Çocuk Hakları

Öncelik: c, kalite: c
linksiz
navbox'siz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden

Çocuk hakları (Arapça: حق الأولاد), anne ve babanın çocukları hakkında yapması gereken görev ve sorumluluklarını anlatan bir ifadedir. Çocuk haklarını eda etmek, İslam ahlak öğretilerindendir. Kur’an ve hadislerde çocuk haklarının önemine çokça değinilmiştir.

Kur’an ve Masumlar (a.s) hayat hakkı, fiziksel gelişim (emzirme) ve finansal hakların (miras gibi) yanı sıra, şefkat, sevgi ve eğitim gibi çocuk haklarına da riayet edilmesini tavsiye etmişlerdir. Bazı hadislerde çocuğun aile içindeki pozisyonunun tespit edilmesi ve ebeveynlerin maddi ve manevi hayatındaki etkilerine değinilmiş ve bir çok hadiste çocukların çeşitli haklarına örnekler verilerek doğum öncesinden yaşlanacağı döneme kadar açıklamalarda bulunulmuştur.

Kur’an’da

Hayat Hakkı

Kur’an-ı Kerim’in değindiği çocuk haklarının ilki, diğer hakların da temelini oluşturan hayat hakkıdır. Kur’an, çocukların yoksulluk korkusundan[1] ve onların maddi giderlerini karşılayamama kaygısından dolayı öldürülmesini şiddetli bir şekilde yasaklamış ve nehyetmiştir.[2] Çocukların cinsiyetini beğenmemek, hoş karşılamamak[3] ve hayat hakkı konusunda çocuğun cinsiyetini ön planda tutmayı kınamıştır.[4] Kur’an ayetlerine göre, çocukların hayat hakkından mahrum bırakılması, Allah’a şirk koşulması gibi haram[5], akılsızca bir davranış[6], büyük bir hata,[7] hüsran ve sapkınlığa sebep, dinden ve ilahi hidayetten çıkmaktır.[8] Bazı ayetlerde, ebeveynlerin bu işi yapmaktan men edilmesinin yanı sıra[9] Peygamberden de kadınlardan bu işi yapmamaları için biat alınması istenmektedir.[10]

Bedensel ve Fiziksel Gelişim

Bazı ayetlerde, emzirme ve süt vermenin analık içgüdüsü olduğu vurgulanmış[11] ve emzirmenin iki tam yıl olduğu da belirtilmiştir.[12] İslam öğretilerine göre, emzirme döneminde annenin yiyecek ve giyecek ihtiyaçları kocanın uhdesindedir.[13] Elbette emzirme süresini (sağlık veya başka gerekçelerden dolayı) azaltma konusunda ebeveynlere birbirleriyle istişare edip ortak karar almaları[14] veya çocuğu emzirme işinin sütannesine verilmesi konusunda izin verilmiştir.[15]

Finansal Destek

Çocukların mali bağımsızlık yaşına gelene kadar yiyecek, giyecek ve mesken ihtiyaçlarının karşılanması babanın üzerinde ve bazı durumlarda annenin üzerinde bir haktır. Yine Kur’an’ın değindiği çocukların mali haklarından biri de irs ve miras hakkıdır.[16] Kur’an, çocukların anne ve babalarından miras almasına ve cinsiyet farklılığına göre bunun niteliğini açıklamıştır.[17] Nisa suresinin 12. Ayeti, karı ve kocanın birbirlerinden nasıl miras alabileceklerini çocuk sahibi olup olmadıklarına göre tayin etmektedir. Buna ilaveten müfessirler, çocukların rüşt çağına erene kadar mirastan mahrum bırakıldığı Arap cahiliyet dönemindeki yaygın geleneğe karşı Nisa Suresinin 127. Ayetine dayanarak rüşte ermeyen küçük çocukların da miras hakkı olduğunu belirtmişlerdir.[18]

