevil edilmiş ve bazı rivayetlere göre Hz. Mehdi’nin (a.f) lakabı olarak kabul görmüştür.

Bakiyetullah lügat manası olarak Allah’ın insanlar için ayırdığı şeyler ya da hayır ve fazilet olarak da tefsir edilmiştir. Tefsirlerde bu ibarenin İmamlara atfedilmesinin sebebi imamların Allah’tan tarafından kullarına sunulan birer nimet ve fazilet olarak görülmesidir.

Ehlibeyt için Kullanımı

Bakiyetullah şia hadislerinde Masum imamlar olarak tefsir edilmiştir. İbn-i Şehr Aşûb’a göre "بَقیّةُ اللّهِ خَیرٌ لکُم اِن کُنتم مُؤمِنین" [1] ayeti Masumlar hakkında nazil olmuştur.[2] Allame Meclisi, Bakiyetullah’ı «من ابقاه الله» (Allah’ın koruduğu zat) olarak tanımlamış ve eklemiştir: “Bakiyetullah’tan kasıt enbiyalar ve onların temsilcileridir. Allah bu kimseleri hidayete edici olarak insanlara göndererek koruyup gözetmiştir. Geriye kalan imamlarını da ümmetleri içerisinde korumaya devam etmiştir.” [3] Aynı şekilde elde edinilen rivayetlerde İmam Bakır (a.s) Şehrin kapısını tutanlara kendini Bakiyetullah olarak tanıtmıştır. [4] Ziyaret-i Camiê Kebir duasında da İmamlardan Bakiyetullah ünvanıyla anılmıştır.[5]

Hz. Mehdi’nin Lakabı

Bazı rivayetlere göre Bakiyetullah’tan kasıt İmam Zaman’dır. İmam Ali’den (a.s) nakledildiğine göre Bakiyetullah İmam Mehdi’nin (a.s) ünvanıdır. [6] Ayrıca edinilen başka bir rivayette de İmam Sadık’dan (a.s) İmam Mehdi’ye “Emire-l Müminin” olarak hitap edilmesini sorduklarında “Emire-l Müminin” lakabının Ali bin Ebu Talip’e has olduğunu ve İmam Mehdi’ye (a.s) Bakiyetullah olarak hitap etmelerini söylemiştir.[7]

Bazı Şii Nehcül Belaga yorumcularına göre bu ibare “بَقیَّةُ مِنْ بَقایا حُجَّتِه: O Allah’ın Hüccetlerinden geriye kalandır.” Şeklindedir ve Nehcül Belaga’da da bu şekilde yorumlanmış [8] on ikinci imamın lakabı olarak da kullanılmıştır. [9] İbn-i Ebi-l Hadid Mutezili göre Şiiler bu sözle Mehdi’yi, Sofistler Arifleri, Ehli Sünnet ise Allah’ın kullarına olan hüccetini kast ederler. [10] Aynı şekilde Nûdbe Duasında da İmam Mehdi’den Bakiyetullah olarak söz etmiştir. [11]

Şii kaynaklarından aktarılan rivayetlere göre Hz. Mehdi Zuhur anında “بَقِیَّتُ اللَّهِ خَیْرٌ لَکُمْ...” Ayetini okuyacak ve kendini Bakiyetullah olarak tanıtacak. Bunu gören Müslümanlar “السلام عَلَیْکَ یا بَقِیَّةَ اللّهِ فی اَرْضِه.” ibaresiyle onu selamlayacaklar. [12] Yine aynı şekilde rivayet edilir ki Hz. Mehdi buyurmuştur ki: “اَنَا بَقیَّةُ اللّهِ فی اَرضِه.” (Ben yeryüzünün Bakiyetullahıyım) [13]

