Ashab-ı Sebt

wikishia sitesinden

Ashab-ı Sebt (Arapça: اصحاب سَبْت) Kur’an-ı Kerim’de de geçen Allah'ın koymuş olduğu cumartesi yasağına itaatsizlik ederek balık tutmaya devam eden ve sonunda da ilahi cezayla cezalandırılan kalan bir grup Beni İsrail kavmidir. Kur’an'ın anlattığına göre Ashab-ı Sebt Allah'ın emriyle maymuna dönüşmüş ve bazı rivayetlere göre ise bu sapık güruh üç gün sonrasında telef olmuştur. Birçok rivayete göre Ashab-ı Sebt'in olayı Hz. Davut'la (a.s) aynı zamanda ve bugünkü Filistin topraklarında bulunan “İleh” olarak adlandırılan bir diğer adıyla “İlat” şehrinde geçtiği görüşü hakimdir.

Allame Tebatebayi, el-Mizan tefsirinde Ashab-ı Sebt'in içinden sadece “nehyi ani-l münker” yapanların (kötülükten menedenler) azaptan kurtulduğunu, günahkarların ve o günahkarlara karşı sessiz kalanların da ilahi cezaya maruz kaldığını belirtmiştir.

Kelime Anlamı

Ashab-ı Sebt, Allah'ın cumartesi günü için koyduğu avlanma yasağı emrine itaatsizlik ettikleri için ilahi azaba çarptırılan Beni İsrail’den bir güruhudur.[1] Söz konusu bu topluluk Hz. Davut (a.s) zamanında yaşamışlardır ve yaklaşık 12.000 veya 70.000 civarında nüfusa sahiptiler.[2] Ashab-ı Sebt “اصحاب سبت” ifadesi yalnızca bir kez Nisa Suresi 47. ayette açıkça kullanılmıştır ancak Kur’an'ın diğer ayetleri de bu halkın hikayesini ve sonunu anlatmaktadır.[3]

Sebt “سَبت” kelimesi kesmek veya bir eylemi yarıda durdurmak anlamına gelir[4] ve İbranice'de Şebat olarak bilinir.[5] Yahudilerin arasında cumartesi gününe karşılık gelen[6] bu kelime ve İbranice'de dinlenme anlamına gelmektedir.[7] Bunun yanı sıra Yahudilerin kültüründe cumartesi günü yani Sebt gününde tüm işlerini bırakıp dinlenmeleri gerekmektedir.[8] Sebt günün yasaklarına uymayı sürdürmek ve o gün çalışmamak Hz. Musa'nın (a.s) duyurduğu On Emir’den biridir.[9]

Olayın Detayları

Kur’an-ı Kerim'e göre Ashab-ı Sebt, avlanmanın yasak olduğu cumartesi günü avlanarak Allah'ın koyduğu sınırlara ve kanunlara karşı gelmişlerdir.[10] İşledikleri günahın cezasını görmeleri ve inanlara örnek olması için maymuna dönüştüler.[11]

İmam Seccad'dan (a.s) edinilen bir rivayete göre Ashab-ı Sebt, deniz kenarında yaşayan bir topluluktu ve Allah cumartesi günü balık tutmalarını yasaklamıştı.[12] Çünkü cumartesi günü birçok balık karaya yaklaşıyordu ve o gün Ashab-ı Sebt sakinleri balık yakalamak için balıkların kolayca girebildiği ancak çıkamadığı gölet şeklinde tuzaklar hazırlıyorlardı.[13] Ashab-ı Sebt, her ne kadar cumartesi günleri balık tutmasalar da pazar günleri önceki gün kurdukları tuzak gölette biriken balıkları yakalıyorlardı.[14] Ashab-ı Sebt halkı bu yolla büyük bir servet biriktirdi ve birçok nimete ulaştı.[15] Çoğu rivayete göre Ashab-ı Sebt 80.000 kişi vardı ve bu güruhun arasından 70.000 kişi Allah'ın cumartesi günü balık tutmalarını yasaklayan emrini görmezden gelmiştir.[16]

Ashab-ı Sebtnin Başkalaşım

Ashab-ı Sebt nihayetinde ilahi cezaya uğradı ve sonunda dönüşüme uğradı. Kur’an-ı Kerim'de de belirtildiği üzere Allah onları aşağılık maymunlara çevirmiştir.[17] Bazı rivayetlere göre de bu sapkın güruh 3 gün sonrasında telef olmuştur.[18]

Seyit Muhammed Hüseyin Tebatebayi, el-Mizan Tefsirinde şöyle yazmıştır: Araf Suresi'nin 165. ayetine göre Ashab-ı Sebt'in içinden sadece “nehyi ani-l münker” yapanlar (kötülükten menedenler) azaptan kurtulmuş, Allah’ın emrine karşı gelenler ve onlara karşı sessiz kalanlar da ilahi cezaya maruz kalmıştır.[19]

Bazı müfessirler örneğin Şii tefsir alimi Mücahit bin Ceber (H. Kameri 104’de vefat etti) ve Ehli Sünnet tefsircilerinden Muhammed Abde, Ashab-ı Sebt halkının fiziksel olarak maymuna dönüşmediğini, Bakara Suresi 65. ayette belirtilen dönüşümün temsili bir anlatım olduğuna ve söz konusu insanların sadece kalbinin bu dönüşüme uğradığı görüşündedirler.[20]