Davranışsal ve Ahlaki Eğitim

Masumların (a.s) hadislerinde, çocukların eğitimi hakkında çokça açıklamalarda bulunulmuştur. Kur’an'da ise buna dolaylı ve yerine göre değinilmiştir. Örneğin Kur’an’da çocuklara iyilik ve şefkat gösterilmesi ve ebeveynlerin çocuklarının eğitimlerine önem vermelerine işaret edilmiştir, öte yandan çocukların anne ve babalarına saygı göstermeleri ve onlara hayır duada bulunmaları onların süresiz zahmetlerine bir karşılık olarak değerlendirilmiştir.[19] Özellikle bu yolda meşakkat ve zorluklar çeken anneler[20], hep çocuklarına sevgi beslemekte[21] ve belki de bu analık içgüdüsü, onların başkalarının çocuklarına dahi sevgi beslemelerine bir nedendir.[22] Yine Kur’an ayetlerinde Peygamberlerin çocuk sahibi olma isteklerinin olduğuna işaret edilmektedir.[23] Bazı ayetlerde, çocuklar, anne ve babalara nimet, ilahi yardım ve onların gözlerinin ışığı olarak değerlendirilmiştir.[24] Anne ve babaların bu nimetler karşısında şükretmeleri ve şirkten uzak durmaları emredilmektedir.[25]

Elbette bazı ayetlerde çocukların mal gibi bu dünyanın süs ve ziyneti olduğu belirtilmiştir.[26] Bazen anne ve baba için imtihan ve deneme[27] ve bazen de bundan daha öte düşman olarak[28] değerlendirilmiş ve ilahi azap karşısında onlar için bir faydalarının olmadığı belirtilmiştir.[29]

Hadislerde

Çocukların Ailedeki Yeri

Hadislerde çocuklara ve onların haklarına riayet edilmesine özel bir ilgi gösterilmiştir. Bu hadislerden bir kısmı, çocukların ailedeki konumunu pekiştirmek ve ebeveynlerin maddi ve manevi yaşamlarındaki etkilerine değinmiştir. Hadislerde çocuk, ailenin bereketi, cennet çiçeği ve Allah’ın kullarına olan hayrının bir göstergesi olarak değerlendirilmiştir.[30] Öyle ki çocuğun ebeveynleri hakkındaki duası, bu dünyada müstahaptır, ahirette de şefaatleri kabul olmaktadır.[31] Bundan dolayıdır ki hadislerde, çocuklar hak sahibi olarak addedilmiş, anne ve baba da onun karşısında sorumlu olarak sayılmıştır.[32]

Çocuk İçin Layık ve Değerli Annenin Seçimi

Bu genel bakışa ilaveten, çocuğun doğum öncesinden yaşlandığı çeşitli dönemlere ait hadisler zikredilmiştir. Çocuğun baba üzerindeki ilk hakkı -daha anne karnına nütfe olarak atılmadan önce- onun için uygun ve liyakatli bir annenin seçilmesidir.[33] Çünkü çocuk, bir çok sıfat ve kişisel ahlaki özelliklerini anne ve babasından almaktadır ve bu sıfat ve özelliklerin değiştirilmesi, onun bir sonraki eğitim ve terbiye aşamasında oldukça zordur[34]. Spermin anne karnında döllenmesinin zamanı, mekânı ve niteliği hakkında da İslam’da tavsiyeler vardır.[35]

Çocuğun Nesebinin Belli Olması

Çocuğun haklarından biri de nesebinin belli olmasıdır. Bundan dolayı, birkaç hadiste, bir kadın için birkaç kocanın caiz olmamasının hikmeti[36], kadınların talaktan sonra iddet beklemelerinin gerekliliği,[37] ve zinanın haram olmasının nedeni[38], çocukların neseplerinin belli olmasına yönelik olduğu kaydedilmiştir.[39] Ayrıca tıpkı hadis ve fıkıh kurallarına göre çocukların nesebi için, gebelik süresi için minimum ve maksimum olmak üzere sınırlar belirlenmiştir.