Müfessirler Görüşleri

Müfessirler "بَقِیَّتُ اللَّهِ خَیْرٌ لَکُمْ إِنْ کُنْتُمْ مُؤْمِنِین" [14]ayetinde Şuayb Peygamber’in kavmine tavsiyelerine ek olarak Bakiyetullah muhtelif şekilde tefsir edilmiştir. Bunlardan bazılarında insanın helal kazançtan elde ettiği gelirden yine geriye kendisine kalanlar olarak değerlendirmişlerdir. [15] Bazıları ise onu, Hud Suresi'nin 85. ayetinde bahsedilen ölçü ve ölçü araçlarına "Mâkyal" ve "Mizan" bağlamışlar, yani doğru ölçüp biçtikten sonra geriye kalan helal kazancın Allah katında eksik ölçüp elde edilen haksız kazançtan daha hayırlı olduğu söylemişlerdir. [16] Sünni alimi Zemehşeri Bakiyetullah’ın ibadetlerden geriye Allah nezdinde kalanlar olma ihtimalini de değerlendirmiştir.[17] Allame Meclisi’nin söylediğine göre müfessirler Bakiyetullah’ın nimetlerden veya sevaplardan ahiret için arta kalanlar olarak tefsir etmişlerdir. [18]

"Bakiye" Fazlilet ve Hayr Manasında

Bazı müfessirler “بَقیّه” (Bakiye) fazilet ve hayr olarak tefsir etmişlerdir. Zemehşeri Hûd suresi 116. Ayette “اُولُوا بقیةٍ” Bakiye “بقیه” kelimesini fazilet ve hayr olarak belirtilmiştir. [19] Doğu bilimcisi ve Kur’an’ın Almanca mealini yazmış olan Rudi Paret, bu kavram hakkında fazilet kelimesinin aslında halihazırda zaten “بقیه” (bakiye) anlamı taşıdığını ve tevil edildiğinde hayrlı anlamını da beraberinde taşıdığını belirtmiştir. “بقیه” (bakiye) kelimesi aynı şekilde “hayr”, “fazilet”, “iyisi” ve “seçilmiş” anlamlarını birlikte taşımaktadır. [20] Bakiye kelimesi Bakara Suresi 248. Ayetinde yine fazilet ve hayır olarak tefsir edilmiştir. [21] Bakiyetullah’ın imamlara işaret etmesi, Allah’ın imamları insanlardan faziletli ve hayrlıları olarak geriye kalanlar olarak tefsir edilmesindendir.[22]

Kaynakça

  1. Hûd Suresi, 86. Ayet.
  2. İbn-i Şehr Aşûb, Menakıb Al ebi Talib, Cilt 3, Sayfa 102.
  3. Meclisi, Buharü-l Envar, 1403 h.k, Cilt 24, Sayfa 211.
  4. Meclisi, Buharü-l Envar, 1403 h.k, Cilt 24, Sayfa 212.
  5. İbn-i Meşhedi, el-Mizarü-l Kebir, 1403 h.k, Sayfa 526.
  6. Tabersi, el-İhticac, 1403 h.k, Cilt 1, Sayfa 252.
  7. Kuleyni, el-Kafi, 1407 h.k, Cilt 1, Sayfa 411-412.
  8. Nehcül Belaga, 1414 h.k, 182. Hutbe, Sayfa 262.
  9. Kûtbe Ravendi, "منهاج البراعه" (Münhacü-l Berae), 1404 h.k, Cilt 2, Sayfa 722, İslam Dünyası Ansiklopedisinde Bakiyetullah bahsinden nakledilmiştir; Hoyi, Menhacü-l Bera, 1400 h.k, Cilt 10, Sayfa 355.
  10. İbn-i Ebi el-Hadid, Nehcül Belaga Şerhi, 1404 h.k, Cilt 10, Sayfa 95-96.
  11. İbn-i Meşhedi, el-Mizarü-l Kebir, Hicri Kam. 1403, Sayfa 526.
  12. Şeyh Sadûk, Kemale-l Din, 1395 h.k, Cilt 1, Sayfa 331.
  13. Şeyh Sadûk, Kemale-l Din, 1395 h.k, Cilt 2, Sayfa 384.
  14. Hûd Suresi, 86. Ayet.
  15. Allame Tebatebayi, El-Mizan, 1417 h.k, Cilt 10, Sayfa 364.
  16. Zemahşeri, el-Keşaf, 1407 h.k, Cilt 2, Sayfa 418.
  17. Zemahşeri, el-Keşaf, Hic. Kam. 1407, Cilt 2, Sayfa 418.
  18. Meclisi, Buharü-l Envar, 1403 h.k, Cilt 24, Sayfa 211.
  19. Zemahşeri, el-Keşaf, 1407 h.k, Cilt 2, Sayfa 436.
  20. Paret, Der Koran: Kommentar und Konkordanz, 1977 bakısı, Sayfa 52-53; İslam Dünyası Ansiklopedisi Bakiyetullah bahsinden alıntılanmıştır.
  21. Part, Der Koran: Kommentar und Konkordanz, 1977 bakısı, Sayfa 52-53; İslam Dünyası Ansiklopedisi Bakiyetullah bahsinden alıntılanmıştır.
  22. İslam Dünyası Ansiklopedisi, Cilt 3, Bakiyetullah'a giriş.