Yeri ve Zamanı

Kur’an ayetlerine göre Ashab-ı Sebt deniz kenarında yaşayan bir topluluktu.[21] İmam Bakır'dan (a.s) gelen bir rivayete göre Ashab-ı Sebt şehri "İleh" olarak geçmektedir.[22] Fahri Razi de ikamet ettikleri yerleşim yerini İleh şehri olarak tanıtıyor.[23] İleh şehri muhtemelen günümüzde işgal altında bulunan Filistin'deki Kızıldeniz'in yanındaki İlat şehrine işaret etmektedir.[24] Allame Tebatebayi'ye göre Ashab-ı Sebt’in yaşadığı yer olarak Medine ve Tiberya şehirlerinden de bahsedilmektedir.[25]

Çoğu rivayette, Ashab-ı Sebt’in Hz. Davut (a.s) zamanında yaşadığına işaret edilmiştir.[26]

Kaynakça

  1. Ruhi, "Ashab-ı Sebt", s. 232.
  2. Ruhi, "Ashab-ı Sebt", s. 232.
  3. Ruhi, "Ashab-ı Sebt", s. 232.
  4. Goraşi Bünabi, Kur'an Sözlüğü, 1372, cilt 3, s.207.
  5. Ruhi, "Ashab-ı Sebt", s. 232.
  6. Goraşi Bünabi, Kur'an Sözlüğü, 1372, cilt 3, s.207.
  7. Goraşi Bünabi, Kur'an Sözlüğü, 1372, cilt 3, s.207.
  8. Goraşi Bünabi, Kur'an Sözlüğü, 1372, cilt 3, s.207.
  9. Goraşi Bünabi, Kur'an Sözlüğü, 1372, cilt 3, s.207.
  10. Bakara Sures, 65. Ayet: Ayrıca bakınız: Meclisi, Hayvat el-Kulub, 2005, 2. cilt, s.948.
  11. Bakara Sures, 65. Ayet: Ayrıca bakınız: Meclisi, Hayvat el-Kulub, 2005, 2. cilt, s.948.
  12. Meclisi, Hayvetü'l-Kulub, 2005, 2. cilt, s.948.
  13. Meclisi, Hayvetü'l-Kulub, 2005, 2. cilt, s.948.
  14. Meclisi, Hayvetü'l-Kulub, 2005, 2. cilt, s.948.
  15. Meclisi, Hayvetü'l-Kulub, 2005, 2. cilt, s.948.
  16. Meclisi, Hayvetü'l-Kulub, 2005, 2. cilt, s.948.
  17. Bakara Sures, 65. Ayet.
  18. Tefsir, İmam Hasan Askeri'ye atfedilir, 1409 H., s.279.
  19. Tebatebayi, el-Mizan, 1417 H. Kameri, cilt 8, sayfa 268-269.
  20. Mughniyeh, Tafsir el-Kashif, 1424 H. Kameri, 1. cilt, s.121.
  21. Araf Suresi, 163. Ayet.
  22. Tabersi, Mecma'l-Bayan, 1372, 1. cilt, s.266.
  23. Fakhr Razi, Mafatih el-Ghayb, cilt 12, s. 412.
  24. Mekarim Şirazi, Tafsir Nomoneh, 2001, cilt 6, s.418.
  25. Tebatebayi, el-Mizan, 1417 H. Kameri, cilt 8, s. 303.
  26. Fakhr Razi, Mafatih el-Ghayb, 1420 H. Kameri, cilt 12, s.412.

Bibliyografyi

  • Kur’an-ı Kerim.
  • Tefsir, İmam Hasan Askeri, Kum, İmam-ı Mehdi Okulu, 1409 h.k.
  • Ruhi, Abulfazl, "Ashab-ı Sebt", Kuran'ı duyururken: Encyclopedia of the Holy kuran, cilt 2, Kum, Bustan Kitab Enstitüsü, 1385 h.ş.
  • Tebatebayi, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tafsir el-kuran, Kum, Islamic Publications Office, 1417 h.k.
  • Tabarsi, Fadl İbn-i Hasan, Macma 'el-Bayan fi Tafsir el-kuran, Tahran, Nasser Khosrov, 1372 h.ş.
  • Fahrı Razi, Muhammed İbn-i Umar, Mafatih el-Ghayb, Beyrut, Dar el-Ahya el-Tarath el-Arabi, 1420 h.k.
  • Goraşi Bünabi, Ali Akbar, Kur'an Sözlüğü, Tahran, İslam Kitabevi, 1371 h.ş.
  • Meclisi, Muhammed Bakir, Hayvat el-kulub, Kum, Sarvar, 1384 h.ş.
  • Mughniyeh, Muhammed cavad, Tafsir el-Kashif, Tahran, Dar'ul Kotob'ol Islamiya, 1424 h.k.
  • Mekarim Şirazi, Nasir ve diğerleri, Sample Interpretation, Tahran, Islamic Bukstore, 1380 h.ş.