Çocuğun Döllenme Esnasındaki Hakları

Çocuk, anne karnına atılır atılmaz ve döllenir döllenmez bazı haklara sahip olur. Örneğin: gebe kadının şeri hududunun icrası geciktirilir. Bunun nedeni, rahimde mevcut olan cenine zarar vermekten kaçınmak ve ceninin düşürülmesinin haram olmasıdır. Ayrıca hadislerde ceninin fiziksel ve ruhsal sağlığı için anne ve babaya ahlaki ve sağlık içerikli tavsiyelerde bulunulmuştur. Örneğin: annenin gebelik süresi boyunca fiziksel ve ruhsal sağlığına önem verilmesi, beslenmesine dikkat gösterilmesi ve bu süre zarfında günah ve çirkin işlerden sakınması. Buna ek olarak cenin, mali haklara da sahiptir. Bu hakların korunup sabit olması dünyaya gelmesine bağlıdır.

Çocuğun Doğumunda Tavsiye Edilen Adaplar

Çocuğun dünyaya geldiğinde yapılması gereken tavsiye ve öneriler de çocukların haklarından sayılmaktadır. O adaplar şunlardır:

  1. Sağ kulağına ezan, sol kulağına ikame okunması.[40]
  2. Tahnik (Yeni doğmuş bebeğin damağına anne sütünden önce; hurma… gibi bir gıdanın çalınması ve damağın iyice ovuşturulması işlemine tahnik denir. Bu hurma sürüldükten sonra bebek onu emmeğe başlar). Tahnik işleminin, Fırat suyu ya da yağmur suyuna biraz hurma ve İmam Hüseyin’in (a.s) türbeti eklenerek yapılması. (İmam Hüseyin’in türbetiyle karıştırılmış hurmanın iç kısmı, bebeğin damağında posa kalmayacak şekilde Fırat suyu veya olmaması durumunda yağmur suyu ile (veya her iki suyla karışık olmak üzere) sıvılaştırıldıktan sonra bebeğin ağzına sürülerek damlatılır. Türbetin (toprağın) çok az olmasına dikkat edilmelidir.)
  3. Bebeğin kulağının delinmesi. Öyle anlaşılıyor ki Yahudilerin bu işi yapmamalarından ötürü onların geleneklerine muhalefet etme babından yapılmaktadır.[41]
  4. Bebeğin yedinci günü saçlarının kesilerek ağırlığı miktarınca (altın veya gümüş) sadaka verilmesi.
  5. Akika kurbanı kesilerek yoksullara etinin paylaştırılması.
  6. Yedinci günü, güzel bir isim konulması.[42]
  7. Erkek çocukların yedinci gününde sünnet ettirilmesi.[43] Bu işin fıtri bir emir ve ilahi bir sünnet olduğu belirtilmiştir.[44]
  8. Velime vermek. Eğer bebek için akika kurbanı kesilmişse onun etinden istifade edilmesi daha iyidir.
  9. Çocuğun doğumundan dolayı tebrikte bulunmak.
  10. Hakkında dua etmek.

Anne sütünün bebek için en iyi yiyecek olduğunu belirten hadisler[45] ebeveynlere, bebeğe süt veren kadının sıfat, hal ve özelliklerinin süt yoluyla bebeğe geçtiğinden bu duruma dikkat etmeleri tavsiyesinde bulunmuştur.[46] Bu da haklardan sayılmaktadır.[47]

Çocuklara Zarar Vermekten Sakındırılması

Hadislerde, çocuklara zarar verilmesi yasaklanmıştır.[48] Nitekim yine Kur’an ayetlerinde, kız olduklarından veya harcama ve ihtiyaçlarını karşılayamama korkusundan dolayı çocukların öldürülmesi (kürtaj) veya diri diri toprağa gömülmesi haram ve Allah’a şirkten sonraki en büyük günahlardan biri olarak sayılmıştır.[49]