Bibliyografya

  • Kur'an-ı Kerim
  • İbn Ebi el-Hadid, Abdülhamid bin Hibatullah, Nahj al-Balaghah'ın Şerhi, İbrahim Muhammed Abulfazl, Kum, Ayetullah Murashi Necefi Okulu, 1404 h.k.
  • İbn Shahrashob Mazandarani, Muhammed Bin Ali, Menaqib Al Abi Talib, Kum, Allameh, 1379 h.k.
  • İbn Mashhadhi, Muhammed İbn Cafer, Al-Mazar al-Kabir, düzenleyen: Javad Qayyumi Isfahani, Kum, Kum Ruhban Okulu Öğretmenler Cemiyeti'ne bağlı İslami Yayın Ofisi, 1419 h.k.
  • Khoi, Mirza Habibullah, Minhaj al-Bara'at fi Sharh Nahj al-Balagheh, düzelten: Ebrahim Mianji, çeviren: Hasan Hassanzadeh Amoli ve Mohammad Bagher Kamarei, Tahran, Maktabata al-Islamiya, 1400 h.k.
  • Zamakhshari, Mahmud bin Omar, Ghwamaz al-Tanzil gerçekleri üzerine Al-Kashaf, Beyrut, Dar al-Kitab al-Arabi, 1407 h.k.
  • Şeyh Sadouq, Muhammed bin Ali, Kamal al-Din ve Tamam al-Naimah, düzenleyen: Ali Ekber Ghafari, Tahran, Islamia, 1395 h.k.
  • Tabarsi, Ahmad bin Ali, Al-Ihtjaj Ali Ehl al-Jajj, araştırma: Mohammad Baqer Khorsan, Meşhed, Morteza Yayınevi, 1403 h.k.
  • Allameh Tabatabai, Seyyed Mohammad Hossein, Al-Mizan fi Tafsir al-Qur'an, Kum, Kum Ruhban Okulu Öğretmenler Cemiyeti'ne bağlı İslami Yayın Ofisi. 1417 H.
  • Qutb Ravandi, Saeed bin Hebaullah, Minhaj al-Bara'ah fi Sharh Nahj al-Balagha, Azizullah Atardi Khabushani tarafından yayınlandı, ofset baskı, Delhi, 1404 h.k.
  • Kulini, Muhammed bin Yaqub, el-Kafi, düzeltme: Ali Ekber Ghafari ve Muhammed Akhundi, Tahran, Dar al-Kitab al-Islamiya, 1407 h.k.
  • Meclisi, Mohammad Baqer, Bihar al-Anwar, Beyrut, Dar Ahya al-Trath al-Arabi, 1403 h.k.
  • Nahj al-Balagha, Araştırma: Sobhi Saleh, Kum, Hicret, 1414 h.k.
  • Rudi Paret, Der Kuran: Kommentar und Konkordanz, Stuttgart 1977.