Hatta rivayetlerde, ebeveynlerin kız olduğundan dolayı çocuğun ölmesini arzu etmeleri yasaklanmıştır. Çünkü bu dileğin gerçekleşmesi halinde, bu kişi Allah’a isyan eden kişi gibi Allah’ın huzuruna çıkarılır.[50] Bu sebepten ötürü Hz. Resulü Kibriya Efendimiz (s.a.a), ebeveynleri çocuklarına ters ve kaba davranmaktan ve onlara zorluk çıkartılmaması konusunda -ki bunun sonucunda onların günaha düşmeleri, anne ve baba ahı almaları ve sılayı rahimi kesmelerine[51] ve ilahi af ve bağış dairesinden çıkmalarına neden olur[52]-uyararak nehyetmiştir.

Çocukların Sevilmesi ve İyilik Yapılması

Anne ve babaya, çocuklarını sevmeleri, şefkat göstermeleri, iyilikte bulunmaları ve onlara ikramda bulunmaları tavsiyesinde bulunulmuştur.[53] Çocuklara iyilikte bulunmak, anne ve babaya iyilikte bulunma ayarında sayılmıştır.[54] Öyle ki bu emirlere uymamak kişinin Peygamberin sünnetinden çıkmasına,[55] uyması durumunda ilahi rahmete şamil olacağı ve cennete layık biri olarak tanıtılmasına neden olacağı belirtilmiştir.[56]

Hz. Resulullah’ın (s.a.a) siyre ve yaşamında çocuklara namazda bile güzel davrandığı([57], çocuk ve torunlarını öptüğü ve kokladığı[58], dizlerinin üzerine koyduğu, onlara hayır duada bulunduğu[59] ve onlara selam verdiği[60] geçmiştir. Şia Ehlibeyt İmamlarının (a.s) siyresinde de çocuklarına böyle davrandıkları geçmiştir.[61]

Çocuklara Davranışta Adalete Riayet

Çocuklara adaletli davranma konusu da onların anne ve baba üzerindeki bir diğer hakkıdır.[62] Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) iki çocuğundan ikisi de aynı yerdeyken yalnızca birini öpen babaya itiraz ettiği rivayet edilmiştir.[63] Buna rağmen hadislerde anne ve baba, taşıdıkları bazı üstünlüklerden dolayı bazı çocuklarını bazı çocuklarından daha çok sevebileceği teyit edildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu ayrıcalık cinsiyet farklılığından kaynaklanmamalıdır.[64] Yine çocuklarına verdikleri sözlerini tutmaları da anne ve babaya tavsiye edilmiştir.[65]

Çocuk Terbiye ve Eğitimi

Anne ve babaya emredilen bir diğer hak da çocukların terbiye ve eğitimidir.[66] Bu, sadaka vermekten daha üstün sayılmış babanın çocuklarına en üstün hediyesidir.[67] Çocuğun varlığı anne ve babadandır ve her ne olursa olsun onların her yaptıkları bir nevi terbiye ve eğitimlerinden kaynaklıdır.[68] Bu hadislerin genel içeriğinden bu tavsiyelerin nihai amacının, çocukların salih olmaları isteminden kaynaklıdır. Çünkü hadislerde salih evlat, Allah Teâlâ tarafından gönderilen bir rızık olarak tanıtılmıştır.[69] Nitekim Allah’a ibadet eden bir çocuk da mümin bir kul için miras olarak değerlendirilmiştir.[70]

Din Eğitimi ve Sosyal Beceri

Çocukların terbiye ve eğitimi için bazı pratik emirler de verilmiştir. Bunların bazıları dini eğitim, bazıları da sosyal becerilerdir. Örneğin: iyi işlerde çocuklara yardım etmek[71], Allah’ı tanıma konusunda çocuğa rehberlik etmek, Allah’a ibadet etme konusunda ona yardımcı olmak[72], namaz kılmak için çocuğun yedi yaşından itibaren zorlanması ve teşvik edilmesi[73], inanç bozukluklarından korunması için çocuklara Kur’an ve dini eğitimler verilmesi[74], çocuklara yüzme ve ok atmanın öğretilmesi[75], okuma yazma öğretilmesi ve buluğ çağına erdikten sonra evlenmeleri için çaba gösterilmesi.[76]

Terbiye ve Eğitimin Genel İlkelerinin İfadesi

Çocukların eğitiminin genel ilkeleri hakkında da tavsiyelerde bulunulmuştur. Örneğin: anne ve baba, çocukların daha küçük yaşlarda eğitim ve terbiyeye yatkın olduklarını, bu yaştan geçilmesi durumunda, bir sonraki eğitimlerinin daha zor olacağını bilmeleri gerekir.[77] Nitekim rivayetler ebeveynlere çocuklarına iyi davranmaları ve ihsanlarından dolayı mükâfatla ödüllendirileceği, hakaret ve kötü davranmaları durumunda azaba uğrayacaklarını belirtmiştir.[78] Dolayısıyla çocukların teşvik edilmesi ve makul olmayan tembihlerden kaçınılması gerekir.[79]

Ahlaki Kaynaklarda

Ahlaki kaynaklarda da çocukların haklarına önem gösterilmiştir. Ahlak kitaplarında -çocukların gelişiminden aşamalarından, buluğuna kadar sıfat ve özelliği açıklanmıştır- anne ve babaya bu konuda emirlerde ve tavsiyelerde bulunulmuştur. Gazali[80] çocukların eğitiminin -Riyazetu’s-Sübyan tabiriyle bunu ifade etmiştir- en önemli işlerden olduğunu belirtmiştir. Zira çocuklar, ebeveynlere bir emanettir ve her bir eğitimin kabulü de gereklidir. Bundan dolayı ebeveynlerin rolü, onların saadet ve mutluluğa ulaşmaları ya da onların bundan mahrum kalmalarını sağlayacak öğretmenlik gibidir. Dolayısıyla anne ve baba onların sevap ve azaplarına ortak olacaklardır.[81] Bu sebepten ötürü, ebeveynler çocukluğun daha ilk evrelerinden itibaren çocukların terbiye, eğitim ve nefis tezkiyesine ciddiyetle yaklaşmalı ve onları uygunsuz kişilerle arkadaşlık yapmaktan sakındırmalı ve ayrıca çocuklara aşırı hoşgörü ve düşkünlük, haddinden fazla refah ve rahatlık ve gereğinden çok dünya süslerine kapılmalarına mani olunmalıdır.[82]

İslam’ın bu konudaki emir ve düsturları, çocuğun sütannesinin çocuğa süt verme evresinden başlamaktadır. Şöyle ki kadındaki çirkinliklerin süt yoluyla çocuğa geçmesinden dolayı çocuğu emziren kadının mütedeyyin olması ve helal yiyeceklerden istifade etmesi gerekmektedir. Daha sonra çocukta haya duygusunun güçlendirilmesi, yemek yeme kuralları, elbise giymek, arkadaş seçimi, okuma ve yazma, Kur’an ve hadis öğretilmesi, iyi ve güzel şiirler ile salih insanların yaşantılarının okutulması gerekir. Devamındaki tavsiyeler oturup kalkması, konuşma ve oyun oynamasıyla ilgilidir ve en son emir ve düsturlar buluğa erdikten sonraki yaşamı hakkındadır (yani, namaz, oruç gibi bir mükellefin bilmesi gereken şeri hüküm ve sorumluluklar).[83]

Kaynakça

  1. En’am, 137; Mümtehine, 12; Tekvir, 8, 9.
  2. En’am, 151; İsra 31.
  3. Nahl, 59.
  4. Bkz. Nahl, 58, 59; Zuhruf, 17.
  5. En’am, 151.
  6. En’am, 140.
  7. İsra, 31.
  8. En’am, 137, 140.
  9. En’am, 151; İsra, 31; Mümtehine, 12.
  10. Mümtehine, 12.
  11. Hac, 2; Kassas, 7.
  12. Bakara, 233; Lokman, 14; İhkaf, 15; Bu konularla ilgili detaylı bilgi için Bkz. Taberi, Tusi, İbn Arabi Maliki, Bakara Suresinin 233. Ayetinin zeyli.
  13. Bakara, 233.
  14. Bakara, 233.
  15. Bakara, 233; Talak, 6.
  16. Nisa, 7.
  17. Nisa, 11.
  18. Taberi, Tusi, adı geçen ayetin zeyli.
  19. İsra, 24.
  20. Lokman, 14; İhkaf, 15.
  21. Bkz. Taha, 40; Kassas, 13.
  22. Yusuf, 21; Kassas, 9.
  23. Al-i İmran, 38; Meryem, 2- 3; Enbiya, 89; Saffat, 100.
  24. Nahl, 72; İsra, 6; Şuara, 132, 133; Nuh, 12.
  25. A’raf, 189, 190.
  26. Kehf, 46.
  27. Enfal, 28; Tağabun, 15.
  28. Tağabun, 14; Kehf, 74, 80.
  29. Al-i İmran, 10, 116; Lokman, 33; Mümtehine, 3.
  30. Kâfi, c. 6, s. 2; Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 3, s. 481; Suyuti, c. 1, s. 489.
  31. Kutbu Ravendi, s. 285; Evailu’l-Leali, c. 1, s. 270.
  32. Buhari, c. 6, s. 152; Müslim, c. 3, s. 163; Seyh Saduk, c. 2, s. 622.
  33. Biharu’l-Envar, c. 75, s. 236.
  34. İbn Mace, c. 1, s. 633; Kâfi, c. 5, s. 354; Tabersi, s. 197; Suyuti, c. 1, s. 503, 505; Felsefi, c. 1, s. 59 -90.
  35. Tabersi, s. 209, 212.
  36. Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 2, s. 95.
  37. Bakara, 226, 228, 234; Talak, 1- 4.
  38. İsra, 32; Furkan, 68.
  39. Kâfi, c. 6, s. 113; Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 3, s. 565; Tabersi, c. 2, s. 93.
  40. Kâfi, c. 6, s. 24.
  41. Kâfi, c. 6, s. 35; Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 3, s. 489.
  42. Kâfi, c. 6, s. 28, 48.
  43. Kâfi, c. 6, s. 34.
  44. Buhari, c. 7, s. 56.
  45. Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 2, s. 34.
  46. Kâfi, c. 6, s. 44.
  47. Kâfi, c. 6, s. 42, 43.
  48. İbn Mace, c. 2, s. 890.
  49. Buhari, c. 7, s. 70, 75.
  50. Kâfi, c. 6, s. 5.
  51. Kâfi, c. 6, s. 48, 50.
  52. Fettal Nişaburi, c. 2, s. 368.
  53. İbn Mace, c. 2, s. 1211; Kâfi, c. 6, s. 49.
  54. El-Fıkhu’l-Mensub lil-İmam Rıza aleyhi selam, s. 36.
  55. Tirmizi, c. 3, s. 216.
  56. Buhari, c. 7, s. 64; Kâfi, c. 6, s. 48.
  57. Kâfi, c. 6, s. 48; Buhari, c. 7, s. 64.
  58. Buhari, c. 7, s. 74, 75.
  59. Buhari, c. 7, s. 76.
  60. İbn Mace, c. 2, s. 1220.
  61. Ayyaşi, c. 2, s. 166.
  62. Buhari, c. 3, s. 134.
  63. Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 3, s. 483.
  64. Kâfi, c. 6, s. 51.
  65. Kâfi, c. 6, s. 49.
  66. İbn Mace, c. 2, s. 1211; Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 2, s. 622.
  67. Tirmizi, c. 3, s. 227.
  68. Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 2, s. 622.
  69. Kâfi, c. 6, s. 2.
  70. Kâfi, c. 6, s. 4.
  71. Kâfi, c. 6, s. 50.
  72. Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 2, s. 622.
  73. Ebu Davud, c. 1, s. 119.
  74. Kâfi, c. 6, s. 49.
  75. Kâfi, c. 6, s. 49.
  76. Fettal Nişaburi, c. 2, s. 369.
  77. Nehcü’l-Belağa, 31. Mektup, Kâfi, c. 6, s. 49.
  78. Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 2, s. 622.
  79. İbn Fehd Hilli, s. 79; Kâfi, c. 3, s. 297; Men la yahzuruhu’l-fakih, c. 2, s. 127.
  80. Gazali, c. 3, s. 72.
  81. Gazali, c. 3, s. 72.
  82. Moskoviye, s. 70, 71; Gazali, c. 3, s. 72.
  83. Bkz. Moskoviye, s. 68, 75; Gazali, c. 2, s. 217, 218, c. 3, s. 72, 74.

Bibliyografi

  • Kur’an-ı Kerim.
  • İbn Ebi Cumhur, Avaliu’l-Lealiu’l-Aziziye fi’l-Ahadisi’d-Diyniye, Mucteba Iraki baskısı, Kum, 1985.
  • İbn Babaveyh, Uyun-u Ahbari er-Rıza, Mehdi Laciverdi, Kum, ş. 1363.
  • İbn Babaveyh, Men La Yahzuruhu’l-Fakih, Ali Ekber Gaffari baskısı, Kum, k. 1404.
  • İbn Arabi Maliki, Ahkamu’l-Kur’an, Ali Muhammed Becavi baskısı, Halep, 1959, Beyrut ofset baskısı.
  • İbn Fehd Hilli, İddetu’d-Dai ve Necahu’s-Sahi, Ahmed Muvahhidi Kummi, baskısı, Kum, mektebetu’l-vicdani.
  • İbn Mace, Sünen İbn Mace, Muhammed Fuad Abdulbaki, Kahire, m. 1954.
  • Süleyman bin Eş’es Ebu Davud, Said Muhammed Liham baskısı, beyrut, m. 1990.
  • Muhammed bin İsmail Buhari, Sahihi Buhari, Muhammed Zihni Efendi baskısı, İstanbul, m. 1981.
  • Muhammed bin İsa Tirmizi, Süneni et-Tirmizi, c. 3, Abdurrahman Muhammed Osman baskısı, Beyrut, k. 1403.
  • Ahmed bin Ali Tabersi, el-İhticac, Muhammed Bakır Musevi Horasan baskısı, Necef, m. 1966.
  • Hasan bin Fazıl Tabersi, Mekarimu’l-Ahlak, Kum, m. 1972.
  • Tusi.
  • Nehcü’l-Belağa, Subhi Salih baskısı, beyrut, Kum ofset baskısı, m. 1967.
  • Muhammed bin Mesud Ayyaşi, kitabı tefsir, Haşim Resuli Mahallati baskısı, Kum, 1381.
  • Muhammed bin Muhammed Gazali, İhyau Ulumu’d-Din, Beyrut, Daru’n-Nudve el-cedide.
  • Muhammed bin Hasan Fettal Nişaburi, Ravzatu’l-Vaizin, Necef, Kum ofset baskısı, m. 1966.
  • el-Fıkhu’l-Mensub lil-İmam er-Rıza aleyhi selam, Alulbeyt baskısı, k. 1406.
  • Muhammed Taki Felsefi, Kudek ez nezer veraset ve terbiyet, Tahran, ş. 1343.
  • Said bin Hibetullah Kutbu Ravendi, kitab Silvetu’l-Hazin, el-Maruf ed-Devaat, Kum, k. 1407.
  • kuleyni.
  • Meclisi.
  • Ahmed bin Muhammed Miskeviye, Tehzibu’l-Ahlak ve Tathiru’l-A’rak, Hasan tamim baskısı, beyrut, İsfahan ofset baskısı, ş. 1398.
  • Müslim bin Haccac, el-Camiu’s-Sahih, beyrut, Daru’l-Fikr.